aşk senfonisi

40 10 18
                                    


Özüm

Bugünlerde dokunuyor her senden sonra.
Bazen kalem kağıda dokunuyor öylece .
Sonrasında o dokunuş şiir diye okunuyor.
Bazende ince bir sızı yureğime..
Yüzümde beliren çizgilerde ruhuma dokunuyor..
O ince sızı ve çizgilerdeyse
Hüzünlü bir şiir gibi senin adın okunuyor...

Cem

Özleminle başlayıp yokluğunla biten bir günün ardından bu sehrin bütün ışıklarını söndürüp kandiller yakıyorum senin ardından.
Yokluğunun acısını hucrelerime islemişken bir tokat gibi yüzüme vuruyor yanlızlık en sertinden...

Özüm

Eski hayallere hiç dokunmadan hayal
Kurmadan sadece öźlemek istedim.
Ve sustum..

Cem

Hiç gelmeyeceğini bile bile seni özlemek en büyük ibadetimdi.hasret
Acısını yaşamak bile güzeldi konu sen olunca .varlığında her günüme şükür ederdim yokluğunda senli geçen her dünüme şükür eder oldum ..şimdi yanımda olmasan bile her gece aynı yıldızların altında seyre daliyoruz alemi farkli şehirlerde olsakta...

Özüm

Mesafelerin önemi yoktur burnunun ucunda olsan ne olacak? Seni anlamiyorsa .
Ama birisi vardır dünyanın öbur ucunda .en ihtiyaç duyduğun anda iki satırıyla bile olsa .bir çırpıda yanı başında. Mesafe uzaklıkta değil.mesafe fedakarlıklarda...

Cem

Senden kalan ne varsa duruyor herşey biraktigin yerde.pencereyi bile açmadim eve sinen kokun gitmesin diye .yazdığın her mektubu yatağın sen tarafinda sakliyorum her gece önce  koklayip sonra okuyup uyuyorum. Rüyalarımı yolladım sana bir mektup zarfında .hayallerimi gökyüzüne serdim gittigin yerde üşürsen üstünü örtsün diye kalbimi güneşe koydum yokluğunu hissetmesin sensizlikte üşümesin diye...

Özüm

Seni aldım sunturlu bir yere getirdim.
Sayisiz penceren vardı bir bir kapattım. Bana dönesin diye bir bir kapattım. Şimdi bir otobüs gelir biner gideriz.dönmeyeceğimiz bir yer sec gerisi güç.
Bir ellerin bir ellerim  yeter belliyelim yetsin.seni aldım bana ayirdim .
Durma kendini hatirlat.
Durma kendini hatırlat.
Durma goğe bakalim..

Cem

Ben bir aşk fakiriyim bu dünyada .kendimi rüzgarına bıraktım sevgilim mabedin oldu gozlerin.bundan sonra gökkubbe şahidim olsun ki senden ayrı nefes almamaya yeminliyim.
Götür beni gittiğin yere cennet bakışlım.ister bir ömür kulun yap ister bin asırlık köle sensiz geçen yılların hesabını sor bana .o çocuk gülüşünle ağlat beni cennet baķışlarinla öldür beni deniz esintisi gibi kokan teninle süründür beni.yeterki senden mahrum bırakma beni .bu yer bu gök senin olsun bir  kuru ekmek bir sen yeter dünyada cenneti yaşamak için yeter bana .

Özüm

Yağmurun sesini açmakla iç kanamamdaki sesi bastıramazsın.
Ben seni baharıma yaprak değil yaprağıma bahar bildim.
Ama şimdi her aşkın başı sanırken,
Yangında son kurtarılacak olarak buldum kendimi.
Elini sol dikişten sızan kanıma ban..
O zaman anlarsın sana nasıl kanadığımı.
Sen ki nice nice yardan adamlar erittin.
Nice aşkların alfabesini değistirdin.

Anlarsın gerçek seveni. Var gitme..

Cem

Ömrümün haritasinda sana çıkar bütün yollar. Damarlarımda gezen her damla kan feda olsun sana ey yâr.
Ben ki yağmurlara yazdım adının her harfini gitme sevgilim bu gece benimle kal diye .yangin dediğin benim sol yanımdır .
Nice dağlar denizler aştım senin icinde gözlerinden akan bir damla yaşta boğuldum sevgilim.
Benim baharimda sensin yazımda yokluğunla ıslah etme beni razıyım dört mevsim ayazına....

Ölüm senfonisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin