•ellialtı•

1.8K 116 89
                                    


———

Çarşamba
(17.51)

Buğra : Beraya anlattın mı her şeyi?

Levent : Anlattım.

Buğra : Ne dedi?

Levent : Sana bunu söyleyecek değilim Buğra.

Buğra : Levent bir kez olsun zorluk çıkarmasan ha

Levent : Size düşman değil merak etme

Levent : Hatta senin suçun olmadığını bile düşünüyor sanırım

Buğra : Düşünmesin

Levent : İlk defa aynı fikirdeyiz bak

Buğra : Biraz abartarak anlat lütfen hatta Ege'yi söylemeseydin hiç

Levent : Neden istiyorsun bunu? İşine tam tersi gelmez miydi?

Buğra : Ege'nin daha fazla zarar görmesini istemiyorum tamam mı?

Buğra : Nefretinizi gelip bana kusun ona tek kelime etmeyin artık

Levent : şansına küs Ege'yi biliyor ama saçma bir şekilde en az da ona kızgın

Levent : Onun gibi iyi biri bana aşık olduğu için çok şanslıyım biliyor musun?

Buğra : Biliyorum Levent en çok ben biliyorum.

Levent : Ah pardon üzdüm mü seni?

Buğra : Şerefsizliğin şu an ne yeri ne de sırası Levent

Levent : Neyin yeri ve sırası sayın sinsi

Buğra : Bir şey diyeceğim sana ama yap lütfen

Levent : Söyleyeceğin şeye bağlı

Buğra : Tamam.

Buğra : Ege'yi görmeye gelebilir misin?

Levent : Hahahaha hiç güleceğim yoktu.

Levent : Niye göreyim onu ben aq?

Levent : Yüzüne bakmaya tahammül edemem onun.

Buğra : Seni tanıyorum Levent ben.

Buğra : Onu çok sevmesen bu kadar zoruna gitmezdi yaptığı.

Buğra : Kızardın ama ağzından çıkanların ne sonuçlar doğuracağını da bilirdin.

Buğra : Kendini kaybetmenin nedeni onu çok sevmen kabul et artık.

Levent : O sevgimi hak etmiyor.

Buğra : En çok o hak ediyor biliyorsun.

Levent : Neden onun savunuculuğuna başladın?

Buğra : Sen hep yanındaydın diye hiçbir şeye karışmıyor olabilirdim ama o benim en yakın arkadaşım.

Levent : Bunu inkar edemem zaten merak etme.

Levent : Yaptıklarını onun için yaptığının ben de farkındayım.

Levent : He Bera kadar iyimser bakamıyorum olaya ama gerçeği de değiştiremeyiz.

Buğra : Teşekkür ederim anladığın için.

Buğra : Gelecek misin?

Levent : İlk önce nedeni söyle sonra karar veririm ben

Buğra : Ege iyi değil. Odasından çıkmıyor, yemek yemiyor, uyumuyor. Günden güne eriyor ve ben hiçbir şey yapamıyorum Levent

Buğra : Uyuduğu nadir anlarda  bile huzursuz. Beceremedim diye sayıklayıp duruyor.

Buğra : Belki sen konuşursan kendisine gelir.

Levent : Bir dakika beceremedim derken.

Buğra : Çok düşünme

(Levent çevrimiçi.)

Levent yazıyor...

(Levent çevrimiçi.)

Levent yazıyor...

Levent : Bana bak yapmadı değil mi?

(Buğra çevrimiçi)

Buğra yazıyor...

Buğra : Ne dememi bekliyorsun acaba?

Levent : Sikeyim

Levent : İyi mi vücudunda bir şey var mı

Buğra : İlaç içmişti midesini yıkadılar iyi şu an

Levent : Neden bana söylemedin lan

Levent : Yalnız başına kaldı bensiz kaldı niye söylemedin

Buğra : Çocuğa tekrar denemesini sen söylemişsin Levent nasıl söyleseydim

Buğra : Kusura bakma bu sefer de olmadı artık bir dahakine mi deseydim?

Buğra : Zaten ölmediği için bile mahcup hissediyor  bir de o psikolojiyle seni görseydi şimdikinden beter olurdu.

Levent : Onun evinde misiniz?

Buğra : Evet

Levent : Geleceğim ama Bera da gelmek istedi. Sorun olur mu?

Buğra : Olmaz.

(Levent çevrimdışı.)

(Buğra çevrimdışı.)

———

Buğra hâlâ kendinden çok başkalarını düşünüyor,
Levent hâlâ fevri davranıyor,
Bera hâlâ saflığını koruyor,
Ege hâlâ pişmanlık duyuyor
ve ben hâlâ berbat texting yazıyorum ewpcpepcpwldwl

Geri döndüm mü bilmiyorum ama bu hikayeyi bitireceğim.

Bu bölüm öylesindeydi asıl bölüm yarın gelecek o yüzden berbat mesajlaşma yeteneklerine sahip yazarın berbat textingini görmezden gelip ana konuya odaklanıyoruz.

Sizi seviyorum hâlâ bölüm bekleyenler ve yeni bölümün geleceğine olan inancını kaybettiği halde hikayeyi kütüphanesinden çıkarmayıp bölüm gelince şaşıranlar

🐘🔸

Siyah Yüzlü Çocuk [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin