Bölüm 55

2.2K 235 17
                                    

~~~~~~~Teresa ~~~~~~

Evet, hiç olaysız geçse olur mu, olmaz. Claire yine bilinçsiz bir şekilde yatıyordu. Bu sefer durum kötü gibiydi, gerçekten kötü. Ateşini düşürmeye uğraşıyorlardı.

"Bu daha önce de olmuş muydu? "  diye sordu Aiden.

" Hayır. Evet.  Dün. Duşun zemininde yanmış bir el izi var. " dedim

" Nasıl durduracağımızı biliyor musun? " diye sordu Xavier, Claire'in yani başında oturuyordu.

" Bilmiyorum. " dedim " Birçok şeyi bilmiyorum, herkes her şeyi biliyor ama biz bilmiyoruz. "

" Ateşi düşmeye başlıyor. " dedi Claire ile ilgilenen kadın." Başka bir belirti yok, sapasağlam, ateşi düşersek. " diye devam etti ateşini belki yüzüncü kez ölçerken. Arkamdaki sandalyeye nerdeyse kendimi atar gibi oturdum.

" Arkadaşın baygın yatıyor, fazla rahat değil misin sence de? "dedi Mandi.

" İnan bana bu durumu milyonlarca kez yaşadım, hayat pembe diziye döndü. Bence siz de geri çekilin çünkü irkilerek uyanıyor  fazla yakınında olmak istemezsiniz inanın. "dedim

" Hala fazla rahatsın. "dedi  Aiden.

" Anlamıyorsunuz bu belki onuncu sefer. " dedim gülerek. Sinirden gülmeye başlamıştım. Xavier ayağa kalktı.

" Gidip içeride neler oluyor ona bakacağım. "dedi bana bakarak." Gelmek ister misin? "

" Olur. "dedim, belki de fazla rahattım,  bilemiyorum ama er ya da geç tamamen iyileşmiş haline geri döneceğini biliyordum. Yemek yediğimiz yere döndüğümüzde, artık yemek yeme olayı bitmiş insanlar aralarında fısıldaşmaya başlamıştı. Daha iyi duymak için kulaklarımı kedi kulağı ile değiştirdim. Kulağım değişirken kırılan kemikleri hissedebiliyordum, dudağımı ısırdım. Şimdi daha iyi duyabiliyordum. Herkes birkaç saat önce olan şeyi konuşuyordu. Büyük bir paniğe yol açmıştı, nasıl açmasındı ki? Claire masayı nerdeyse yarı yarıya eritmişti.

"Onlara bunu kaldırın demiştim. " diye söylendi Xavier nefesinin altından. İnsanlar Claire'in burada bulunmasından rahatsızdı, korkuyorlardı. Siz olsanız siz de korkardınız. Eğer bir şeyi anlayamıyorsan korkarsın basit bir kuraldı, bu.

" Ne için geldik buraya? " diye sordum.

" Sanırım onlara da açıklama borçluyuz. "dedi. Bence değildik. Hem onlara ne açıklayacaktı ki? Yani ne diyecekti? Üzgünüz burada zorla tuttuğumuz kız bilmediğimiz bir atak geçirdi, ha hu arada masayı da elleriyle eritti ve bunlar büyük ihtimalle sizin suçunuz çünkü çok düşünüyorsunuz mu? Bu açıklama onlar için bile fazla tuhaf olmaz mıydı? Xavier boğazını temizleyerek dikkati kendi üzerinde topladı. Artık salondan çıt çıkmıyordu.

"Sabah olan olay hakkında herkesin bir sorusu ya da görüşü olduğunu biliyorum ama sabahki olay konusunda yapabileceğim tek açıklama şu, ateşi yükseldiği için bayıldı. " dedi  bir süre devam etmeyip tepkileri ölçtü ama bu açıklama yeterli olmamıştı. Tek olay Claire'in bayılması değildi. Belki Aiden Claire'in elini masadan çekmemiz için bağırmasaydı bu yeterli olurdu ama masanın plastik tarafının ermesinin Claire'in yüzünden olduğunu biliyorlardı.  Herkes Xavier konuşmaya devam etmesini bekliyorlardı. Xavier da neyi nasıl söyleyeceğini hesaplıyor gibi görünüyordu. "Bu kaza sizde paniğe yol açtı ve korkmanıza neden oldu, biliyorum ama bu bir kazaydı. Sebebini tam olarak bilmiyoruz ama ikinci bir emre kadar bu konu hakkında konuşmak yasak." dedi sonra uzun ve hızlı adımlarla çıkışa doğru ilerledi. Bir an içinde aramızdaki fark oldukça açılmıştı. Ona yetişmek için koşmak zorunda kaldım.

"Pek umduğun gibi gitmedi öyle değil mi? " diye sordu ona yetişince.

" Haklıymışsın. " dedi adımlarını biraz daha yavaşlattıktan sonra.

" Be-" itiraz edecektim ama sanırım sesli düşünmüştüm. Şu an ne kadar kızardığımı bilemezsiniz. "Nereye gidiyoruz?" diye sordum. Bu sefer başını çevirip bana bakma zahmetini gösterdi. Gözlerinin renkli olduğunu ilk kez o an fark ettim. Pardon iki renkli olduğunu, yeşil gözlerinin tekinin yarısı kehribar rengiydi. (Sarımsı olanın adı oydu değil mi?)

"Pek hoşlanmayacağın bir yere gidiyorum. İstersen seni Claire'in yanına geri götürebilirim. " dedi

" Buranın genel olarak hoşlanmadığım bir yer olduğunun farkındasın değil mi? "diye sordum.

" Sen bilirsin. " dedi omuz silkerek. Gideceğimiz yere kadar konuşmadık. Xavier bir kapının önünde durdu. " İçeride fazla konuşma tamam mı? "dedi içeri girmeden önce. Nerede olduğumuzu o anda anladım, her şeyi komuta eden birinin olması gerekti, ve o biri de biraz sonra odasına girmek üzere olduğumuz adamdı. Xavier haklıydı burada olmak istemezdim ama çok geçti.

Adam diyerek sizi yanılttıysam özür dilerim çünkü ben de şok olmuştum. Hiç bunu beklemiyordum. Komutan kadındı. Kalkık sivri burunlu, çatık kaşlı sert yüz hatlarına sahip olan ufak bir kadındı. Benden bile kısa olabilirdi belki de aynı boydaydık ama kadının boyu tamamen boynundan kaynaklanıyordu. Kadın iki ayaklı minyatür bir zürafa gibiydi. Çatık olan kaşlarını daha da çatıp gözlerini kısarak bizi özellikle de beni inceledi.

"Laurelia bu mu?  Pek de korkunç birine benzemiyor. "dedi

" Değilim. "dedim, der demez Xavier bana kızarcasına baktı. Haklıydı, konuşma demişti ama çenemi tutmakta pek başarılı değildim.

" Oturun. "dedi kadın.

" Gerek yok. Fazla kalmayacağız. Sadece ana salonda küçük bir olay oldu onu haber vermek için geldim. Başka birinden öğrenirsen sinirleneceğini biliyorum. "dedi
" Kahvaltıdaki maskaralıktan mı bahsediyorsun? " dedi kadın tekrar yerine otururken.

" Ne kadarını biliyorsun? " diye sordu

" Pek fazla değil, her ne olduysa onları çok korkutmuşsunuz. Ben sarışın yaptı sanıyordum. "dedi. Bir şey söylemek için ağzımı açtım ama Xavier omzumu sıkarak susmamı işaret etti.

" Bir kaza sonucuydu, Laurelia içeride baygın yatıyor." dedi.

"Başka bir şey ya da gelişme olursa tekrar bekliyorum. Çıkabilirsin. " dedi kadın.

Xavier hızla kapıya doğru döndü, arkasından ben de gittim. " İçeride yaptığın da neydi? " diye sordum.

" Emin ol, eğer böyle bir şeyler olduğunda kendisi bilse bile ona söylemezsem çok kötü şeyler olur. "dedi

" Neden? "

" O benim teyzem. Ve annem ölmeden önce bizi birbirimize emanet etti. Ve teyzem bunu farklı bir şekilde yordu. Canı ne zama-" sözünü hızla - neredeyse ses hızıyla -  bize doğru gelen Mandi sözünü kesti.

"Çocuklar görmeniz gereken bir şey var. Çok acil. "dedi

Şimdi bana kızıyorsunuzdur kaç haftadır yazmadı diye ama diğer Bölüm sadece 16 vote almış. Demek istediğim yani dünyadaki en iyi moral ya da ilham kaynağı değil. Bilin istedim

Atlantis'in Beş Kurucusu - Yeni Umut Dünya (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin