45. Bölüm: Sevdiğim Adam

4.5K 433 48
                                    

"Savaş çözüm değil." Diye bağırdım. Ama beni ne elementler umursadı, ne de vampirler. Birbirlerine kan dondurucu bakışlar atıp akla gelmeyecek laflar söylüyorlardı.

Elementler hakarete uğramıştı. Bilirdim, bizler çok gururluyduk, ayrıca da kibirli. Bu laflar bizi asla geri dönüşü olmayan bir savaşa sürükleyecekti.

"Ne yapacağız?" Dedi Nur korkmuş bir sesle. Onun korkması ender görülen şeydi.

"Bilmiyorum." Dedim güçlü tutmaya çalıştığım sesimle. "Böyle giderse savaş başlayacak."

"Demek öyle." Dedi savaşı yöneten element. Vampirler tarafından bir kez daha hakarete uğramıştı. "Pekala, bu kadar dilimizi çalıştırmak yeter. Sıra, ellerde ve ayaklarda."

"DURUN! LÜTFEN!" diye bağırdım ama çok geçti. Herkes bir anda birbirinin üstüne atlamaya, saldırmaya başlamıştı.

Vampirler elementlerin kanını emiyor, elementler acımasızca güçler yağdırıyordu. Güçlerden biri Nur'a geldi ve Nur yere kapaklandı. Kim atmıştı, görmemiştim. Nur'un yanına koşacağım sırada ona doğru koşan bir vampir gördüm. Ne yapacağını anlamıştım. İçimi bir korku kaplarken "HAYIR!" diye bağırdım ve tam o anda son zamanlarda fazla hissettiğim şeyi hissettim. Vücudum alev alacakmış gibiydi. Ve o anda havaya yükselen ejderhayı gördüm. Bu benim ejderhamdı. Doğruca Nur'un yanına uçtu ve ona doğru gelen vampiri ateş püskürterek uzaklaştırdı.

Bazı vampirler şaşkınlıkla ejderhaya bakarken birkaçı savaşı bırakarak arkaya kaçtı. Korkmuş görünüyorlardı. Ama kimsenin korkusu benim korkumu geçemezdi.

Nur doğrularak çevresinde dönen ejderhaya baktı ve nutku tutuldu. Yavaşça elini uzatıp onu okşamak istedi. Ejderham beni şaşırtarak buna izin verdi.

"Dilara!" Adımı haykıran Toprak'a şaşkınlıkla baktım. "Neler oluyor Toprak?" Dedim korkmuş bir sesle.

"Pamir." Dedi nefes nefese. "Bazı elementler hapishanedeki vampirleri yakmaya götürüyor. İçlerinde Pamir de var."

"NE?!" diye haykırdım korku ve şaşkınlıkla.

"Onu sen kurtarabilirsin Dilara. Aramızda en güçlü olan sensin. Savaştan yararlanıp oraya git. Lütfen."

Toprak ilk defa 'lütfen' demişti bana. Korkudan titriyordu. "O benim arkadaşım Dilara."

"Onu seviyorum." Dedim titrek bir sesle. "Onu kurtaraca-"

Sözümü tamamlayamadan bir güç kafama isabet etti ve yere kapaklandım. Darbenin etkisiyle bayılmışım.

*************

(3 GÜN ÖNCE)

Onlara doğru koşacağım an beni öpen çocuk kolumdan yakaladı. Bu sırada Pamir çoktan arabaya binmişti bile. "Hayır." Diye bağırdım. "Bırak beni. Pamir. Hayır, onu getiremezsiniz. O kötü biri değil."

Kimse duymadı, kimse umursamadı beni. Göz yaşlarım yavaşça akarken herkesin yaptığı tek şey acıyarak bana bakmaktı.

"Dilara." Dedi Nur hızla bana doğru gelerek.

O yetişemeden kolumu çocuktan kurtardım ve suratına atabileceğim en sert tokadı attım. Pamir'in darbelerinden halsiz düşmüş olacak yere kapaklandı.

"Dilara, ne yapıyorsun?" Dedi Nur kolumu tutup.

"SENİN YÜZÜNDEN." diye bağırdım çocuğa. "HER ŞEY SENİN YÜZÜNDEN."

Tekrar üstüne yürüyecekken Nur tuttuğu gibi beni geri çekti. "Sakin ol Dilara. Şu an yaptığın hiçbir şeyin Pamir'e faydası yok."

"Ne yapmamı bekliyorsun?" Dedim ağlamaklı sesle. "Pamir, sevdiği adam gitti. Kim bilir ona ne yapacaklar? Nur, ben onsuz yaşayamam. Daha yeni sevgili olmuşken ondan ayrılamam. Dayanamam."

Ejderha ElementiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin