9.BÖLÜM: KPSS

132 39 39
                                    

Medya=Tuna

Psikoloğumun Tuna mı olmasına şaşırayım yoksa Taner ile Tuna'nın bir araya gelecek olmalarına mı bilemedim. Bu nasıl bir şanstı da böyle denk gelmişti. Sadece biz değil toplamda altı çift öğrenci ile aynı hastanedeydik ancak her çift farklı psikologtaydı.

Şimdi bunları düşünmenin sırası değildi. Çünkü şuan tam karşımda Tuna vardı. Sakin olmaya çalışarak kahveyi masaya koydum. Henüz onun haberinin olup olmadığını bilmiyordum.

Masadan ayrılacakken seslenmesiyle ona döndüm.

"Bir soru mu soracaksın?"

"Yok canım. Onu da nereden çıkardın?"

"İlayda bir psikolog olan bana bu sözleri yedirtemezsin."

Şefi kontrol ettim. Neyse ki buraya bakmıyordu.

"Senin yüzünden mesaiye kalacağım!"

Hafifçe güldüğünde gözlerim gülüşüne takılmıştı. Kafamı iki yana sallayarak gözlerine odaklandım.

"İyi ben de mesainin dolmasını beklerim."

Bir şey demeden arkamı dönerek masadan uzaklaştım. Bu çocuk başıma nerden bela olmuştu ya? Doğru ya ilk önce ben onun başına bela olmuştum.

Çokta fazla kişi gelmediği için mesai saatim rahat ve hızlı geçmişti. Üzerimdeki önlüğü çıkartarak dolaptan sırt çantamı aldım.  Soyunma odasından çıkarken çantamı da takmıştım.

Gözlerim ilk olarak hala beni bekleyen Tuna'yı buldu.
Kurtulamamıştım. Eğer bilmiyorsa - ki bildiğini zannetmiyordum. - benden öğrenirse sinirleneceğini düşünüyordum. Sonuçta sadece ismini duyunca bile sinirleniyordu.

Onu görmezden gelip yanından geçeceğim sırada kolumdan tutarak bir sandalyeye oturttu.

"Dökül bakalım."

"Neyi?"

"Bir soru soracaktın."

Burnumu kaşıdım.

"Yok ya ben sadece teşekkür edecektim. Teşekkür ederim senin sayende bölüm birincisi oldum."

"İyi aferin de şuan yalan söylüyorsun. Bana söyleyeceğin bu değildi."

Sitem ettim.

" En azından inanmış gibi yapabilirdin."

Güldükten sonra tekrar ciddileşti.

"Dökül."

"Sana hiçbir şey söylemek zorunda değilim. Hem yakında öğrenirsin."

Yerimden kalkarak bu sefer durdurmasına izin vermeden kafeden dışarı çıktım. Henüz yaz tatiline iki hafta vardı ve benden öğrenmesini istemiyordum.

<>•••••<>

O günün üzerinden bir hafta sonu geçmişti ve Pazartesi yine okuldaydım. Ama kendimi boşuna geliyormuş gibi hissediyordum. Çünkü derslerin çoğu boş geçiyordu. Ancak bu haftada okula gelecek haftaya gelmeyecektim.

Yine boş dersin birinde boş midemi doldurmak için kantine gelmiştim. Bir yandan karışık tostumu yiyor bir yandan da ayranımı içiyordum. Tostumu bitirdiğimde ayranı da kafama dikledim.

Bir kahve alarak tekrar masalardan birine kurulmuştum. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu bahçede olsa da kantin de kalabalıktı.

Karşımdaki sandalye çekilerek Taner oturdu. Aynı zamanda da konuşuyordu.

"Duyduğuma göre staj eşim senmişsin."

"Bunu duyduğuna göre psikoloğu da duymuşsundur."

Yüzü düşse de tekrar toparladı ve kahvesinden bir yudum aldı.

"Bu sene de bitiyor ne düşünüyorsun?"

Sadece kendim duyacağım şekilde " HAYALET 'in kim olduğunu düşünüyorum" dedim.

"Anlamadım"

"Hiç ne düşüneceğimi bilemiyorum."

"Bence son senemiz çok iyi olacak."

Keyifsizce cevapladım.

"Hı hı son senemiz harika olacak. Ne de olsa KPSS'ye çalışacağız."

Ama bunu derken onun zengin olduğunu untmuştum. Ne de olsa KPSS'ye girmesine gerek yoktu.

İlayda sad story arkadaşlar Taner de demiyor gel ben sana klinik açarım falan Neyse gif köşemizde bugün Taner Beyi ağarlıyoruz

HAYALETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin