Her ne kadar kendimi uyumaya zorlasamda, sanki güneş Geyirik ile anlaşmış gibi gözlerimi yakıyordu. Bir süre yatakta döndükten sonra daha fazla uyuyamayacağımı anlayıp doğruldum. Elimi sakallarıma götürüp kaşıdım. Baçaklarımı ve kollarımı uzatıp esnedim.( yazar bu cümleyi yazdıktan sonra esnedi.) Ayağa kalkıp üzerimi giyindim. Aşağı indiğimde Astrid kahvaltıyı hazırlamış Aesa ile ilgileniyordu.
Aesa. Benim küçük prensesim.
Gidip onu kucağıma aldım.
"Günaydım Leydim."
"Günaydın, bayım"
Astrid'in yanağına bir buse bırakıp, sandalyeye oturdum.
"Merhaba bebeğim. Babasının çiçeği ne yapıyormuş bakalım?"
Aesa neşeli bir kahkaha patlatırken, onu öpmekten kendimi alamadım. Mavi gözleriyle bana iyice baktı ve yeniden gülerek kollarını bana uzattı. Boynuna öpücüğümü bırakıp onu omzuma yatırdım.
"Dikkat et, daha yeni emdi. Üzerine kusm- neyse boşver. Nerede şu bez?"
"Kustu değil mi?" Dedim şaşırmadan.
Kafasını sallayıp omzumu sildi. Onu alıp beşiğine yatırdı. Sevgili bebeğim yatmaktan nefret eder. Yatar yatmaz ağlamaya başladığını biliyor musunuz?
Aynen öyle oldu. Anında ağlamaya başladı. O sırada arka kapıdan Dişsiz geldi ve Astrid ve bana baktı. Sonra Aesa'ya yaklaştı, yüzüne üfleme başladı. Aesa huylanıp gülmeye başladığında, onunla ilgilenmeyi bırakıp kahvaltıma devam ettim.
"Ee bugün ne yapacaksın?"
"Ah bildiğin gibi değil Astrid! Arşiv ağzına kadar dolu. Gerekli veya gereksiz. Hepsini okuyup, tekrar arşivliyor yada atıyoruz. O kadar çoklar ki! Barış anlaşmaları, haritalar, babamın üye olduğu gruplar vs..."
"Uğraştıracak seni?"
"Hemde çok! Umarım çabuk biter."
Geyirik sesini duyunca üzgün olduğumu belirten bir iç çektim.
"Gitsem iyi olacak."
"Dikkat et kendine. Seni seviyorum.
"Bende seni kadın! Bende seni!"
Güldü ve el salladı. Geyirik ile birlikte yürümeye başladık.
"Ahh! işimiz uzun."
"Çok sıkıcı Geyirik! Okumayı severim ama arşiv! Saçma şeylerle dolu!"
"Ama birinin temizlemesi gerek."
"Evet, orası öyle."
Arşivin önüne gelince durdum. Tamam! İşte başlıyoruz!
İçeri girip dün kaldığımız yerden devam ettik.
.............
>Astrid<
Küçük meleğimle beraber köyü geziyorduk. Mahzene gidip yiyecek bir şeyler almalıydım. Evdeki kiler neredeyse boşalmıştı. Bu... Bir çeşit pazara çıkmak gibi bir şeydi.
Aesa'yı kuçağıma uzun bir atkı yardımıyla kendime bağladım. Yüzü bana dönüktü. Böylece onunla ilgilenmem kolaylaşıyordu. Mahzenden içeri girdim.
Kova, "Günaydın Astrid. Bugün nasılsın bakalım?"
"Teşekkürler Kova. İyiyim. Bir kaç şeye ihtiyacım varda."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderhanı Nasıl Eğitirsin
FanfikceYazılan bütün hikayeler ingilizce. Daha önce ejderhalar hakkında türkçe hikaye yazan olmadi. Bu yüzden ben ilk olucam :) Bu repligi bir yerden hatirladiniz :)