Bölüm 8

152 12 0
                                    

      Ertesi sabah odanın penceresinden içeri vuran güneş ışıkları ile zorda olsa gözlerimi açabilmiştim.  Odanın camının açılmış olduğunu görünce hafif tedirgin olmuştum.Akşam her yeri kapatıp yattığımdan emindim.Yataktan ayaklanıp aşağı inmek üzere yola koyuldum.Aşağı indiğimde salonda iki büklüm yatan Batuhan'ı görmemle içimden bir merhamet kafilesi yola koyuldu.Boyu oldukça uzundu ve koltuğa sığamaması gayet normaldi.Üstüne bir  şey almamıştı ama bu sorun değildi.Hava fazlasıyla sıcaktı.

      Uyanmaması için sessizce mutfağa koyuldum.Bir kaç şey hazırlayıp masayı kurdum.Bugün Zeynep ile vakit geçirmek istiyordum.Telefonlarımı açmadığı için azarlayacaktım da denilebilirdi.Neler olmuştu,ama onun haberi yoktu.

      Bir süre Batuhan'ın kendi kendine uyanmasını bekledim ancak onda kıpırdama olmayınca gidip uyandırmam gerektiğini düşündüm.Güzel suratında bakışlarım dolaştı bir süre.Sonumuzun böyle olmasını hiç istemezdim.Kolunu hafifçe sarstım.

   ''Batuhan,kahvaltı hazır.Uyan.Batuhan.''

Bir anda koltukta dikleşti.Oturduğu yerden, önce nerede olduğunu çözmeye çalışırcasına etrafı süzdü.Ardından o güzel parmaklarını saçlarına geçirdi ve saçlarını dağıttı.Bu manzaraya daha fazla bakmak istemediğim için mutfağa geçtim.Masaya oturup yüzümü ellerime dayadım.

     Batuhan tüm melekleri kıskandıran ihtişamı ile içeri girdiğinde kendimde kızdım.Yanaklarım yanmaya başladı.Bu aşk denen şey bir hastalıktı.İnsan seneler geçmesine rağmen hiç unutmaz mıydı bir insanı?Ona dair her anıyı hatırlayabilir miydi yada  ne yaparsa yapsın ondan nefret edemez miydi?Aşk bir kere bulaşıyordu insana ve öldürmeden de ayrılmıyordu vücudundan.Sadece bir insana aşık olabiliyordun hayatında.Ondan sonra yaşadığın ilişkiler birer tedavi oluyordu ancak bu hastalığa hiçbir tedavi çözüm sağlayamıyordu.Bana göre aşk böyle bir şeydi işte.Kendimi gurursuz hissetmeme neden oluyordu.Hala daha Batuhan ile eskiye dönmek için her şeyi verirdim belki de.

      Kafamı kaldırdığımda çayını yudumluyordu.Keyfinin yerinde olmadığı 500 metre öteden anlaşabiliyordu.Dün yaşadıklarımız gelince aklıma elimde olmadan gerildim.

     ''Ben bugün Zeynep'e gideceğim.''

Konuşmam dikkatini çekmiş olacak ki büyük bir dikkatle beni dinledi.

   ''Neden?''

Bakışlarımı bakışlarında sabitledim.Çekinecek bir şeyim yoktu.Biraz utanç duygusuna sahipse ihanet edip kandırdığı bu saf kızı görünce pişman olurdu.Bana aşık olmamış olabilirdi evet,ama duygularımla oynamak da onun haddine değildi.Olamazdı.Tekrar tüm duygularımı içime atıp kilitledim.Onunla yüzleşmeyecektim.O benden özür dileyip pişman olduğunu söylemeden ona karşı hissettiğim duygulara ihanet etmeyecektim.Edemezdim.

     ''Bir kaç gündür ulaşamıyorum.Merak ettim.''

Kafasını aşağı yukarı salladı.

     ''Anladım.Ellerine sağlık.''

Ayaklanıp mutfaktan çıkınca masayı toparlayıp kaldığım odaya çıktım.Batuhan seslenince kapıyı aralayıp tam karşımdaki odasından uzattığı başını izledim.

''Bir şey mi oldu?''

''Yok.Kıyafetlerini getirdiler sabah.Girişte bıraktırdım.''

''Tamam.''

Söz konusu Batuhan ve onun söyledikleri olunca normalde normal gelecek sözler bile kırıcı olabiliyordu.Kıyafetlerimi girişte bıraktırmasına kırılmıştım mesela.Sanki benimle ilgili her şeyden nefret ediyordu.Oysaki ben zamanında ona çok güzel duygular beslemiştim.O mutlu olsun diye her şeyi yapmıştım.Onun bir kirpiği ,saçının bir teli bile benim için değerliydi.Peki o neden bana değer vermiyordu?Allah kahretsin,neden beni kandırmıştı?Ben yeterince zor şeyler yaşamıştım zaten.Bunu neden yapıyordu?

YARIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin