"Tanrım, çok heyecanlıyım! Kalbim yerinden çıkacak gibi hissediyorum!"
"Bende!"
"Bende!"
Etrafta koşuşturan, koreografileri üzerinde son kez çalışan dansçıların hepsinin üzerinde göz gezdirirken dayanamayıp hepsine göz devirdim. Bildikleri şeyleri yapacaklardı, ne vardı bunda bu kadar heyecanlanacak?
Birazdan partnerlerimiz ile sahneye çıkacak ve üzerinde çok büyük bir emek verdiğimiz çalışmalarımızı gözler önüne serecektik.
Bu, eleme sonuçlarını öğrenmek ve çalışmalarımızı sergilemek için okulumuzun büyük spor salonu hazırlanmıştı. Bu koca salonda birazdan tüm gruplar hünerlerini sergileyecek, sadece üç grup finale çıkarak diğer okullarla yarışabilecekti.
Biz iyi bir iş çıkardığımız için ben oldukça sakindim. Bu nedenle kızlar için olan soyunma odasında etrafta koşan kızları anlayamıyordum.
Tamam, heyecanlı olabilirsiniz. Ama neden cırlayarak kulağımızı kanatıyorsunuz!
Bu kargaşaya daha fazla dayanamayarak soyunma odasından çıkıp derin bir nefes aldım. Spor odası olan yan odaya girerek spor aletlerinin birine oturdum. Burası diğer odaya göre daha havadar ve daha serindi. İçeride bunalmıştım...
Hemen önümde duran aynaya bakarak kendimi süzdüm. Giydiğim kısa, siyah şort ve beyaz büstiyer ile oldukça iyi görünüyordum. Sarı saçlarıma yaptığım at kuyruğu ve yüzümdeki yok denecek kadar az olan makyajım ile de tamamen hazırdım. Sadece Jungkook'u ve sıramızı bekliyordum.
Bu arada, benim kütük sevgilim neredeydi?
Evet, sevgiliydik. Dün teklifini açık bir şekilde kabul etmiştim. Tamam, sözlü bir cevap vermemiştim. Ama en azından bir cevap vermiştim! O yüzden sevgiliydik biz artık, tamam mı?
Rahatladığımı hissettiğimde oturduğum aletten kalkarak odadan çıktım. Soyunma odasına gidip çantamdan telefonumu alacak ve kütük sevgilimi arayacak-
"Aleyna yok mu?"
Kapısına geldiğim odadan duyduğum meraklı ses ile yüzün gülmüştü. Sevgilim beni arıyordu!!
"BURADAYIM!"
Hemen arkasında, yüksek sesle bağırmamla irkilerek yerinde sıçramış ve bana dönmüştü. Beni gördüğünde diğerlerini umursamadan ellerini ceplerine koyarak uzun bir ıslık çalmıştı. "Ooo"
O beni süzerken bende onu süzüyordum.
Ne var be? Sevgilim o benim, süzerim!
Giydiği dar, siyah deri pantolonu tüm bacak kaslarını gözler önüne sererken, üzerine giydiği beyaz gömlek ile çok yakışıklı görünüyordu. Özenle yaptığı saçları bile farklı kılıyordu bu çocuğu!
"Çok güzel olmuşsun." Hayranlıkla beni süzmeyi kesip konuştuğunda gülümsedim.
"Teşekkür ederim."
Diğerlerinin bize bakmasını umursamadan çantamı astığım yere gittim ve çantamın cebinden telefonumu alarak geri döndüm. Jungkook'un koluna girerek odadan çıktım. Bir nevi çocuğu sürüklüyordum.
"Nereye gidiyoruz hanımefendi?"
"Çok sıkıldım bayım, hava almaya ihtiyacım var."
"Dışarı mı çıkıyoruz yani?"
"Evet."
Aniden kolunu kendine çekmesiyle bende dönerek sert göğsüne çarptım. Ne güçlü bir çocuk bu be! Kafam yarılıyordu az daha.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IMPOSSİBLE LOVE | JJK
Fanfiction"Senin hep yanında olacağım ve biz, mükemmel bir aile olacağız." ✎ 280818