Bu bölümde dinlemenizi istediğim şarkı
Tokio Hotel - Zoom into me
Kesinlikle dinleyin!
"Hıçgıdık! Geliyorlar!"
Dişi Gecenin Öfkesi'nin üzerinde bütün asilliğiyle oturmuş bekliyordu. Heyecanlıydı ve gülümsemesi yüzünden silinmiyordu.
Düşmanlar karaya ayak bastığında, Dişsiz'in uzaktan gelen çığlığını bastırmak için bağırdı Günışığı. Bütün ejderhalar bir anda ayaklandı ve uçmaya başladılar.
Günışığı da havalandığında her şey tamamdı. O mükemmel göz alıcı hızıyla bulutlara yükseldi ve kamufle oldu. Gecenin karanlığında düşmanlarının üzerinden geçerken resmen titriyorlardı. Hızlıca ve sinsice yaklaşıp bir gemiyi ateşe verdiler. Gemilerden uzaklaşıp, ejderhalar kapanlarından birini ateşe verdiler. Sonra onun yanındaki, onun yanındakini ve onun yanındakini. Ama gözleri Drago'yu aramaktan kendini alamıyordu. Onu gözdüğü yerde çanına okuyacaktı. Bunun hayalini kuruyordu.
Kısa kısa ateş toplarıyla düşmanların elindekileri yok ediyordu.
Günışığı huysuzlanmaya başladığında, bir şeylerin ters gittiğini anladı.
"Ne oldu kızım? bir sorun mu var?"
Garip sesler çıkartmaya başladığında, sorunun kaynağına gitmesi için ona izin verdi. Tüm hızıyla Dişsiz'in yanına doğru ilerledi. Biraz yol kat ettikten sonra endişeyle dönen Dişsiz ve Fırtınuç'u gördü. Fırtınuç? O savaşta değilmiydi?
Yere indiklerinde Günışığı çalıların arasına koştu ve bir şeyi çekiştirmeye başladı. Hıçgıdık çekiltirdiği şeyin Minik olduğunu görünce biraz durdu. O, Berk adasındaydı. Fırtınuç'un bağırışlarını ve göstermeye çalıştığı şeye baktı. Çalılarda bir bez parçası vardı. Hıçgıdık onu eline aldı ve üzerindeki desenleri incelemeye başladı. Korkuyla bir iç çekti.
"Astrid.. o burada! Günışığı gitmemiz gerek. Dişsiz, sen Minikle kal. Fırtınuç gel hadi."
Dedi ve Günışığına bindi. Hızla havalanıp savaş alanına döndüler. Şuan ne Drago ne de savaş umrundaydı. Astrid'i bulup bu ortamdan uzaklaştırmalıydı. Günışığından inip bacağında asılı duran kılıcını aldı ve düğmesine basıp yanarak dışarı çıkardı. Ona saldırmak isteyenleri öldürerek caydırıyordu.
"Hadi ama Astrid! Neredesin?!"
Bağıran ve ona kılıç sallayan gelen adamı fark etti. Adam tutulur mesafeye geldiğinde kılıçlı elini tuttu ve karnına kendi kılıcını soktu. Arkasından gelen adama karşı direnmedi ve yakınlaştığında eğilip üzerinden geçmesini sağladı. Daha sonra ayağa kalkıp az önce öldürdüğü adamın üzerine düşmesi için tekme attı.
Günışığı'na döndü ve "Sakın ortalıktan ayrılma! Ihtiyacım olduğunda sana seslenicem!"
Günışığı bunu duyduktan sonra havalandı ve uçarak insanlara ateş yollamaya devam etti.
Hıçgıdık'ın Astrid'i bulamaması onu dahada fazla çıkmaza sürüklüyordu.
Hızla sahada ilerlemeye başladı. Uzakta Alvin'i gördüğünde onun yanına ilerledi. Başka bir düşman bir anda yolunu kesti. Ona atacağı sert yumruğu savurdu. Sonra bir diğerini. Aynı anda adamın ellerini tutup karnına bir tekme geçirdi. Adam yere düştüğünde kendi etrafında dönüp hızlandı ve takma bacağıyla adamın kafasına sert bir tekme daha geçirdi. Çenesinde hissettiği sızıyı fark ettiğinde sağına döndü. Gelmeye hazır yumruktan kaçtı. Kolunun altından geçip arkasına aldı ve iki eliyle kavrayıp kırılmasını sağladı. Adam açıkla bağırırken kılıçı yerine koydu, bıçağını çıkardı. Bıçağı yere düşen adamın kulak hizasında boğazının ortasından geçirip kendine doğru çekti. Dışarı çıkan gırtlağa bakmamaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderhanı Nasıl Eğitirsin
ФанфикYazılan bütün hikayeler ingilizce. Daha önce ejderhalar hakkında türkçe hikaye yazan olmadi. Bu yüzden ben ilk olucam :) Bu repligi bir yerden hatirladiniz :)