Bölüm 1

38.7K 835 140
                                    

Umarım bu hikayeyi de diğeri kadar seversiniz. Bu arada isim için dearsh a teşekkür ederim.

10 yıl sonra yüzsüzce gelen edit: Bu hikayede tutarsızlık hata ve mantıksızlık olması oldukça yüksek bir olasılık. Önceki hikayeyi baştan yazdığım için karakterlerin isimleri ve ilişkeleri aynı kalsa da güçleri ve motivasyonları fazlasıyla değişmiş durumda. 

Claire ve Ethan'ın toxic ilişkisi sizleri rahatsız edebilir. Etmeli de. Kesinlikle normal bir ilişki olduğunu savunmuyorum. Bir de kamu spotu yapayım: Size sözlü şiddet gösteren, size fiziksel şiddet de gösterecektir hatta daha ileriye de taşıyacaktır. Kesinlikle bu tarz bir ilişkiyi savunmuyorum. Bu tarz ilişkiler belki plot un gelişmesine katkı sağladığı için kurgularda tercih edilebilir ama gerçek hayatta olmalı demek anlamına gelmiyor. 

Sevgiler Yazarınız. 

Yanan evin aydınlattığı gecede insanlar hüküm süren kaosun da etkisiyle birbirlerine çarparak koşuşturuyor evi kurtarmak için nafile bir çaba sarf ediyorlardı. Evin sağ kanadı alevlere tamamen teslim olup büyük bir gürültüyle çöktüğünde kimsenin içinde evi kurtarmak için umut kalmamıştı. Birkaç kişi birilerine samimiyetsiz teselli cümleleri sarf ediyordu. Ev çoktan kaybedilmişti. Şimdi tek amaçları alevlerin yayılmasını ve ormanı esir almasını engellemekti. Buradaki herkes yanmış bir ormanın yanmış bir ormandan fazlası olduğunu acı bir şekilde deneyimlemiş tek bir ağacın bile kıymetini zorlu yollardan öğrenmişti.

İnsanlar bağırıyor birbirlerine emir yağdırıyor vejetasyona zarar gelmeden bir an önce yıkılmaya başlamış evi söndürmeye çalışıyorlardı.

"En azından durgun bir gün. " dedi yaşlı bir kadın. "Rüzgarın nasıl bir düşman olabileceğini bilemezsin. "

"Fabia, eviniz için çok üzgünüm. " dediğini duydum bir başkasının. Kadın göz yaşlarıyla başını sallamak dışında bir şey yapmayınca yaşlı kadınlardan biri sırtını sıvazlamaya başladı.

Kimse ormanın içindeki hafif esintinin farkında değildi galiba.

Tıpkı arada bir renk değiştiren alevleri fark etmedikleri gibi. Bir tek ruh bile durup da evin sağ kanadının neden yeşil renkte yandığını sorgulamıyordu. Ya da neden evin sahiplerinden hiçbirinin basit panik halleri dışında bir tepki göstermediklerni de. Annemin -hakkını vermek lazım ki müthiş bir oyunculuk çıkarıyordu- histerik çığlıkları haricinde herkes stoic bir şekilde karanlığı yaran alevleri izlemek dışında başka bir şey yapmıyorlardı.

"Buraya geldiğimizde bir şeylerin kötü gideceğini tahmin etmiştim ama evin bilfiil alevler içinde sonuçlanacağını düşünmemiştim." diye fısıldadı Teresa yanıma gelerek.

"Hem de bir hafta içinde hiç değil." dedi Tom. Ev son bir gürültüyle tamamen çöktüğünde Teresa bana doğru kıvrıldı.

"İlk ayrıldığımız zaman yapacağını sanmıştım." dedim Teresa'yı kolumun altına alırken. "Ben kesinlikle yapmak istedim."

"Onları dinlemeniz çok saçma zaten." dedi Teresa etrafa bakınırken. "Birbirinizi seviyorsunuz işte." 

"Bunu şimdi konuşmak istemiyorum. Bir an önce buradan defolup gitmek istiyorum."

"Çocuklar!" diye bağırdı Mark, babam, bize doğru gelirken. "Artık gitmemiz lazım. Ethan, Nate'in yanına git."

"Bana emir veremeyeceğini ne zaman anlayacaksın?" diye sordum.

"Bana karşı çıkma sırası değil şimdi. Ethan yürü hadi. Herkes buraya toplanmışken şu işi bitirin."

"Kendi kızlarıyla yapsınlar işte. Bana neden ihtiyaçları var ki?"

"Ethan, git. Orada bekliyorlar." 

Atlantis'in Beş Kurucusu - Yeni Umut Dünya (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin