27. BÖLÜM: Saldırgan

70 19 2
                                    

Medya: Tuna ve İlayda

Kapının açılma sesiyle tüm dikkatim dağılmış bakışlarım Taner'e dönmüştü. Tam da gelecek zamanı bulmuştu. Asılmış suratımla Tuna'ya döndüm. O benim aksime kaytardığı için mutluydu.

Masaya resmen fırlattığı dosyayla bakışlarım tekrar Taner'e döndü. Görünen o ki hala sinirliydi. Bana bir bakış attıktan sonra masadan biraz uzakta bulunan koltuğa oturdu.

Bende yerimden kalkıp yanına oturdum. Tuna'ya baktığımda bakışları ikimizin üzerinde gezdirdiğini gördüm.

"İlk hastanla işin nasıl gitti?"

Kısık sesle Taner' e sormuştum. Bana baktı ve kendini gülümsemeye zorladı.

"İyiydi. Bir sorun çıkmadı."

Gülümsedim.

"Ben ilkinde ne yapacağımı bilemedim. Ama kolaydı."

O da gerçekten gülümsedi. Sonunda siniri geçiyordu.

"Sen zeki kızsın , kolaylıkla atlatmışsındır."

Koluna vurdum. Hafifçe güldü.

"Bana diyene bak. Kendisi benden zeki."

Omzunu silkti.

"Yinede zekisin. Yoksa nasıl bölüm birincisi olacaksın?"

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Tuna yardım etmişti. Ama ona söylemeyi düşünmüyordum. Benden cevap alamayınca bakışları bana döndü.

Kapı çalınca üçümüzün de bakışları kapıya dönmüştü. İyi yırtmıştım. İçeri telaşlı bir şekilde hemşire girmişti.

"Hocam acilen gelmeniz gerekiyor. Hastanızın biri fenalaştı."

Tuna hemen yerinden kalkarak hemşireyle birlikte gitti. Bende merak ederek peşlerinden gittim. Merdivenlerden yukarı çıktıklarını gördüğümde bende çıkmaya başladım.

Koştukları için biraz önümdeydiler. Merdiveni çıkarken ayağım takıldı ve dizimi basamağa çarptım. Yüzümü buruşturdum. Tam sırasıydı.

Yukarıdan bağırış sesleri geliyordu. Merdivene oturarak dizimi ovuşturdum. Neyseki sert çarpmamıştım. Yerimden kalkarak yavaş adımlarla ilerlemeye başladım. Bir yandan da gözlerimle dizimi kontrol ediyordum.

Son merdiveni de çıktığımda tam başımı kaldıracakken kolumdan tutup çekildiğimi ve aynı anda boğazıma dayanan keskin cismi hissetim. Gözlerim korkuyla açıldı.

Kollarım hemen beni saran elleri buldu. Etrafıma baktığımda karşımda Tuna'yı gördüm.

"Sakın yaklaşmayın!"

Arkamdaki bedenden gelen ses beni ürkütmüştü. Kulaklarım uğuldarken bir sesi ayırt etti. Bu Tuna'ydı.

"Tamam sakin ol ve kızı bırak."

Arkamdaki beden geriye adımlarken bende onunla birlikte adımlamaya başlamıştım.

"Hayır. Buradan çıkana kadar bırakmayacağım."

Tutuşunu sertleştirdi ve eş zamanlı boynumdaki sızıyı hissettim. Gözlerim Tuna'ya döndüğünde endişeyle bana baktığını gördüm.

"Kıza zarar veriyorsun!"

Konuşmak istedim ama sözcükler ağzımdan dökülmedi. Korkudan dilim tutulmuş gibiydi.

"Yaklaşma!"

Saldırgan arkamızdaki merdivenleri fark etmiş olmalı ki yönünü değiştirdi. Etrafımızda birsürü kişi vardı ve hayretle bizi izliyorlardı. Tıpkı film izler gibi.

Gözyaşlarımın damla damla döküldüğünü hissettim. Görüşüm bulanıklaşmaya başladı. Geri geri ilerlerken asansöre binmiştik. Kafamı iki yana salladım , olamaz. Tek başımıza kalamayız.

Asansörün kapısı kapandı ve boğazımdan hıçkırıklar kaçmaya başladı.

"Sessiz ol!"

Susmaya çalıştım ama hıçkırıklarım kesilmiyordu.Tutuşunu sertleştirince bir sızı daha hissettim.

"Sana sessiz olmanı söyledim!"

Dudaklarımı birbirine bastırarak elimden geldiğince sessiz olmaya çalıştım. Birkaç dakika sessiz geçmişti. Nihayet asansör kapısı açıldığında derin bir nefes verdim.

Hızlı adımlarla beni sürüklemeye başladı ama karşımıza Tuna ve birkaç kişi çıkmıştı. Nefes nefeseydiler.

"Yaklaşmayın yoksa zarar veririm."

"Tamam, tamam sakin ol."

Tuna bunları söylerken gözleri arkamızdaki bir yere takılıydı. Yanlış görmüş de olabilirdim. Gözlerim gözyaşlarımdan hala bulanıktı.

Hala geri geri giderken sarsıldım ve boynumdaki kollar yok oldu. Derin bir nefes alarak dizlerimin üstüne çöktüm. Elim sızlayan boynumu bulurken Tuna önüme çökmüş kollarını bana dolamıştı.

"İyi misin?"

Sözlerini idrak edemezken kulaklarım uğuldamaya başladı. Gözlerim kararırken son hissettiğim şey deniz kokusuydu.

Owww ilaydam yavrum annem nasılsın ha bebeğim hı niye çıkıyorsun ki Tuna'nın arkasından ha

HAYALETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin