22. bölüm

302 24 0
                                    


Hani bir çiçek görürsünüz ve o çiçeği çok seversiniz kökünden koparıp evinizin bahçesine ya da saksıya ekmeyi düşünmeden sapından koparırsınız evinize götürür suyun içine koyarsınız.  Ama sizde bilirsiniz onun solacağını bende öyleydim işte ben çiçektim ve namjoon'a bağlıydım beni ondan koparan da hiç hayatımda olmasını istemediğim baba demeye utandığım kişiydi . Mahkemenin sonuçlarından sonra benim yıkılma anım olabilirdi belkide .

Ayağa kalktım yanımdaki altı erkekte kalktı düşünüyorum da ben onların nasıl yüzüne bakacaktım. Bakamazdım! Bakamam utanırdım.

Hepsi beraber Daniel'in olduğu yere doğru ilerledi ler bende oraya ilerledim . Namjoon'a bir göz ucuyla baktım . Başını yere eğmiş arasıra elleri ile yüzünü siliyordu . Ağlıyor muydu? Evet ağlıyordu onu ben ağlatmıştım ama zorundaydım onun önümde öldürülmesine izin veremezdim asla?! O ve şu benim abim saydığım altı adam bu dünyadan giderse ben yalnız kalırdım. Daha açığı bu hayatta bir b*kuma yaramazdım. 

Onların Daniel'e sordukları soru keşke hiç babamı bulmasaydım cümlemi oluşturdu beynimde . O sordukları soru ve kurdukları cümleler beynimde yankı yapıyordu.

Yoongi: ona söyle çabuk bize geri dönsün.

Jin:  her şeyi geçtik geri dönmesin tamam bize sadece o iyi mi söyle.

Daniel:  iyi sadece biraz yorgun düşmüş...

Jimin:  kesin ağladı , ağlayacaksa niye bıraktı bizi.

Taehyung: o nerde ?

Daniel:  efendim size yerini söylememi rica etti .

Hoseok:  ama sadece  rica etmiş söyle bize yerini.

Daniel bana baktığında acınası bir durumun içinde olduğumu anladım. Hepsi pes edip namjoon'un yanına gittiklerinde onu teselli etmeye çalışıyorlardı.  Namjoon ayağa kalkıp salondan çıkacağı sırada arkasını döndü .

Namjoon:  ona bir daha benim karşıma çıkmaması konusunda uyar , ve eğer onun yanında olacaksan ona iyi bak .

    Hiç bir şey diyemedim o çıkınca da Daniel'e sarılıp ağlamaya başladım. Kötüyüm ama bu acılarda dinerdi umarım yaralarım kabuk bağlardı ama onlarla bir gün karşılaşırsam kesinlikle o yaralar tekrar açılacaktır . Dünya küçük nerde ne zaman karşılaşacağımız belli olmaz  değil mi?....

1 ay sonra :

Vay be onlarsız bir ay geçti.  Bu süreç içerisinde melek ile konuştuk ama fazla değil haftada iki defa falan sevgilisinin fotoğrafını atmıştı. Şu an saat 23:37 ve ben hâlâ uyumuyorum türkiye’de galiba 17:  37 falandır kahvemi bitirip mutfağa koydum . Yatağıma girip gözümü kapatmıştım ki telefonum çalması ile tekrar gözlerimi açıp komidinin üstünden telefonumu aldım yabancı numaraydı ama ben bu numarayı biliyordum.  Annem?! Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

Hana:  efendim?

Annem:  hana.

O tam tersi olmayacak mıydı ya? Bu işte bir terslik var . Bir sorun vardı belliydi çünkü annemin sesi ağlamaklı çıkıyordu.

Hana:  efendim anne.

Annem:  kızım şu an hastanedeyim.

Hana: eee

Annem:  ilk uçakla buraya gelmen lazım çünkü melek şu anda doğum uzmanının odasına girdi.  (  polikliniğin ismini unuttum😇😳😳)

Hana:  peki sen bunu nerden öğrendin?

Annem:  Sabah melek çok garipti arkadaşına gideceğini söyleyip evden çıktı onun o garip hareketlerini anlayamadığım için onu takip ettim ve işte.

Hana:  anne şimdi sen ordan çık ve eve git ben Türkiye'ye gelene kadar meleğe bu konu ile ilgili bir şey söyleme ablası olarak onunla ben konuşmak istiyorum yarın uçak biletini alıcam diğersi gün oradayım meleğe benim geleceğimden de bahsetme .

Annem:  tamam .

Telefonu kapatıp geri komidinin üstüne koydum . İşte şimdi biraz da olsa rahat şekilde yatabilirim. Umarım o melek olayına yanlış bir anlaşılmadır. ...

↪DUYGUSUZ ↩  KİM NAMJOON + BTS  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin