Bölüm 63

2.1K 181 14
                                    

Gençler, sonunda Claire'in temsili bir resmini buldum. İşin aslı birkaç tane buldum. Size daha önce herkesin kendi kafasındaki karakter algısını bozmamak için resim koymadığımı söylemiştim. Şimdi de şöyle bir şey yapmaya karar verdim, resimdeki kızlar aynı kişi değil ve bunun farkındayım ama böylesi bana daha doğru geldi. İlerleyen bölümlerde ya da yarı yıl tatilinde editleyeceğim bölümlere Claire ve diğerlerinin resimlerini koymaya çalışacağım. Bu konudaki her türlü fikre açığım... Bu arada ilk kitap şuan bilim-kurguda 15. sıradaymış sevindim. 

İşin doğrusu Teresa'nın niyetinin ne olduğunu bilmiyordum ama benim niyetim şu an Mandi'yi konuşturmak ve kullanabileceğimiz bir bilgi edinmekti. Teresa'nın niyetinin de bu doğrultuda olduğunu umuyordum. Zaten tüm işi Teresa yapıyordu, ona nasıl yardım edeceğimi bilmiyordum.

"Bence sana bir elbise de bulduk mu, seni Aiden'nın yanına gönderebiliriz." dedi Teresa, Mandi'nin yüzüne Ethan'ın resimlere baktığı gibi bakıyordu. Bu iyi bir şey miydi yoksa ürpertici bir şey miydi karar verememiştim.

"İşin o kısmı biraz sıkıntılı, elbise giydiğim söylenemez. " dedi Mandi. Ben hala bir kenarda oturuyordum.

" Bir elbisen bile yok mu? " diye sordu Teresa.

" Sanırım bir tane var. " dedi Mandi bir süre sessizlikten sonra.

" Ben gidip alırım. " dedim, bana odasına girmek için fırsat yaratmıştı. Belki biraz fazla hevesli görünmüştüm ama gerçekten heyecanlanmıştım.

Teresa, onu istediği kadar süslesin Aiden hiçbir tepki vermeyecek. Hatta onu öyle görünce sinirlenebilir bile. dedi Laurelia, bazen onun gerçek olup olmadığını sorguluyordum. Sadece bazı zamanlarda birkaç kelimelik bire yorum yapıyor sonra beynimin içi tamamen sessizliğe bürünüyordu. Şimdi ise benim bilmediğim bir şey biliyor gibiydi. Sen Aiden'ın nasıl biri olduğunu hatırlamıyorsun. Teresa da ağabeyinin o yüzünü yeni görüyor. Onunla tartışmak imkansızdı daha söylemeden ne söyleyeceğimi biliyordu daha doğrusu ne düşüneceğimi biliyordu. Karşı çıkmadım.

Amacımız o değil zaten. 

Sen bilirsin Claire, ne istiyorsan onu yap. Ben sadece kendi isteğin için onu kırmanı engellemeye çalışıyordum.

Sen ne zamandan beri insanların duygularını önemsiyorsun?  Özellikle de Mandi'nin. Kızın kardeşini öldürdün!

Burada sadece sen ve ben varız, bağırmana gerek yok. Ayrıca ben hala önemsemiyorum ama sen önemsiyorsun, yaptıktan sonra pişman olacağını biliyorum.

İzin ver de deneyim belki işimize yarayacak bir bilgi buluruz.

"Claire? Gidiyor musun? Gitmiyor musun?" dedi Teresa tartışmamızı bölerek. Başımı aşağı yukarı salladım.

"Gidiyorum." dedim.

"Dolabın en alt taraflarına bak oralarda bir yere koymuştum." dedi Mandi ben kapıdan çıkarken.  Koridora çıktığımda şunu fark etmiştim: ben Mandi'nin odasının yerini bilmiyordum.

Ben biliyorum.  dedi Laurelia. Nereden bildiğini bile sormak istemiyordum. Sesimi çıkarmayınca o tekrar konuşmaya başladı. Koridorun sonundan sola dön sağdan ikinci kapı.  dedi. Koridorda yürüken başkalarıyla göz göze gelmemek için başımı eğmiştim ama bu düşüncelerini duymama engel olmamıştı. Bazıları burada söylenecek gibi olmayan düşüncelerdi. Bazıları ise benim hakkımdaydı. Diğerleri ise akşam yemeğinin ne kadar güzel olduğunu, bu akşam ne yapacağını düşünen insanlara aitti. Kendimi odaya nasıl attığımı bilmiyordum. Kafamı toplamam için yatağın üstüne oturmam gerekmişti. Başım ellerimin arasındaydı sakinleşmek için yavaşça nefes alıp veriyordum.  

Atlantis'in Beş Kurucusu - Yeni Umut Dünya (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin