29

433 29 28
                                    

"Hadi, kalkalım artık."

Yavaşça ayaklanan Jungkook ile bende yatakta doğruldum. Tam ayaklanacağım sıra kasığıma vuran ağrı ile yüzümü buruşturmuş, olduğum yerde kalmıştım.

Of ya, nefret ediyordum böyle habersiz gelmesinden!

"Bir sorun mu var?"

Endişeli gözleriyle bana bakan Jungkook'a dönerek zorlukla gülümsedim. "Hayır, sen git ben geleceğim."

Kollarını göğsünde birleştirmiş yüzündeki sırıtış ile bana bakmaya başlamıştı. "Kahvaltı hazırlamayı bana kakalıyorsun değil mi?"

"Evet, lütfen!"

Hızla bağırmamla irkilmiş hızla başını sallayarak odadan kaçarcasına çıkmıştı.

Odadan çıkmasıyla derin bir nefes alarak ayaklandım. Elimi kasığıma koyarak dolabıma yürümeye başladım. Çekmecelerden birini açıp içinden iş çamaşırı ve ped çıkararak banyoya koştum. Niye bilmiyorum fakat utanmıştım.

İşimi hallederek elimi yüzümü yıkamış, hızla banyodan çıkmıştım. Yataktaki nevresimleri de değiştirerek odamı topladım. Telefonumu alarak odayı terk ettim ve aşağı indim.

Hissettiğim mükemmel kokuyla gözlerimi kapatarak mutfağa doğru yürümeye başladım. "Tanrım, harika kokuyor!"

Mutfağa girerek sandalyeye oturdum ve Jungkook'u izlemeye başladım. Kırışmış kıyafetleri, dağılan saçları ve şiş gözleri ile mutfakta oradan oraya koşuyor, kahvaltı hazırlıyordu.

Bu haline kıkırdayarak ayağa kalkmış, yardım edeceğimi söylemek için yanına yürürken tekrar ağrı kendini göstermiş ve acı bir şekilde inlememe sebep olmuştu. "Aaahh!"

Jungkook korkuyla bana dönmüş, elindekileri masaya koyarak hızla yanıma gelmişti. "Ne oldu? İyi misin? Bir yerine bir şey mi oldu? Bakayım!"

Bedenimi kucaklayarak mutfaktan çıktı ve salona doğru yürümeye başladı. İdrak ettiğimde ise tekrar kızarmıştım. "Ö-önemli bir şey değil ki."

Umursamayarak bedenimi koltuğa yatırmış, yanı başımda yere çömelerek saçlarımı okşamaya başlamıştı.

"Ne oldu bir anda?"

Gözlerimi devirerek başımı geri çektim. Neden kurcalıyordu ki?

"Yok bir şey, iyiyim ben."

"Ne yapıyorsun?" Çatık kaşları ile bana bakmaya başladığında başımı geri çekmemi kastettiğini anlamıştım.

"Hiç bir şey. Ya uf, işine gitsene ya sen! Uykum var, uyuyacağım."

Kaşlarını daha da çatabilir gibi daha da çattığında değişen ruh halime sövmeye başladım. Çocuğa neler diyordum!

"Bu saate kadar uyuyorduk zaten."

"Olabilir, uyuyacağım Jungkook! Yemek hazır olunca çağır beni."

Oflayarak yerinden kalkarak mutfağa doğru gittiğinde tekrar konuştum. "Çikolatalı şeyler felan da koysana sevdiceğim."

"Sevdiceğimmiş, hatırladın sonunda sevgilin olduğumu!"

"Lütfen Jungkook, çikolata istiyorum."

"Tamam baş belası!"

"Teşekkür ederim... Çok fazla olsun ama!"

Cevap vermediğinde başımı yastığa gömerek cenin pozisyonuna geçtim. Kasıklarım o kadar ağrıyordu ki, bu beni ağlamaya zorluyordu. Her seferinde alışsam bile ağrı her zaman canımı yakıyordu.

IMPOSSİBLE LOVE | JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin