•'6'•

252 12 3
                                    

Sonunda sabah olmuştu. İlk defa alarmım beni mutlu ediyordu. Hala ağrıyan gözlerimi açmaya çalıştım. Sonunda kendime gelmek adına duşa girmeye karar verdim. Ayağa kalktım ve dolabımdan bir kaç şey alıp banyoya girdim. Hızlıca duş alıp dişimi vesaire fırçaladıktan sonra üstümü giydim çantamı ve telefonumu da alıp aşağı indim.

Eve bir göz gezdirip gece kapıyı kilitleyip bir yerlere fırlattığım anahtarı aradım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eve bir göz gezdirip gece kapıyı kilitleyip bir yerlere fırlattığım anahtarı aradım. Sonunda koltuk minderinin arasında buldum ve onu da alıp dışarı çıktım. Kapıyı da kilitleyip durağa doğru yürümeye başladım. Bu sokaktan ilk defa korku içinde yürüyordum. Yanımdan her geçen arabanın içine bakıyordum. Ta ki o çocuğun arabası geçene kadar. Arabanın içinden göz kırpıp güldükten sonra yoluna devam etmişti fakat benim içimi daha çok korku sarmıştı. Sonunda durağa geldiğimde durakta kimsenin olmamasına lanet etmiştim. Elimle cebimdeki biber gazını sıkıca tuttum. Her hangi bir temasa karşı tetikte olmak için. Kafamı bir sağa bir sola çevirerek etrafıma bakınıyordum. En son sağ tarafa baktığımda iki sevgili kavga ediyordu. Onlara dalıp gittiğim sırada omzuma birinin dokunduğunu hissettim. Panik yapıp cebimdeki biber gazını tek hamleyle çıkarıp adamın yüzüne sıktım. Bu benim tanıdığım her hangi biri değildi. Adam gözlerini ovarken bir yandan da konuşmaya başladı.

Adam: ahh!! Sadece yol soracaktım! Ah! Buna ne gerek vardı ki?!

Daha çok panik yaptığım için sinirle konuşmaya başladım.

Ben: aman be! Sende "pardon bişey sorabilir miyim?" Diye gelseydin ya! Benim derdim başımdan aşkın kendi gölgemden korkar oldum! Bişey olmaz 10 dakika içinde etkisi geçiyor zaten! Amma abarttın!

Daha fazla sinirlenmeden sakinleşmek amaçlı okula kadar yürümeye karar verip oradan ayrıldım. Cidden neredeydi benim cesaretim? Bir gecede bu kadar korkmuş olamazdım. Tamam kabul ediyorum korkmuştum. Ama cesaretli olmak her zaman ilk seçeneğimdi. Bu yüzden artık korkmayı kesip cesaret yapmalıyım.

☯️☯️☯️☯️☯️☯️

Okula ulaştığımda tek arkadaşlarım olan 7 kişi bahçedeydi ve benim yüzüm bir karıştı. Jimin anlarsa bir çok soru soracağı için gülerek yanlarına yaklaştım.

Ben: günaydııınn okulun karizmatik erkekleri!

Hepsi aynı anda havaya girip bana karşılık vermişlerdi.

Hepsi: günaydın okulun yeni güzel kızı!!

Gülerek Jimin 'in yanındaki  boş yere oturdum. Bir şeyler konuşuyorlardı ama ben geç geldiğim için olaya Fransız kalmıştım. Sonunda Jimin sıkıldığını belli edip bana döndü.

Jimin: eee evdeki ilk tek gecen nasıldı?

Jimin 'e belli etmesem de içten içe hala ağlamak istiyordum. Jimin cevap beklercesine yüzüme bakmaya devam ederken konuşmam gerektiği anlayıp sorusuna karşılık cevap verdim.

Ben: çok güzeldi. Böyle ses yok seda yok. Ohh valla miss. İstediğin gibi takılıyosun. Süper bir şey..
Jimin: ben de korkar ararsın diye bekliyordum ama demek ki korkmamışsın.
Ben: (sessizce) he he ne demezsin.
Jimin: ne dedin?
Ben: ilk defa tek kalmadım Jimin. Abartma...
Jimin: (gülerek) dalga geçmeyi seviyorum Hye... Ayrıca şaka yaptığımı biliyorsun.

Jimin 'e gülerek karşılık verdiğimde zilin çalmasıyla ayaklanmaya başlamıştık. Yürürken bağcığımın açıldığını fark etmeyip bastığımda Yoongi yanımda olduğum için beni düşmekten kurtarmış yetmezmiş gibi eğilip bağcıklarımı bağlamıştı.

Yoongi: bağcık bağlamayı bilmediğini söyleseydin ya böyle bağcık mı bağlanır.
Ben: hani hakkımda her şeyi biliyordun?
Yoongi: biliyorum zaten.
Ben: bunu bilmiyorsun ama...
Yoongi: ama dün gece ne olduğunu biliyorum....

☮️☮️☮️☮️☮️
Jungkook: hadi ama Hye. Beden dersi gibi kafa dağıtmak için indiriyorlar hem sen kızlarla voleybol oynarsın ya da istersen bizimle basket oyna. Ama gel. Hadi..
Bak hatta istersen hiç bişey yapma bizi izlersin.

Jungkook iki saattir tepemde durmuş beni spor salonuna  indirmek için ikna etmeye çalışıyordu. Uykumun olduğunu söylesem de beni bırakmıyordu. Sonunda dayanamayıp kafamı sıradan kaldırdım.

Ben: ama sadece izlemeye gelirim.
Jungkook: işte bee.. tamam izlersin. Hadi kalk.

Jungkook kolumdan tutup beni kaldırdı ve koşturarak spor salonuna girdi. Hwa 'nın sinsi gözleri anında bize dönerken Jungkook beni sahanın ortasına götürdü.

Jungkook: sonunda ikna etmeyi başardım.
Namjoon: eee hangi takımdasın?
Taehyung: tabi ki bizim takımda.. bu nasıl soru böyle?
Ben: ah ben izle-
Seokjin: tamam hadi o zaman başlıyoruz. Hye al sen başlat.

Seokjin topu bana doğru fırlattığında topu tutup Jungkook 'a baktım. Omuzlarını kaldırıp "üzgünüm" ifadesini takınınca yapacak bir şey olmadığını anlayıp topu sektirmeye başladım. Jimin 'e doğru pas attığım sırada oyun artık başlamıştı. Bir yandan ne kadar oynamayı bilmesem de bir diğer yandan da kafa dağıtmak için iyi oluyordu. Ama kafamda hala tek bir soru vardı. Yoongi.... Dün gece ne olduğunu biliyorsa neden yanıma gelmemişti?? Bana "ben değil bir adam gözetliyor" demişti. O halde Yoongi bunu görmemiş sonradan öğrenmişti. Ne zaman öğrenmişse öğrenmiş iyi olmuştu bu sayede daima tetikte olacak kendini koruyabilecekti.. benim yüzümden başı belaya girmişse ben de onu koruyacaktım bunu yapmak zorundaydım.

✳️✳️✳️✳️✳️
Taehyung: sen ne yaptığının farkında mısın Dong? Basketbol oynuyoruz yakartop değil!

Dong 'un kafama top atması sonucu beyin travması geçirirken kendimi yerde bulmuştum. Jimin ve Jungkook yanımda dururken diğerleri Dong 'la konuşuyor Hwa ise sinirle bize bakıyordu. Hwa ve Dong 'un benimle ne alıp veremediği vardı acaba?

Yoongi: nasıl bir deneyim görmek ister misin? Topu bir de senin kafanda görelim ha?

Yoongi sinirle topu fırlatacakken Hoseok onu durdurmuştu.

Yoongi: bırak da şu topla beynini dağıtayım.
Dong: bak işte benim beynimi dağıtabilirsin ama senin beynini dağıtmak zor olacak küçücük sonuçta şek-
Ben: hey!! Laflarına dikkat et!

Arkadan lafa atlamamla Yoongi hariç herkes bana dönmüştü. Yoongi hariç herkes çünkü Dong Yoongi 'ye şeker çocuk diyeceği için sinir topluyordu ki daha büyük bir kavga olsun ama ben bölünce o hala sinirle Dong 'a bakıyordu. Jimin ve Jungkook 'tan yardım alarak ayağa kalktım. Yavaşça yürüyerek Dong 'a yaklaştığım sırada Yoongi kolumdan tuttu. Hızlıca kolumu çektikten sonra Dong 'un duyabileceği şekilde konuşurken bir yandan da üstüne yürüyordum. Ben ilerledikçe o da geri geri gidiyordu.

Ben: bir daha ne bana yaklaşmayı ne de Yoongi 'ye şeker çocuk demeyi aklının ucundan bile geçirme. Haa yapıcam inadına yapıcam dersen sonuçlarına çok fena katlanırsın.
Dong: (gülerek) hadi ya ne yapabilirsin ki?
Ben: her ülkede her şehirde her mahallede her sokakta her adreste tanıdıklarım var. En uygunsuz zamanında en ıssız yerde tek bir kelimemle seni bulabilirler. Beni fazla hafife alıyorsun. Yerinde olsam bastığım yere dikkat ederdim. Bundan sonra kork benden...

Dong 'un yüz ifadesi anında değişirken son cümlesini söyledikten sonra hızlıca salondan çıktı.

Dong: delirmişsin sen...

Saçlarımı geri atıp diğerlerine döndüğümde şaşkınlıkla bana bakıyorlardı.

Ben: ne??
Hoseok: az önce Dong senden kaçtı mı?
Ben: (gülerek) eh yani. Bizim de kendimize göre bi şeklimiz var yani..

Sonunda herkes gülerken gülüşlerine karşılık ben de güldüm. Sanırım yolda ki kendime olan cesaret konuşmam işe yaramıştı. Ama tek sorun bu cesaret tek derdi intikam olan silahlı bir adama işleyebilir miydi? Denemeden göremeyiz öyle değil mi???

BÖLÜM SONU...

School |M.Y.G|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin