Ben: yani anlayacağınız küçük bir kavgaydı. Arkadaş kan davasına çevirdi...
Yaklaşık 1-2 saattir karakolda duruyor ifade veriyorduk.
Polis: peki ya silah? Onu nerden buldun?
Ben: babamın ruhsatlı silahı. Herhangi bir soruna karşılık sadece korkutmak amaçlı kullanıyor.
Polis: sen neden ateş ettin o zaman?Yoongi de yanımda olduğu için bu soru karşısında gerilmiştim. Ama doğruları söylemek en doğrusu olacaktı.
Ben: her ne kadar korksam da Yoongi 'yi korumam gerekiyordu. Onun elinde de silah vardı çünkü.
Polis: tamam bu kadar yeterli. Hastaneden iyi haberler almaya bak.
Yoongi: bacağından vuruldu. Hiç bir şey olmaz. Fazla abartılıyor.
Ben: (sessizce) Yoongi...
Yoongi: ne öyle ama.?Polis ters ters bakışlar attıktan sonra kapıya ilerledi ve kapıyı açtı.
Polis: biz size haber vereceğiz.
Ben: eve gidebilir miyiz?
Polis: onu müdürle konuşmanız gerek benimle değil. Sağdan 3. Oda.
Ben: teşekkürler. Hadi Yoon..Yoongi yine huysuz moduna girmiş dik dik polise bakıyordu. Sırtından ittirip dışarı çıkardım.
Yoongi: bırakmadın ki iki laf söyleseydim.
Ben: o polis Yoon- bir dakika..
Yoongi: ne?
Ben: sen beni mi dinledin de bir şey söylemedin?
Yoongi: ne alakası var?
Ben: he he hiç alakası yok. Swag çocuğumuz şeker çocuk oluyor sanırım.
Yoongi: hey! Sen ne de-Yoongi'nin konuşmasına izin vermeden yanından fırladım. Müdürün kapısının önüne geldiğimde tekrar Yoongi'ye baktım. İçinden sabır çektiği çok bariz belliydi. Sonunda yüzünü düzeltip yanıma doğru gelmeye başladı. Yanıma gelince bana döndü ve dik dik bakmaya başladı. Onun yüz ifadesine karşılık yarım ağız sırıttım.
Yoongi: kapıyı çalıp içeri giricek misin artık?
Ben: tamam.. tamam.. giriyorum.🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈
Ben: Cho hala burada kalmak istediğine eminsin değil mi?
Cho Hee: evet. Sonuçta arkadaşız değil mi? Seni tek bırakamam. Gerçi sen baya bir cesaretlisin ama..
Ben: aman ne cesaret.. tüm hücrelerime kadar titredim yaa.. bu işler benlik değil cidden. Öyle kahramanlıkmış falan yok yani..
Yoongi: Hye.. sus artık uyumaya çalıyorum şurada..!Cidden Yoongi gitmemişti. Her ne kadar ısrar etsek de gitmemekte inat etmişti. Ayrıca odamda özenle koyduğum minnoş yastıklarımı da esir almıştı.
Ben: iyi be.. zaten ne zaman buraya girsen uyuyorsun. Cidden evin falan var mı?
Cho Hee: nee?!
Yoongi: evet var. Şimdi artık yatmaya gider misiniz?
Ben: aman iyi be! Gel Cho.. (gülerek) benim çektiklerimi ve o çok şaşırdığın olayı anlatayım sana..🐹🐹🐹🐹🐹
Cho Hee: oha kızım. (Gülerek) Hwa duysa orta yerinden çatlar yeminle...
Ben: çatlasın ne güzel işte.. bir dakika yaa..
Cho Hee: ne? Ne oldu?
Ben: hani şu mahalle kenarlarında oturan teyzeler varya.. az önce tıpkı onlar gibi konuştuk.
Cho Hee: (gülerek) Hye yaa.. bende bir şey oldu sandım...
Ben: (kahkaha)Sonunda kahkahalarımız dindiğinde saatin 3 olduğunu farketmiş ve yatmaya karar vermiştik. Cho Hee 'ye kendi yatağımı verip ben ise camın kenarında bulunan yere uzanmıştım. Cho Hee 'nin dediği şeyle artık bu kızın iyi biri olduğunu anlamıştım.
Cho Hee: iyi ki arkadaşım oldun. İlk defa biri bana karşı bu kadar iyi davrandı.. teşekkür ederim Hye...
🌕🌕🌕🌕🌕
Okulun son günü için alarmım tekrar ve ilk hafta için son kez çalmaya başlamıştı. Alarmımı kapatıp ayağa kalktım. Cho Hee 'yi uyandırmadan önce banyoya gittim. Üzerimi de değiştirip Cho Hee 'yi uyandırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
School |M.Y.G|
Fanfiction"bir papatya düşün, yaprakları her zaman seni seveceğimi gösteren..."