Always You [LS]

Chapter 3 ~ Lick

Harry tüm gün hiçbir dersine odaklanamamıştı bile. Neden mi? O aptal Omegayı kafasından atamıyordu. Ona çok sinirliydi. Nasıl bu kadar ukala olabilirdi birisi? Hele de bir Omega. Nereden buluyordu bu cesareti? Kafedeyken Liam'dan cesaret aldığını düşünmüştü başta, Alfası onu korurdu. LİDER ALFASI, ALFASI DEĞİL! Bağıran iç sesine göz devirdi. Durduk yere bir de iç sesiyle kavga ediyordu Harry.

Peki ya sınıfta neye güvenmişti? Bir Alfayla öyle konuşma cesaretini ona veren neydi? Ayrıca Harry gözlerini Omega korkutmaktan başka işlere de kullanıyordu. Hem onu korkutmayı kendisi de istememişti Omega açıkça kendisi kaşınmıştı.

Harry'nin annesinin orada olmasına olduğuna karar verdi Harry en son. Ve bu onu daha da sinirlendirdi. Hatsizin tekiydi Louis. Annesini ona karşı kullanan bir hatsiz. Onu boğazlamak istiyordu. Evet, evet onu boğazlamak istiyordu. Midesinde oluşan minik çalkantılar da buna işaretti, Harry o Omegadan tüm benliğiyle nefret ediyordu. Daha önce kimseden böyle nefret etmemişti, bu yeniydi. Gerçi kimseden de nefret etmemişti Harry.

Tüm stajını halletmiş geriye sadece son dönem sınavları kalmıştı. Mezun olmasına ve sürünün başına geçmesine az kalmıştı. Liderliği Liam'a verme ihtimalleri daha düşüktü. Harry'nin babası şuanki baş Alfaydı. Liam'ın babası da savunmadan görevli Alfaydı. İdari ve stratejik işler Desmond Styles'a diğerleri Geoff Payne'e bakardı sürülerinde. İkisinin de sözü geçerdi, iyi de anlaşırlardı.

Yeni Omeganın gelir gelmez Liam'ın altına girmesi pek hoş olmamıştı Harry açısından. Altına girmek derken liderlik olarak, diğer açıyı duymak bile Harry'nin tüylerini diken diken ediyordu. Bu iğrençti. Değil miydi? Sonuçta Liam uzun bir süredir alttan alttan Zayn'e yürüyordu ve Zayn de kesinlikle boş değildi. Birisinden hoşlanırken başkasıyla birlikte olur muydu bir insan? Hem birlikte olsalar kokularından belli olurdu. Liam'ın kokusu Louis'nin üstüne sinerdi mühürlenmeseler bile. Louis Liam kokuyor muydu bugün yanında otururken?

"Tanrım! Neler düşünüyorum!?" Seslice söylendiğinde ileride gülüşen grup dikkatini çekti, sürü mü demeliydi? Nedenini bilmediği şekilde dolapların arasına girip dinleme gereği duydu. Sonuçta Liam'ın küçük sürüsüydü.

"Tommo Anne'in dediği gibi yedide orada olacaksak seni evinden yediye on kala falan alsam yeter. Evin sürü evine yakın. Baban da eski baş Alfalardan olduğu için hepimizin evleri yakın." Louis şaşkınlıkla "Hepinizin babası mı baş Alfa? Vay canına çok havalı bir sürüm var." diye heyecabla tepki verince Harry gülerek göz devirdi. Gülmek içinden gelmişti, zeki görünse de şapşalın tekiydi Louis. Liam da gülüp kolunu omzuna attı.

"Louis salak mısın diyeceğim ama cevabı biliyorum. Harry, sen ve benden bahsediyordum. Tanrı aşkına 12 tane baş Alfa mı olur?" Louis titreyerek silkinirken Liam kolunun altındaki bedene merakla baktı. "Harry dedin ya ona şey oldum. Uyuz oluyorum o yürüyen egoya." "Ah ne güzel. Hislerimiz karşılıklı!" Harry aslında içinden düşünmek istemişti bunu. Dışına vurmak istememişti, hele bağırmak hiç istememişti!

Hepsi sesin geldiği yöne yürürken Harry arkasını dönüp koşmayı düşünmemiş değildi. Arasında durduğu dolapların ortasından koridora çıktı. Louis'nin rengi atmıştı kendisini görünce, buna sadece gözlerini devirdi. Tamam o da Louis'den haz etmiyordu ama bu biraz abartı değil miydi?

Louis Harry'nin sandığının aksine utanmıştı. Birisinin arkasından konuşurken duyması en kötü şey falan olabilirdi. Louis'nin içinde bir yan özür dilemeyi düşünse de susup Liam'ın arkasına saklandı. Korktuğundan değil, yüzünün kızarmak üzere olduğuna emindi ve Harry'nin bunu görmesini istemiyordu. Ego yığını ondan hoşlandığını falan düşünürdü sonra, Tanrı korusun!