Aradan geçen 7 yıl hiç unutturmamıştı, onunla yaşadığımız o güzel günleri. Ama Ankara'yı unutmuştum. Adresler bana çok uzak geliyordu. Her şeye uzak hissediyordum burada kendimi. İnsan kendini ait hissettiği yere gidince kendi oluyordu. Batuhan gidince kendimi buraya ait hissetmiyordum artık. Çok büyük bir karardı aslında bizim için. Teyzem burada büyümüştü ve burada çok şey yaşamıştı. Zeynep de aynı şekilde. Ancak ikisi de bana bu zor zamanımda o kadar büyük destekte bulundular ki, gözlerini kırpmadan İstanbul'a taşındık. Her şeyi geride bıraktık. Buraya geri döneceğim hiç aklıma gelmezdi.
Otele döndüğümüzde birbirimize iyi geceler deyip odalarımıza çekildik. Uyuyamayacağımdan adım kadar emindim. Tekrar düşünmeye başlayacaktım. Geçmişin içinde kaybolmak çok karmaşık duygular yeşertiyordu içimde. Artık kaybolmak istemiyordum.
Yarın kahvaltıdan sonra ikinci adresimize gitmeye karar vermiştik. Yolculuktan ziyade gittiğimiz yerlerde yaşadığım duygu karmaşası beni yoruyordu. Bu yüzden Batuhan'a her gün bir adrese gitmek konusunda bir fikir sundum ve o da bu fikre sıcak baktı.
Pencerenin önüne gelip dışarı seyretmeye başladım. Düşünmekten kaçıyorum. Bu resmen bir hayaletten kaçmak gibiydi. İmkansız...
Yazın en sıcağında bile Ankara 'da akşamlar serin olurdu.Bunu unutmamıştım. Serin havada biraz da olsa nefes alabilmek adına balkonun kapısını açtım ve balkonda bulunan sandalyeye oturup kollarımı masaya dayadım. Hava tahmin ettiğim gibi serindi. Üşümeye yüz tutan vücuduma meydan okudum. Elimde olmadan bakışlarım yan odamda kalan Batuhan'ın balkonuna ilişti.
Onu düşünceli düşünceli otururken bulmayı beklemiyordum. Üstünde tişört yoktu. Altında sadece bir şort ile oturuyordu. Elinde sigarası ile düşünceli düşünceli Ankara'yı izliyordu.
Neler yaşamıştı kim bilir bu 7 yılda. Belli ki zor zamanlar atlatmıştı.Babası ölümle savaşıyordu. 7 yıl önce sigaraya düşman olan bu adam şimdi sigara ile dertleşiyordu.Hayat hepimize bir yerlerde belirli yaralar açıyordu. Bu yaralar kabuk bağlasa da hep kanıyordu.
Daha fazla dayanamayıp konuştum.
'' Üşüteceksin Batu. ''
Birden irkilerek bana döndü. Kaşlarını çattı.
'' Bunu bana sen mi diyorsun? ''
Bakışlarımı üzerime çevirdiğimde üstümdeki sıfır kol pijamama baktım. Gülümsedim. Gerçekten de bunu ben mi söylüyordum. Onu izlerken üşüdüğümü fark etmemiştim belki ama şuan da donuyordum.
Bakışlarımı tekrar ona çevirince yerinde olmaması beni üzmüştü. Benimle konuşmak istemiyordu.Keşke balkona çıkmasaydım diye düşündüm. En azından burada düşünüyordu. Onun mutluluğunu bozmuştum belki de. Sıkkın bir şekilde oturmaya devam edecektim ki odamın kapısı çalınca korkarak kapıya yaklaştım. Bu saatte kim bir otel odasının kapısını çalardı ki? Kapıya yaklaşıp duraksadım.
'' Kimsiniz? ''
'' Benim Deniz. ''
Batuhan'ın sesi kulaklarımı doldurunca içim rahatladı. Hemen kapıyı açtım. Üzerine bir tişört geçirmiş ve elinde iki battaniye ile bekliyordu.
'' Madem uyumuyorsun. Beraber otururuz diye düşündüm. ''
İçimdeki bütün kelebekler tekrar yaşamaya başlayınca gülümsedim. Elimde değildi onu sevmek.
'' Olur. ''
Kapının önünden çekilince balkona doğru ilerlemeye başladı. Kapıyı kapatıp yavaş adımlarla balkona ilerledim. Kendime yalan söylemeyecektim. Onunla oturmayı bile özlemiştim. Hiç konuşmadan yıldızları izleyi özlemiştim.Ben Batuhan'ın nefes alışını bile özlemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIM
Novela JuvenilDeniz ve Batuhan'ın yarım kalan bir hikayesi vardı. Bu hikayenin ardında ise bazı sırlar ... Kader onları tekrar bir araya getirmişti ancak hiçbir şey 7 yıl öncesi gibi olmamıştı. Olmayacaktı. Deniz ve Batuhan'ın yarım kalan hikayesindeki sır...