Bölüm 23

143 3 0
                                    

Her şeyin iyiye gitmesini beklerken zaman geçtikçe her şey daha da kötüye diyordu. Kızımızın doğmasına sadece 2 hafta kalmıştı. Her kontrolümüze bir umutla gitsek de hepsinden eli boş çıkıyorduk.Bugünde yeni bir umut ile haatanenin yolunu tutmuştuk. Doktorun odasına girdiğimizde Emre her zaman ki gibi elimi tutmaya devam etti.

Rutin kontrollerin ardından tekrar masanın etrafında toplandık. İlk önce hamileliğimin neden bu kadar zorlu geçtiğini anlattı. Bir hastalığım varmış. Sonrasında konuşmasına derin bir nefes alarak devam etti.

    '' Üzgünüm gençler. Elimizden bir şey gelmiyor. Artık zaman daralıyor ve sizin vir tercih yapmanız gerekiyor. Doğumunu 2 hafta sonra sezaryenle gerçekleştireceğiz. İyi günler. ''

Yerimden kalkacak gücü kendimde bulamıyordum. Bakışlarımı Emre'ye çevirdiğimde onun benden de kötü olduğunu gördüm. Kendini sıkmış bir şeyler düşünüyordu. Elimdeki elini destek vermek istercesine sıkınca bana döndü. Yavaşça yerinden kalktı ve benim de kalkmama yardımcı oldu. Bedenimi artık istediğim gibi hareket ettiremiyordum.Elini belime dolayarak beni arabaya kadar destekledi.Sonrasında arabayı çalıştırıp bilmediğim yollardan ilerledi. Eve girmediğini anlasam da sesimi çıkarmamıştım. İçim fazlasıyla acırken gözlerimden yaşların süzülmesine izin vermiştim.

Neye üzülmem gerektiğine bile karar verememiştim.

Kızımı hiç göremeyecektim. Onun kime daha çok benzediğini bilmeyecektim. İlk adımında yanında olmayacaktım. Ya da okula başladığı zaman onun saçlarını yapamayacaktım. Bana anne diye koşup sarılamayacaktı. İlk aşık olduğunda yanında olmayacaktım. Belki de utanıp babasına da anlatamayacaktı. Canı yandığı zaman onu teselli edemeyecektim. Ona, işe başladığı ilk gün güzel bir sofra kuramayacaktım.

Bütün bunlardan daha beteri ise kızım hep yarım kalacaktı. Anne özlemi çekecekti. Benimle aynı kaderi yaşayacaktı.

Gözyaşlarım hıçkırıklarla birleşince nefes almakta güçlük çektim. Bütün iç organlarım paramparça olmuş gibi hissediyordum.

Araba durduğunda Emre'ye döndüm. Arabayı sahilin önüne çekmiş ve kafasını direksiyona yaslamış hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Onu teselli edecek tek bir söz bulamamıştım.

Giden için daha kolaydı zaten. En büyük acıyı kalan çekiyordu. Kendimden nefrer ettim onu öyle görünce. O güzel yürekli adam mutluluğu hak ederken ona acıyı miras bırakmıştım.

Benim kaderimde mutluluk yokken bir an mutlu olabileceğime inanmıştım. Yanılmıştım.

Emre daha fazla dayanamamış ve kendini arabadan atmıştı. Bir banka oturup acısını denize akıtıyordu.

Zor da olsa yanına gitmiş ve oturmuştum. Ona döndüğümde içim tekrar acımıştı.

 Ona döndüğümde içim tekrar acımıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Elimi omzuna attım.

     '' Emre, özür dilerim.''

Ağlamasına bir son vermeden kafasını dizlerime koydu ve bankta uzandı. Saçlarını okşadım.

YARIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin