Chapter 17

6.4K 529 729
                                    

Harry bulaşıkları makineye yerleştirirken neredeyse titriyordu. Ed'in bahsettiği soğuklar gelmiş olmalıydı. Sabah saatlerinde daha da çekilmez oluyordu ve tam da Ed'in söylediği gibi evden dışarı çıkılmıyordu.

Elindeki tabağı makineye koyup tekrar doğruluğunda Louis aniden ona sarıldı ve Harry korkuyla yerinde sıçradı. "Korkma." dedi Louis onun saçlarını öperken. "Üşüyorsun, değil mi?"

Harry usulca başını salladı. Normalde uyanırken sorun yaşamazdı ama o sabah sıcak yatağından çıkmak bile ona işkence gibi gelmişti. Londra hiçbir zaman bu kadar soğuk olmazdı, ilk defa böyle bir havayla karşılaşıyordu.

"Okula gitmeyeceğiz bugün, daha dün gece banyoya girdin dışarı çıkarsan hastalanırsın."

Zaten okula gitmemek için bahane arayan Harry bunu duyunca keyiflendi. Ed bu sıralar sadece ders çalışıyordu. Niall ise etkinliklerin hepsine katılıyor, dersleri asıyordu. Harry derslerde yalnız kalmaya başlamıştı. Bu yüzden pek okula gidesi gelmiyordu.

Louis tekrar onu öptü ve kapıya yöneldi. "Apartman görevlisiyle konuşup evin ısısını yükselttireceğim. Sen de bırak buralarla uğraşmayı, geç salona otur sabahtan beri iş yapıyorsun zaten."

Harry ona "Tamam." dediyse de o evden çıkar çıkmaz temizlik yapmaya devam etti. Önceki akşamdan kalan bulaşıklar da duruyordu. Çünkü Harry ne zaman mutfağa girse Louis onu zorla çekiştirerek salona götürüyor, video oyunu oynamaya ikna ediyordu.

Bulaşık makinesinin deterjanını da koyup çalıştırdıktan sonra ellerini sıcak suyla yıkadı. Küçük mutfak havlusuyla kuruladı. Şimdiden akşam yemeğini yapsa iyi olurdu ama biliyordu ki Louis onun yemek yaptığını görünce kızacaktı.

Uzaklardan telefonunun sesini duyunca ayaklarını yere sürte sürte mutfaktan çıktı ve televizyon ünitesinde duran cep telefonunu eline aldı. Herkese ayrı bir melodi ayarladığı için artık kimin aradığına bakması bile gerekmiyordu. Müzikten yola çıkarak Michael'ın aradığını anladı ve çağrıyı cevapladı.

"Efendim Mike?" dedi melodik bir şekilde. Kendini koltuğa attı ve öne doğru eğildi. Michael "Okulda mısın?" diye sordu. Harry önce başını iki yana salladı. Sonra onun bunu göremeyeceğini anımsayarak "Hayır." dedi.

"Harika. Hepimiz Luke'un evindeyiz, işin yoksa görüntülü görüşme açalım mı?"

Onları bir süredir görmediği için, bunu zevkle kabul etti. Kendisine sorulacak bin tane soru hazırladıklarını biliyordu. Soruların hepsi Louis ile ilgiliydi. Çünkü bildikleri tek şey birbirlerine ilan-ı aşk ettikleriydi. Harry bunu kısa bir mesajla anlatmış, gerisini sonra anlatırım diyerek kestirip atmıştı.

"Birazdan size arama gönderirim." dedi sonunda telefonun diğer ucundaki arkadaşına. "Sadece, diğerlerini önceden sakinleştir. Soru yağmuruna tutulmak ya da linç yemek istemiyorum. Gerekirse Ashton'ı bir kenara bağlayın."

Michael bunu duyunca kahkaha attı. "Denerim." dedi son hecesini uzatarak. Sonra veda bile etmeden çağrıyı sonlandırdı. Harry gülerek telefonunu kenara bıraktı ve tam o saniyede evin kapısı açıldı.

"Üst komşumuzla karşılaştım. Yaşlı kadınla." dedi Louis ayakkabılarını çıkartıp içeri girerken. "Bana senin nerede olduğunu sordu, bir süredir etrafta görünmüyormuşsun."

Harry üstlerinde kimin oturduğunu bile bilmediği için şaşkınca ona baktı. "Beni sorduğundan emin misin? Onu tanımıyorum ki." dedi sorgularcasına. Louis güldü. "Ben de tanımıyorum ama bana 'kıvırcık kocan nerede' dediğine göre seni soruyordu."

İkisinin evli olduğuna inananlar kulübü gittikçe kalabalıklaşıyordu.

"Evde beni bekliyor deseydin." diye cevap verdi Harry arkasına yaslanarak. Bir süredir kambur duruyor olmalıydı, belinin ve boynunun ağrıdığını hissetti.

TRY NOT TO GET MARRIEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin