Bölüm 4

170 14 1
                                    

Hayatımda hiç bayılmamıştım. Ama bayılmak istediğim anlar olmuştu. Bu o anlardan biriydi. Duyduklarıma inanmam mümkün değildi. Bu teklif sadece 7 yıl önce istediğimiz bir şeydi. Bir gün onun balkonunda yıldızları izlerken bunun hayalini kurmuştuk. Evlendiğimiz günü. O an, o kadar güzeldi ki.

Bu teklifin altında bir şeyler yattığını anlamayacak kadar saf değildim. Bir kaç gündür bulunduğu ruh halinden de ters giden şeyler olduğunun da farkındaydım.

Sessizliğim onu rahatsız etmiş olacak ki konuştu.

'' Gerçekten değil. Yani formalite diyelim. Eğer işin yoksa akşam konuşabilir miyiz? ''

Gözlerinin içine bakmıştım. Yalvaran bakışları bama pek de tercih hakkı sunar gibi değildi.

'' Evet. ''

Arkamı dönüp koşarak odama girmiştim. Kapıya yaslandım ve düşündüm. Neden evet demiştim? Hayır demeliydim. Git ne derdin varsa kendin hallet beni bulaştırma demeliydim. O beni bıraktığı zaman beni düşünmemişti, peki ben neden onu bu kadar çok düşünüyordum?

Nedenini bilemiyordum ama bu durumdan o kadar çok nefret ediyordum ki.

= = = = = =

Saniyeler dakikalara, dakikalar saatlere varmıştı. Zaman geçmek bilememişti. Zihnimin bulanıklığı tüm vücudumda kontrolü ele geçirmişti. Gözün 20. ye saate kaydığında son 1 dakika olduğunu görmem beni heyecanlandırmıştı.

İçimden saymaya başlamıştım çoktan.

3

2

1

Kalbim güm güm atarken çantamı almış kapıya varmıştım. Kapıyı açıp dışarıda Batuhan'ı beklemeye başladım. Gidip rahatsız etmek istememiştim.

Çok geçmeden odasından çıkmıştı. Bugün ölmezsem bir daha da ölmezdim.

Telefonunu cebine sıkıştırıp asansöre ilerlemeye başlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Telefonunu cebine sıkıştırıp asansöre ilerlemeye başlamıştı. Bende çocuk gibi onu takip ediyordum. Garip gelen bir durum daha. Onunla böyle yakınken aslında uzak olmak...

Gerginliğini hissediyordum ve bende geriliyordum. Onun yanında mantığım devre dışı kalıyordu. Söylediği her şey ilahi geliyordu.Hele ki onu reddetmek imkansızdı. Şirketten çıktığımızda anında arabası önümüzde belirdi. Kapımı açtığında içimdeki kelebekler tekrar canlandı. Sandığım kadar çok değişmemişti sanki. Kibar bir insandı. Her zaman. Aklıma tatlış mı tatlış fena minnoş bir insan gelmişti.Evet doğru tahmin. Teyzem.

Araba hareket edince teyzemi aradım hemen. Şimdi merak ederdi. Biraz panik bir insandı.

'' Teyzecim. Napıyorsun bakalım? ''

Teyze dediğim de Batuhan bana çevirmişti bakışlarını. Ah bir heyecan kasırgası daha vurmulte kıyıya. Hatırlıyordu..

'' İyiyim teyzem. Yemek yapıyorum. Sen çıktın mı işten? ''

'' Evet teyze. Ama sen beni bekleme, ye yemeğini. Benim biraz işim var? ''

Ona bakmıyordum ama beni dinlediğini hissediyordum.

'' Ne işin var kız? ''

'' Önemli değil teyze. İş yemeği. ''

Eğer olanları anlatsam bana gitme diyebilirdi ya da sorgulayabilirdi.Gitmek istiyordum.

Belki hayal belki gerçek, Batuhan'ın bozulduğunu hissetmiştim.

Teyzemle konuşmamı sonlandırınca yolu izledim. Kısa bir süre sonra şık bir restorana varmıştık.

= = = = = =

Sessizce yemeğimizi yemiştik. Sohbete girmesini bekliyordum ve o da anlamışçasına konuşmaya başladı.

'' Söylediğim şeyin saçmalığının farkındayım. Ama yine de beni dinlediğin için teşekkür ederim. Uzatmadan anlatıyorum. Deniz, babamın beyninde tümör var. Ancak iyileşmesi artık imkansıza gidiyor. Benden son isteği evlenmem. Ben evliliği düşünmüyorum. Kısa zamanda güvenecek kimsem yok. Kariyerimi de düşünmeliyim. Seni buna zorlayamam. Sadece düşünmeni rica ediyorum. ''

Ailesini tanımıyordum. Hiç bahsetmemişti. Ama sonuç olarak babasıydı. İnsanın ailesini kaybetmesinin nasıl bir şey olduğunu gayet iyi biliyordum. Mantıklı olan şey benim reddetmemdi belki ama mantığım yanımdan kaçalı uzun zaman olmuştu.

''Hemen karar vermene gerek yok. Yarına kadar düşün. ''

Onu kafamı aşağı yukarı sallayarak onayladım.

'' Hadi seni evine bırakayım. ''

'' Sana zahmet olmasın. Ben giderim. ''

Ciddileşmişti.

'' Ben bırakırım dedim Deniz.Bu saatte seni yalnız bırakmamı bekleme. ''

Ah şu çılgın kelebekler. Beni bir rahat bıraksalar her şey daha güzel olabilirdi.

Yolda tekrar yeminli gibi susmaya başlamıştık. Evin önüne geldiğimizde durdu.

'' Teşekkür ederim Batuhan Bey. ''

Gülümsedi.

Kapıyı kapattım ve apartmana doğru ilerledim. Benim içeri girmemi bekliyordu.

''Deniz,teyzene selam söyle.''

Şurada bir bataklık olsaydı hiç düşünmeden atlardım. Kalbim beni her an yarı yolda bırakabilirdi. Bu ani değişimler beni yoruyordu. Sevinçten ağzım kulaklarıma varmıştı. Hatırlıyordu işte.

'' Söylerim. ''

= = = = = = =

Sabaha kadar teyzemle bu konuyu tartışmıştık. Benim iyiliğimi istediğini ve bir daha kırılmamı istemediğini biliyordum ancak yüreğime söz geçiremiyordum. Ki ona karşı nefret bile beslesem burada hasta bir insanın son dileği söz konusuydu.

'' Deniz sen hiç mi akıllanmadın be kızım. Bu adam seni yine üzecek.Evlilik dediğin şey oyun değil. Ne demek formaliteden zaten teyze ya! ''

Artık dilim damağım kurumuştu.

'' Ah be teyzem. Aynı şeyleri anlatmaktan yoruldum. Teyze bak ben onu sevdiğim için kabul etmiyorum. Ya bir insanın son isteği diyorum sana. Benden iyi kim anlar onu? Ailemi kaybettiğimde neler yaşadığımı sen biliyorsun. Tamam o beni yarı yolda bıraktı ama bu bize yakışır mı? ''

Teyzemin gözleri dolu dolu olmuştu.

'' Ben seni düşündüğüm için... ''

'' Biliyorum annem. ''

İşte bu ikimiz içinde bardağı taşıran son nokta olmuştu. Hıçkıra hıçkıra ağlamıştık. Sarıldı ve boynumdan öptü.

'' Annen sana kurban olur, benim güzel yüreklim. Tamam, sen nasıl istiyorsan öyle olsun. ''

Yaptıklarımdan pişman mı olacaktım yoksa iyiki yaptım mı diyecektim bilmiyordum. Ama hayat beni bir yere sürüklemek için ısrar ediyordu.Direnecek gücüm kalmamıştı. Ben de kendimi akışa bırakma fikrine sahip çıkmıştım.


YARIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin