Medya: Taner
İlayda'dan...
Of nerde kalmıştı bu kız? Ayağımı yere vurarak beklemeye devam ettim. Biraz daha beklersem ağaç olacaktım. Hem otobüsün de kalkmasına az kalmıştı.
Bileğimden tutularak sürüklenmemle Buğlem'in geldiğini sanmıştım ama o değildi. Gözlerimi büyüttüm. Bu Tuna'ydı. Neler oluyordu? Benim bu durumdan hemen kurtulmam gerekiyordu. Nihayet durarak bileğimi bıraktığında yüzümü buruşturarak bileğimi ovaladım. Acımıştı.
"Ne yapıyorsun?"
Yüzünde sinirli bir ifade vardı ve bu hiç hayra alamet değildi. Tırsmadım değil yani.
"Neden benden kaçıyorsun?"
Nasıl anlamıştı ondan kaçtığımı? Aptal kafam tabii ki anlayacaktı , çocuğu gördüğüm yerde yönümü değiştiriyordum. Birkaç defa konuşmaya çalışmıştı ama ben geçiştirip kaçmıştım.
"Hiç... Ne kaçıcam?"
Söylediklerimle daha da sinirlenmişti. Daha da çatılmış kaşlarıyla tekrar bana döndü. Söylediklerimin yalan olduğu besbelli ortadaydı zaten.
"Yalan söyleme İlayda. Basbaya kaçıyorsun işte."
Pekala buraya kadardı. Daha fazla sinirlenmesini istemiyordum. Yoksa hoş şeyler olmazdı. Derin bir nefes alarak başımı önüme eğdim. Bu utanç vericiydi.
"Şu otobüsteki olay yüzünden. Sana ayıp ettiğimi düşündüm."
Şaşkın bir ifadeyle bana baktı.
"Cidden bunun için mi kaçıyordun?"
Başka şeyler de vardı ama bilmesine gerek yoktu. Bu yüzden sadece kafamı sallamakla yetindim. Şimdi biraz daha sakinleşmiş görünüyordu. Derin bir nefes verdim. Rahatlamıştım.
O sırada Buğlem koşarak yanımıza geldi. Nefes nefese kalmıştı. Biraz soluklandıktan sonra konuşmaya başladı.
"Her yerde sizi arıyorlar. Otobüs kalkıyor."
Tuna'yı orada bırakarak Buğlem ile birlikte otobüse koştum. Otobüste Buğlem'in yanındaki yerime oturdum. Etrafa bakındığımda sadece Ece ile Taner'in yanı boştu. Tuna muhtemelen Ece'nin yanına oturacaktı.
Tuna hızlı adımlarla otobüe girdikten sonra kendine oturacak yer aradı. Tahmin ettiğim gibi Ece'nin yanına yönelmişti. Ece Tuna'nın yanına geldiğini fark ettiğinde korku dolu gözlerle Tuna'ya baktı. Neden böyle bir tepki verdiğine anlam verememiştim. Sanki bir şey söylemek istiyorda söyleyemiyor gibiydi.
Tam Ece'nin yanına oturacağı sırada Taner "Dur" dedi. Sözleriyle bütün otobüsün bakışları Taner'e dönmüştü. O da paniklemiş görünüyordu.
"Hocam siz buraya geçin ben oraya geçerim."
Ne demişti o? Taner kıskanmış mıydı yoksa bana mı öyle gelmişti? Yoksa keyfinden kendi yerini ona vereceğini düşünmüyordum.
Tuna başını sallayarak Taner'le yer değiştirdi. Taner otururken Ece ile arasına mesafe koymaya dikkat etti. Madem kıskandı , neden uzak durmaya çalışıyordu ki? Bu hareketine anlam verememiştim.
Göz ucuyla Ece'ye baktığımda rahatlamış bir şekilde nefes verdiğini gördüm.Hemen ardından ifadesiz suratına geri dönmüştü. Bu işte bir iş vardı ama neyse. Elbet çıkardı kokusu.
"Bunların arasında neler oluyor?"
Buğlem'in sesiyle irkilmiştim. Başını başımın yanına yerleştirmişti.
"Bende bilmiyorum ama bir şeyler olmuş."
Suratını buruşturarak önüne döndü ve geriye yaslandı.
"Şu Ece denen kızı hiç sevmedim."
Muhtemelen duvarları yüzündendi ama ben o duvarların arkasında farklı bir kız olduğunu düşünüyordum.
"Ece Taner'i seviyor. Gözlerimle gördüm."
Kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı.
"Hiç sanmıyorum."
Kaşlarımı kaldırarak ona döndüm.
"Gözlerimle gördüm diyorum."
Omuz silkti. Bana inanmıyordu. Ben kendime nasıl bir arkadaş seçmiştim.
"Onda sevebilecek potansiyeli görmüyorum."
Bu sefer şaşkınlıkla ona baktım. Neler diyordu? Her insan sevebilirdi?
"Her insan sevebilir Buğlem. İnsanları dışına göre yargılama. Hem ben onun duvarları ardında farklı biri olduğunu düşünüyorum."
Başını önüne eğdi.
"Haklısın. Düşünmeden konuştum."
Konuştuğumuz son şeyler bunlardı. Daha sonrasında biraz Taner ile Ece'yi izlemiş göz ucuyla da Tuna'yı izlemiş ardından uyuklamıştım. Nedense kendimi çok yorgun hissediyordum. Etrafımda birsürü insan vardı ve ben rahatça uyuyabilirdim. Az da olsa deniz kokusu da vardı tabii.
Selam guys naber bölüm hakkında düşünceleriniz neler yorumlarda belirtirseniz sevinirim ha bu arada Ece yavrum sevdiceğin yanına oturdu mutlu musun canım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALET
Dla nastolatkówKış yaraların üstüne buzdan saraylar dikiyor Ve buzun içinde sonsuza dek kanıyor İhanet perisinin soğuk sarayında Kadın adını buluyor Ve erkek taşa dönüşüyor -Tuğrul Tanyol- Sağ elimdeki kağıdı sol elime alarak kağıdın çıktığı zarfı inceledim. Üzeri...