Chapter 28 ~ Pink Dressing Gown

4.9K 253 1.2K
                                    

Smut Alert

Louis resmen 10 dakikadır tırnaklarının kenarını dişleyerek gergince yatağında oturuyordu. Üstüne baktıkça geriliyordu çünkü. Harry'nin eve gelmesine yalnızca dakikalar kalmıştı. Dikkatini tamamen seslere vermişti. Aşağıda Anne Jay kardeşlerini zapt etmeye çalışıyordu. Louis 15 yaşındaki kızını 4 yaramazla baş başa bıraktığı için -biraz- kötü bir ebeveyn gibi hissediyordu.

Ona problem çıkaranlar minik ikizlerden çok Mark Edward ve Desmond William'dı. Louis genelde o ikisinin kafasını birbirine vurmak istiyordu. Babasına ne çektirdiğini onlarla daha iyi anlamıştı. Kendi ergenliğinin tıpatıp aynısıydı ikisi de. Louis büyük kızı kocasına çektiği için şükrediyordu. O sakin ve uyumlu olmasa, Louis büyük ihtimalle üçüyle asla başa çıkamazdı.

Dış kapının açılış sesiyle heyecanla yerinden zıplayarak ayağa kalktı, sonra ergen gibi davrandığını fark edip tekrar oturdu. "37 yaşında bir adamsın sen Louis. Kendine gel." Sonra gözleri üstündeki toz pembesi saten sabahlığa denk gelince tekrar ayağa fırladı. Dolabın önüne neredeyse koşarak ilerleyip aynanın karşısında saçlarını tekrar parmaklarıyla düzeltmeye başladı. Ne yapsa yeterince iyi gelmiyordu, Harry'nin kendisini her haliyle beğeneceğini de biliyordu gerçi...

Eşinin aşağıda ikizlere neşeli kahkahalar attırdığını duydukça istemsizce gülümsüyordu. Şuan Harry onları kucaklayıp uçuruyor gibi yapıyor olmalıydı, her gün onları eğlendirmenin bir yolunu bulduğu için ikisi de babalarının gelmesini heyecanla bekliyorlardı. Ama bugün Louis o ikisinin toplamından bile heyecanlıydı.

Harry küçük kızının ve oğlunun yanaklarını öpüp "Babanız nerede miniklerim?" diye sorduğunda Louis'nin yatağın altına saklanası gelmişti. Bunu yaptığına cidden inanamıyordu ve gerilmişti. Eskiden ilişkilerinde çok daha erotik ve fantezik şeyler olurdu ama çocukları büyüdükçe bunları azaltmışlardı. Louis içten içe azaltmamış olmayı diliyordu.

Anne Jay ciddiyetle "Yatak odasında, pek iyi değildi. Bir baksan iyi olur." dediğinde Louis'nin gözünün önünde Harry'nin endişeyle kaşlarını çatışı canlanmıştı, hayalindeki yüz ifadesine gülerek sabahlığının önünü açıp hızlıca tekrar güzel bir kurdele yaptı. Belinin inceliği sabahlıkla iyice belli olmuştu. Oğullarının pis kıkırtılarını duyabiliyor olsa da onların da kardeşleriyle mutfağa geçtiğini biliyordu. Babalarının rahatça yalnız kalmalarını istiyorlardı.

Harry eşinin uyuyor olma ihtimaline karşı sessizce kapıyı aralamıştı, gün içerisinde onu sinirlendirdiğini biliyordu. Kapıyı tamamen açtığındaysa gözleri ve ağzı ağır çekimde sonuna kadar açılmıştı. Louis vereceği ufacık bir tepkiyi endişeyle alt dudağını dişleyerek bekliyordu.

Alfa nefes bile alamadan yaklaşık bir dakika boyunca güzel eşini izlemişti. Ona aldığı sabahlık üstüne tahmin ettiğinden de güzel oturmuştu. Ve daha öğlen 'Bu nasıl hediye seni sik kafalı!' diye mesaj atan Louis'sini üzerinde sadece o sabahlıkla görmek de fazla şaşırtıcıydı. Saten kumaşın toz pembe tonu Louis'nin dudakları ve pembe yanaklarıyla öyle güzel bir uyum yakalamıştı ki...

Harry sertçe yutkunup kapı kolunda öylece asılı kalmış eliyle kapıyı kapatmıştı, daha doğrusu istemeden çarpmıştı. Louis de onun gibi yutkunup geriye adımlama isteğini bastırmaya çalıştı. Hâlâ birlikte olacaklarında ilk günki gibi heyecanlanıyor ve utanıyordu. Sesini yitirmemek namına boğazını temizleyip "Selam Alfa!" dediğinde bile Harry'nin bakışlarını bedeninden çekememişti.

Always You [LS]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin