~~~~~~ Ethan ~~~~~~
Nate’in yanına gittiğimde başını ellerinin arasına almış masaya boş bakışlar atıyordu. Başındaki boş şişelerden körkütük sarhoş olduğunu düşünmüştüm. Basit bir polo yaka tişört giyiyordu belki de ilk defa onu bu kadar özensiz görüyordum. Ama hak vermek lazımdı.
“ Düşündüğün kadar sarhoş olabilmem için üç şişeden çok daha fazlası gerekiyor. “ dedi kafasını kaldırmadan. Girdiğimde tepki vermemiş olsa da belli ki geldiğimi biliyordu.
“ Üç şi- “
“ Kızımı sarhoş etmeyi hiç denedin mi, genç adam? “ soru tuzak bir soruydu, verecek cevap bulamayarak sessizliğimi korudum. “ Biliyor musun şu anda bunu umursamıyorum. Onunla ne yaptıysan yaptın, nasıl yatağa attığın beni ilgilendirmez. “ boğazımı temizledim, bu konu hakkında ne yorum yapabileceğimi bilmiyordum. Bunu bana sorduğuna göre yeterince sarhoş olmalıydı.
“ Beni neden istedin? “
“ Claire’in nasıl olduğunu sormak için. Cenaze- “ cümlesini tamamlayamadı.
“ Claire nasıl olmasını bekliyorsan öyle. Sen onun babasısın- Sizin hakkınızda beni en çok rahatsız eden şey bu biliyor musun? Bizim sizden uzakta olmamıza o kadar alışmışsınız ki hala sanki farklı bir evrendeymişiz gibi davranıyorsunuz. Claire senin kızın- onun en çok yanında olman gereken an bu. “
“ Bunu yapamam. “ dedi ellerini saçlarından geçirirken gözaltlarının ne kadar siyah olduğunu gördüm, büyük ihtimalle hiç uyumamıştı. Başka bir şey söyleyeceğinden şüpheliydim.
“ Cenazede ne yapmasını istiyorsan büyük ihtimalle yapacak durumda değil. “ dedim peşinen.
“ Ondan hiçbir şey yapmasını istemiyorum, Ethan. Sadece gelebilecek mi- “
“ Bunu bilmiyorum. Beni odaya almıyor. “
“ Kızımı yalnız bıraktığını mı söylüyorsun? “
“ Hayır, bir haftadır kapısının önünde oturduğumu söylüyorum. Aiden gelene kadar kapıyı açmadı bile. “ dedim sinirlenmemeye çalışarak. Aiden içeri girebileceğinden emindi, kapıyı bana değil Aiden’a açmıştı ve bu konu hakkında ne düşüneceğimi bile bilmiyordum.
Neredeyse bir saatlik konuşmanın ardından kapıya yönelmiştim, malikaneye- eve - dönmek için. Ama Nate’in sesi beni durdurdu. “ Aiden’dan hoşlanmıyorsun değil mi? “ diye sordu, soru bir anda ortaya çıkmıştı.
“O-o şekilde nitelendirmezdim. Daha çok birbirimize uzak bir saygı besliyoruz. Sonuçta Claire'i hayatta tuttu. “
“Yine de karşılıklı bir hoşlanmazlığınız olduğu belli. “
“Sonuçta Claire'i birkaç defa öldürmeye de çalıştı. Ona güvenmek mantıklı gelmiyor, stabil bir insan değil. “
“Kaotik gri diye bir tanım duydun mu hiç? “ diye sorduğunda sadece başımı salladım. “Bir ara ne olduğunu araştır. “
Nate’in Claire hakkında konuşması yarım saat daha sürmüştü. Kesinlikle yeteri kadar sarhoş değildi, evet. Ama bana bir şeyler anlatacak kadar da sarhoştu. En sonunda oturduğum yerden kalkıp evin yolunu tuttum.
~~~~~~Claire~~~~~~
Bir haftadır ilk defa üşümüyordum, tam aksine yanıyordum. Vücudumun her bir hücresi eriyecekmiş gibi hissediyordum. Buna neyin sebep olduğuna dair bir fikrim de yoktu. Gerçekten yanıyordum buzlar erimeye başlamıştı. Buzları eritenin Aiden olduğunu biliyordum. Benim yaptığımın aksine tavandan üzerimize buz parçalarının düşmemesi için çaba sarf ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atlantis'in Beş Kurucusu - Yeni Umut Dünya (Düzenleniyor)
Fantasy--En yüksek Bilim Kurgu #1, Fantastik#1-- "Beni kapının önünde bıraktın. Bir ay sonra döneceğini söyleyip. Beş yıl, iki evren, on kıta sonra kafana silah dayamam gerekti beni geri alman için. " Uyarı: Bir önceki hikaye düzenlenme aşamasında olduğu i...
