•sekiz•

7.8K 523 373
                                    

Medya : Ege

———

Levent : Ege.

Levent : Bugün gelemedim özür dilerim.

Levent : Uyuyor musun?

Levent : Ege cevap ver nolur bak merak ediyorum.

Ege : İyiyim

Ege : Uyuyordum su içmek için uyandım.

Levent : İstersen yanına gelebilirim

Ege : Gerek yok uyuyacağım

Levent : Kırıldın değil mi? Seni ihmal ettiğim için kırıldın.

Ege : Sana kırılamam ki ben.

Ege : Boşuna yorulma diye dedim

Ege : Hem saat de çok geç korkarım evde kal

Levent : Tamam o zaman sabah okulda görüşürüz.

Ege : Tamam iyi geceler

———

Gecenin bir vakti, olduğum yerin absürtlüğünü yok sayarsam her şey normal görünecekmiş gibi bir hisle çaldığım kapının yavaşça açılmasını izliyordum. Soğuk hava tenime iğnelerini batırırken çok az açılan kapıdan görünen beden içimin bir sıcaklıkla dolmasını sağladı.

Onu merak etmekle geçirdiğim saatlerin sonunda sadece ürkek bakışlarını görmek bile bana yetmişti. Şimdi onunla konuşmadan gitsem yine aynı ferahlığa sahip olurdum. Çünkü biliyordum, benim için önemli olan onun iyi olmasıydı. Onu görmek, belki sarılmak, çok düşük bir ihtimalle öpmek öncelikli isteklerim arasında olmamıştı.

Kısık sesle "Levent." deyip kapıyı tamamen açan çocuğa güven verici olduğunu düşündüğüm bir gülümseme sunarak açtığı kapıdan içeri girdim. Sıcak hava yüzüme çarpıp kasılmış bedenimi gevşetirken yalnızca bana bakmakla yetinen Ege'nin kolunu tutarak onun odasına doğru yürüttüm. Uykudan uyandığı kapandı kapanacak olan gözlerinden belliydi. Benim için uykusundan olsun istemezdim.

"Neden sen gelme dediğin halde geldiğimi merak ediyorsan diyeyim, tamamen meraktan." Koridorda yürürken sessizliğin bizi rahatsız etmesini önlemek adına konuşuyordum. Hani konuşmasam da olurdu. Yalnızca karşı karşıya oturduğumuz, gözlerimizle iletişim kurduğumuz günler hiç de az değildi.

"Yalnız olabileceğini tahmin ettim. Ben de gelip bir sürpriz yapayım dedim. İyi yapmışım değil mi?"

"İyi yapmışsın ama uyuyordum. Seni yordum." Cevap vermeme gerek yoktu. Beni yormayacağının farkında olmalıydı.

Odadan içeri girdiğimizde kolunu bırakıp her zamanki yerim olan tekli koltuğa oturarak elimle yatağı işaret ettim.

"Sen uyu. Ben burada takılırım."

Dediğimi duymazdan gelerek önümde durup gözlerini ellerine birleştirdiği ellerine indirdi. Söylemek istediği şey onu zorladığından olsa gerek birkaç dakika cesaretini toplamayı bekleyerek "Benimle uyusan olur mu?" dedi sonunda konuşmaya karar verdiğinde.
Fakat bu seferde ev ölüm sessizliğinde olmasa duyamayacağım kadar sessiz konuşmuştu. Normal arkadaşların birbirinden istemeyeceği şeyleri istediği için sessiz konuştuğuna emindim.

Cevap vermeyip ayağa kalkarak yatağa yürüdüm. O da beni taklit edip sırtını bana dönerek yatağa uzandı. O oldukça zayıf olmasına rağmen ben fazla cüsseli olduğumdan tek kişilik yatak bize biraz küçük gelecekti. Bunu önlemek için ona sokularak yatağa yatıp yüzümü saçlarının arasına gömdüm.

Burnum onun terden sırılsıklam olmuş ensesine değdiğinde dudaklarımın arasından "Çok terlemişsin." cümlesi döküldü.

Zaten gergin olan vücudu bu cümlemle daha çok kasılmıştı. "Rahatsız olduysan kalkayım." deyip kalkmak için hamle yaptığında tişörtünden tutarak onu yüzü bana dönük bir şekilde yanıma çektim.

"Rahatsız olmadım." Parmaklarımı karışık saçlarının arasından geçirerek geriye doğru yatırdım. Şimdi yüzü daha çok ortadaydı. "Bu halin hoşuma gitti."

Gözleri kocaman açılarak onu daha tatlı bir hale getirirken dudaklarımın kıvrılmasını engelleyemedim. "Şaşırma. Her zaman dediklerimden farklı bir şey demedim."

"Uykumu kaçırdın." deyip o da gülümsedi.

Yakınlığımız, bedenlerimizin birbirine teması, gözlerimizin birbirine kenetlenişi... İkimize dair her şey bana o kadar normal geliyordu ki. Olması gereken sanki hep buymuş gibiydi.

"Uykularını kaçıracak bir insan mıyım ben?" Yüzüme yerleşen çapkın gülümsemenin sebebini irdelemek istemiyordum. İrdelersem ulaşacağım sonuçlar hiç iç açıcı olmayacaktı.

"Yapma şunu." Utançtan kızaran yüzünü benden saklamak istercesine boynuma gömdü.

"Benden utanıyor musun?" Elimi yanağına yerleştirip yüzünü açığa çıkarmaya çalıştım ama izin vermeyip daha da sokuldu boynuma.

Dudağımı kulağına yaklaştırıp "Uyuyalım o zaman." diye fısıldadım. "Sabah olduğunda hiç utanmamışsın gibi yaparız. Olur mu?"

Kafasını kaldırmadan aşağı yukarı sallayıp bir elini belime atarak uyku pozisyonunu aldı.
Onunla uyumanın içimde yeşerttiği huzuru nasıl anlatabileceğime dair hiçbir fikrim yoktu. Bunu ancak hareketlerimle gösterebilirdim. O harekette onun saçlarına bıraktığım uzun öpücüktü.

———

Yazdığım en kısa bölümdü.

Bir de ben bu ikisine bayıldım.

Sizi öpüyorum.

Lütfen oy verin deyip gidiyorum.

🐘🔸

Siyah Yüzlü Çocuk [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin