Yüzüme vuran güneş ışığı ile uyanmayı ne kadar istesemde, burnuma konup duran sinir bozucu sinekle uyanmıştım.
Elimi kaldırıp yavaşça salladığımda vızıldayarak gidiyor, bir kaç saniye sonra tekrar geliyordu. Zaten yorgundum bir de bununla uğraşmak sinir bozucuydu.
"Ya sinek bir git, cidden keseceğim kafanı bak."
Tekrar elimi sallayarak benden uzaklaşmasını sağladığımda bu kez de ufak kıkırtı duymuştum. Kaşlarımı çatarak söylenmeye devam ettim. "Şimdi de gülüyor, komik mi?"
Arkamı dönüp uyumaya devam etmeye çalışırken belime dolanan kollar ile sinirlerim artmıştı. "Birde sarılıyor, ne biçim sineksin anlamadım ki. Bıraksana beni."
"Keşke uyansan ve sinek olmadığımı anlasan."
Gözlerim kapalı bir şekilde yatağın ucuna gittiğimde sesin tanıdık geldiğini fark etmiştim. Bu sinek Jungkook'un sesini nasıl çıkarıyordu?
"Uyanınca kafanı koparacağım hatırlat."
Tekrar uyuma girişimine girdiğimde karnımın üstündeki el karnımı okşamaya başlamıştı. Uykum kaçarken sinirle nefes almış arkamı dönmüştüm.
"Kaç kere diyeceğim beni bır-AY!"
Karşımda tavşan dişleri ile gülerek bana bakan Jungkook'u gördüğümde derin nefes alarak baş parmağımı damağıma bastırdım bir kaç kez.
"Ödüm koptu."
Tamamen ona dönüp konuştuğumda gülümseyerek alnımdan öptü. "Günaydın."
Gülümseyerek başımı boynuna gömdüğümde belimdeki elini sırtıma çıkarmış, diğer eliyle saçlarımı okşuyordu. "Günaydın."
"Bir saattir beni sinek sanıp, kavga ediyorsun. Uykulu iken cidden seni anlayamıyorum."
Güldüm. "Bazen ben de kendimi anlamıyorum."
Saçlarıma bir kaç öpücük bırakarak derince koklamıştı. "Çok güzel kokuyorsun."
Sessiz kaldığımda parmaklarını boynumda hissetmiştim. Saçlarımı geriye çekerek parmaklarını boynumda gezdirmeye başladı. "İzler çok güzel görünüyor."
Domates olmadan hemen önce konuştum. "Biraz daha konuşursan bu ilk ve son olur sevgilim."
Gülerek başını eğdi ve boynuma bir kaç öpücük bıraktı. "Tamam, konuşmuyorum daha fazla."
Derin nefes alarak geri çekildim ve yataktan kalktım. Sabaha karşı banyo yaptığım için saçlarım hala kurumamıştı.
"Hadi kalk, yemek yiyelim ve okula gidelim. Haftasonu dans yarışması var hala yatıyoruz."
Kafa sallayıp yataktan kalktığında üzerimi düzelterek yatağı toplamaya başladım. Banyoya girdiğinde dolaptan kıyafet seçerek üzerimi giyindim. Aynanın karşısına geçip saçımı yaparken banyodan giyinmiş bir şekilde çıktığında gözüm ona kaymış, saçımı yamuk bir şekilde toplamıştım.
Derin nefes alıp aynaya tekrar döndüğümde arkamdan sarılarak başını omzuma koydu. Gülümseyerek başımı çözdüm ve tekrar bağladım. Tekrar ortayı bulamadığımda oflayarak tokayı çıkardım. Gülerek başını kaldırmış, elimdeki tokayı alarak saçlarımı toplamıştı. Aynadan onu izlerken nasıl böyle mükemmel olduğunu düşünüyordum.
Ailem yoktu, kimsem yokken buraya gelmiştim. Hiç bilmediğim bir yerde yeniden hayata tutunmak için çabalamıştım. Tüm varlığımı, okuyup güzel bir meslek edinmeye adamışken o çıkmıştı karşıma. O, büyük gözleri, karamel saçları, tavşan dişleri ve mükemmel köprücük kemikleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IMPOSSİBLE LOVE | JJK
Fanfiction"Senin hep yanında olacağım ve biz, mükemmel bir aile olacağız." ✎ 280818