2017, 10 Şubat
Sumin'in Bakış Açısı
Deli gibi ağrıyan başımı ovalayarak JYP binasına girdiğimde lobide elinde telefonuyla oturan Momo'yla karşılaşmıştım. Neden burada beklediğini anlamayıp kaşlarımı çattım ve oturduğu koltuğa doğru ilerlemeye başladım.
Momo beni görünce gülümsedi ve kenara kayıp yanına oturmam için işaret etti. Miskin hareketlerle yanına oturup çantamı kucağıma aldım,
"Ne yapıyorsun burada tek başına?"
Elindeki telefonunu cebine sıkıştırdıktan sonra bana döndü, "Kimse gelmedi. Ben de dans stüdyosunda sıkılınca buraya geldim." dedi dudaklarını büzerek.
"Birazdan gelirler hadi beraber stüdyoya çıkıp ısınma hareketi yapalım." dedim ve ayağa kalkıp Momo'nun da kalkmasını bekledim. Momo da kalktıktan sonra beraber stüdyoya çıkıp dans için esneme hareketlerine başladık.
"Bugün erkenci misiniz yoksa ben mi geç kaldım?" diyerek içeri girdi Lisa. Endişeyle yerinde zıplıyordu.
Gülümsedim, "Herkes geç kaldı merak etme. Hadi sen de katıl bize.." dedikten sonra kaldığım yerden devam ettim.
Kızlar olarak esneme hareketlerimizi tamamladığımız sırada stüdyonun kapısı büyük bir gürültüyle açıldı, Hoshi bütün huysuzluğu ile içeri girip kendini siyah deri koltukların üzerine attı. Arkasından gelen Jimin de kapıyı kapattıktan sonra bizi selamladı ve Hoshi'nin yanına oturdu.
"Her sabah geç kalıyorum. Ayrı eve çıkmak istiyorum. Acaba gruptan mı ayrılsam? Yoksa evi mi ayırsam?" dedi Hoshi. Ciddi olmadığını herkes biliyordu.
Lisa kıkırdayarak ayağa kalktı ve Hoshi'nin önünde durdu, "İstisnasız her sabah aynı şeyi söylüyorsun."
Hoshi sinirlenmiş gibi görünerek ayağa kalktı, "Sizin için kolay tabii ki.." dedi beni ve Lisa'yı göstererek, "..grubunuzun 4 kişi olduğuna dua edin. Her gün 12 erkekle yaşamak ne demek biliyor musunuz siz?"
"Neden kendini saymıyorsun?" diye güldü Jimin. Bir yandan da başındaki beresini düzeltiyordu. Onu izlediğimi anlayınca bakışlarını kaçırarak Hoshi'ye odaklanmaya çalıştı.
"Çünkü BEN onlardan şikayetçiyim, ONLAR benden değil. Her sabah ekmek kuyruğu gibi sıra oluyor tuvaletin önünde, yeter artık." dedi ama bir süre sessizlikten sonra kendisi de gülmeye başlamıştı.
Kendi kendimize ısınma hareketlerini tamamladıktan sonra odaya giren koreografımız Hwa Young girip hepimizi selamladıktan sonra konuşmaya başladı, "Bugün..Sadece Jongin eksik değil mi?"
"Evet." diyip kafamı salladım. O sırada Momo beni dirseğiyle dürttü, "Neden?"
"Hong Kong'da konserleri var.." diyip kolumdaki saate baktım, "..şimdi havaalanındadırlar." Jimin birden elini saçına attı ve beresini çıkardıktan sonra saçını düzeltip konuşmaya başladı,
"Bu pratikten sonra ben de katılamayacağım. Comeback için promosyonlarda olmam gerekiyor..Ama sadece 1 haftalığına."
"Biliyorum biliyorum menajerleriniz beni bilgilendiriyor. Senin döneceğin hafta da Sumin olmayacak, Pixie Nova sonunda çıkış yapıyor." dedi Hwa Young ve bana bakıp gülümsedi. Minnettar bir şekilde eğilerek teşekkür ettim.
Hepsine teşekkür ettiğim sırada Jimin'in bakışlarının bana çevrildiğini fark ettim. Birden istemsiz olarak ben de ona döndüm ve o anda göz göze geldik. Başta gözlerini benden kaçırsa da tekrar dönüp bana baktı ve kendisini gülümsemeye zorlayarak beni kutladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[✓] no glory «book 2»
Fanfic"Demek beni seviyorsun.." Baekhyun sesimi duyunca başını eğdi ve gözlerime bakıp gülümsedi, "Ne kadarını duydun?" "Hepsini." dedim kısaca. "Nasıldı? Sence inandı mı?" diye sordu meraklı gözlerle. "Hmm..Sesin inandırıcı geliyordu bence." dedim dudak...