Xavier, beni kucağına alıp yatağa kaldırdı. Nefes almakta hala zorlanıyordum derin bir nefes almaya ihtiyacım vardı ama acı nefeslerimi sadece kesik kesik almama izin veriyordu.
"Onun başında istediğin kadar bekle, kendini iyileştirmeyecek. " dedi Aiden kapıdan gürültülü bir şekilde çıkarken. Biraz sonra Mandi ve Teresa içeri koştular. Teresa yatağın dibinde diz çöktü.
" Onu revire götürmeliyiz. " dedi Mandi.
"Eğer öyle bir şey yaparsak, bir açıklama bulmamız gerecek. Bunu yapamayız, ben gidip Aiden'ı ikna etmeye çalışayım." dedi Xavier.
"Xavier, lütfen acele et. " diye yalvardı Teresa." Çok zor nefes alıyor, dayanamaz. "
Nefes almaya çalıştıkça tüm vücudum yanıyordu. Nefes almak istemiyordum. Tüm vücudumun titrediğini hissedebiliyordum. Vücuduma bir ağırlık çökmüştü, göz kapaklarım bu ağırlık altında eziliyordu.
~~~~~Teresa ~~~~~~~
" Claire? Aman Tanrım! Kanıyor, Mandi buna bakman lazım. "
Mandi, Claire'in tişörtünü kaldırarak karnıma bir noktaya bastırınca çığlık attı. " Bunu nasıl yaptı? " diye sordu Mandi korkuyla. Claire'in gözleri kapanıyordu. Xavier acele etse iyi olurdu çünkü Claire kendini bir kez kaybetti mi geri döndürmek çok zor oluyordu.
" Bilmiyorum, tam burada eski bir yarası vardı ama onu geri açabilir mi bilmiyorum. "
" Eski bir yarası mı? " diye sordu Mandi elinde bir havluyla gelip tekrar yaraya bastırınca Claire acıyla inledi." Siz nasıl bir evde yaşıyordunuz? Yoksa onda mi bir sorun vardı? "
" Şimdi sırası değil ama kötü bir pembe dizi gibi düşünebilirsin. Öyle değil mi, Claire? " Onu uyanık tutmaya çalışıyordum. O ise sadece başını aşağı yukarı sallayarak cevap verdi. Canının çok yandığı belli oluyordu.
" Xavier nerede kaldı! "diye bağırdım o kadar paniklemiştim ki nasıl konuşacağımı bile seçemiyordum.
" Bilmiyorum, sanırım Aiden'ı ikna edemedi. Ağabeyin biraz inatçı."
"Aiden inatçı değil sadece ne yaptığını kendi de bilmiyor, bence. "
"Aslında böle tuhaf davranmazdı, siz geldikten sonra böyle davranmaya başladı." dedi Mandi
"Claire, bana bak." dedim, gözleri kapanıyordu. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Mandi, parmaklarını bileğine koymuş Claire'in nabzını kontrol ediyordu.
"Nabzı çok zayıf, normalde bu yaranın bu kadar zarar vermemesi lazım ama bir şekilde vücudu dayanamıyor." dedi Mandi endişeyle. "Ne olur ne olmaz bilincini kesinlikle açık tutmalıyız. Xavier bir an önce Aiden'ı getirse iyi olur."
"Dayanacaktır, daha kötüsüne dayandığını gördüm. Öyle değil mi, Claire?" Bunu kimi ikna etmek için söylediğimi bilmiyordum kendimi mi inandırmaya çalışıyordum yoksa Claire'i ve Mandi'yi mi? Claire gülümsemeye çalıştı ama ağzında biriken kan ona engel oldu. Mandi, Claire'i yan çevirdi ağzındaki kanın gitmesini bekledi.
Sonunda Aiden ve Xavier içeri girdi. Aiden Claire'in yanına geçerken beni geriye itti. Ama hiçbir şey yapmıyordu, öylece bekliyordu Claire'i inceliyordu.
"Aiden yap şunu!" diye bağırdı Xavier.
"Hepsini bir anda iyileştiremem!" dedi Aiden
"Nasıl yaptıysan öyle de iyileştireceksin!" diye cevapladı Xavier.
"Vücudu sanki zayıf düşmeyi bekliyormuş gibi, beni yapmadığım yaralar var, benim yaptıklarım onu bu kadar zayıf düşürmez." dedi Aiden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atlantis'in Beş Kurucusu - Yeni Umut Dünya (Düzenleniyor)
Fantasía--En yüksek Bilim Kurgu #1, Fantastik#1-- "Beni kapının önünde bıraktın. Bir ay sonra döneceğini söyleyip. Beş yıl, iki evren, on kıta sonra kafana silah dayamam gerekti beni geri alman için. " Uyarı: Bir önceki hikaye düzenlenme aşamasında olduğu i...
