Chapter 22

5.7K 479 917
                                    

"Bu hiç gerçekçi değil, tamam mı? Kimse benden buna inanmamı beklemesin." dedi Harry kollarını göğsünün üstünde birleştirirken. Az önce izledikleri filmin jeneriği laptop ekranında kayıp gidiyordu. Filmi kimin seçtiğini hatırlamıyordu ama bu filmin 'bilim kurgu' kategorisinin yüz karası olduğu kesindi.

Louis ardı ardına onun boynuna öpücükler bıraktı. "İnanma sevgilim, bence de abartmışlar." diye mırıldandı. Gerçi o pek fazla filmi izlememişti, genelde kollarının arasındaki Harry ile oynayıp onu öpmeyi tercih etmişti. Harry onun bacaklarının arasında oturmuş, sırtını da onun göğsüne yaslamış film izlerken, Louis'nin odaklanabilmesi mümkün değildi.

"Sen izlemedin bile Lou. Eleştirme."

Louis onun kazağının içine doğru bakıp sırıttı. "Tatlım, ben çok daha güzel şeyler izliyorum şu an."

Harry gülerek onun koluna vurdu. "Kes şunu."

"Bakmayı kesmem gerekiyor, evet. Ama artık dokunmaya başlasam nasıl olur?"

Kahvaltıdan sonra yatakta film izleme fikrini öne atarken, Harry onun bir şekilde bunu yapacağını biliyordu. Ailesinin evindeyken bile eli hiç rahat durmamıştı, kendi evlerinde ve kendi odalarındayken kesinlikle durmayacaktı.

"Biliyor musun, aslında harika olur." dedi ve kendi kendine bunu söyleyebilecek cesareti bulduğu için kıkırdadı. Louis buna çıldırıyordu işte! Utangaçca güldüğü zaman o kadar güzel görünüyordu ki, onu hemen orada yiyebilirdi.

Kazağını biraz kaydırarak onun omzunu açığa çıkarttı ve öpmeye başladı. Harry ona tam olarak "Seninle istediğin kadar ileri gidebilirim." dediğinden beri fırsat kolluyordu. Sürekli onu öpmek veya ona dokunmak istiyordu ama bazen onun tedirginliğini hissettiği için, bazen de kendisi tedirgin olduğu için ileri gidemiyordu.

Boynunu ısırdığı anda Harry çığlık atarak yerinde zıpladı. "Louis! Acıdı!" diye yakındı. Louis ısırdığı yeri öperken sırıttı. "Ama beyaz tenine çok yakıştı."

Harry yine utangaç kedi moduna geçti. Onun kollarına iyice yayıldı, başını geriye atıp şirince gülümsedi. "Öyle mi?" diye sordu kirpiklerinin altından bakarak. Karşılığında yanağına kocaman bir öpücük aldığında gülümsemesi daha da genişledi.

"Seni öpmeye ne kadar çok bayılıyorum, biliyor musun?" diye sordu Louis tekrar tekrar öperken.

"Bilmiyorum. Göstersene."

Louis uzanıp bu sefer onun dudağını ısırdı ve ikisi birden gülmeye başladı. "Öpmüyorsun ki Lou, ısırıyorsun sadece."

"Sanırım öpmeyi bilmiyorum. Belki bana öğretirsin?"

Bunca zamandır birlikte olmalarına rağmen hala arada flört ediyor olmaları Harry'nin gülümsemesini sağladı. Başını olabildiğince çevirerek öpmek üzere Louis'nin dudaklarına yaklaştı. Louis de gözlerini kapatıp ona yaklaşınca, Harry tam da onun yaptığı gibi dudağını ısırdı.

"Harry!" diye çığlık attı Louis. "Küçük canavar, acıdı!"

"Benimki de acımıştı. Hem sen boynumu da ısırdın, daha onun hesaplaşmasını yapacağız."

"Sen çok asi oldun bu aralar, nasıl bir ceza versem de gününü görsen acaba?"

Harry parmağını şıklattı. "Buldum! Öp beni."

"Ceza diyorum aptal, benim gibi mükemmel birinin öpücüğü ancak ödül olabilir..."

Louis kaşlarını oynatarak kendini övünce Harry aniden içinin aşkla dolduğunu hissetti ve bu sefer gerçekten onu öptü. Louis önce şaşırdı, hatta gözlerini kocaman açıp ona baktı ama Harry elini onun yanağına koyup gözlerini kapatınca, cidden içinden gelerek öptüğünü görüp ona karşılık verdi.

TRY NOT TO GET MARRIEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin