Chapter 23 ~ Birthday Boy

4.3K 294 695
                                    

Smutçuk Alert

Omega beyaz yakalarına daha da sinip etrafını kontrol etti, kimseye görünmek istemiyordu. Yönelmiş olduğu kapıdan çıkan Anne'i görüp arkasını dönmüştü tanınmamak için. Beta kan çanağına dönmüş gözleriyle uzaklaşırken Louis'nin de gözleri dolmuştu. Kulaklarını kabartıp odaklandı, odada canlı kimse kalmamıştı. Peki, o odaya girmeye yüzü var mıydı?

Harry'nin kalbinin bir önceki gün durduğunu öğrenmişti. Düşünürse tam da o sikiğin ona sahip olduğu zamandı.

Kafasını kaldırıp girmeye hiç de hazır olmadığı odanın kapısının hemen yanına asılmış ismi okuyup yutkundu. "Morg"

Eli demir kapı koluna gitti ama açamadı, kapı kolunda öylece kalakalmıştı bir süre soğuk eli. Nefes alamıyor gibi hissediyordu, gerçi ne kadar normal nefes alabildiği de tartışılırdı. Şu son 4 günde her şeyini kaybetmişti sanki, düşününce gerçekten de kaybetmişti.

Kendini kaybetmişti, Omega olduğundan beri ona kaybetmemesi gerektiği söylenen şeyi kaybetmişti, umutlarını da kaybetmişti; tüm hayallerini, geleceğini, Alfasını kaybetmişti...

Alabildiği kadar derin bir nefes alıp olanca yavaşlıkla kapı kolunu çevirdi, ciğerlerine dolan hava sanki ilk nefesiymiş gibi yakmıştı. Ağlamaktan göz yaşı kalmadığını düşünüyordu o ana kadar, gözünden süzülen sıcak damlalar ise ona aksini kanıtlamıştı. Sessizce hâlâ eli asılı kalmış kapıyı kapattı aynı yavaşlıkla.

Gözlerinden sakin sakin süzülen yaşlar, içinde bulunduğu odaya meydan okur gibi sıcaktı. Louis titriyordu; dudakları, elleri, dizleri, göz yaşları... Ve bu ölümün soğukluğundan değildi yalnızca.

Odanın ortasındaki koyu yeşil örtünün altında yatan bedeni görmek istemiyordu. Aklına Harry'nin kanlar içinde yere düşüşü geldi, yanında yere yığılışı, vurulduğu an Louis'nin kalbine saplanan acı ve ardından gördüğü beden tarafından sürüklenişi. Samuel ondan her şeyini almıştı.

"Özür dilerim Harry." Kuru boğazından çıkan kısık hırıltıyı neredeyse kendisi bile duyamamıştı. Yaklaştıkça ağrı ve acı içinde kıvranan bedeni daha da kötüleşiyordu. "Beni bulamayacağını düşünmüştüm." Burnunu çekip köşede duran sandalyeye yöneldi. Gözlerinden yaşlar süzülmeye devam ederken yavaş adımlarla sandalyeyi ortadaki sedyenin yanına çekip oturdu.

Hiç olmadığı kadar güçsüz ve halsiz hissediyordu. "Sana benim yüzümden zarar gelmesini istemezdim." Çenesi titrediği için yutkundu, kafasını eğip tekrar özür diledi Alfadan sanki duyacakmış gibi. "Ölmeni..." devam edemeyip hıçkırmaya başlayınca eliyle ağzını kapatmıştı. Bir süre sakinleşebilmek için ağlamıştı sadece.

"Ö-ölmeni hiç istemezdim. Ö-özür dilerim H-harry." Tekrar hıçkırıklara boğularak ağlayıp kafasını soğuk metale yasladı. "S-seni sevdiğimi bile söyleyemedim." Sinirle kendisine küfredip devam etti. "Çok bencil bir cümleydi, üzgünüm. Hayatını kaybetmene sebep olmuşken burada sana olan sevgimi itiraf edemememden bahsetmem çok çocukça."

Kendisini çok suçlu hissediyordu. "Buraya gelmeye yüz bulmam da çok bencilce. Annen benim yüzümden perişan, arkadaşların, ailen, herkes... yalvarırım affet beni Harry."

Louis'nin ağlamaklı bir şekilde 'Yalvarırım affet beni Harry.' demesiyle Harry'nin uykusu açılmıştı. Üstünde yattığı bedene uykulu gözlerle anlamaz bakışlar atıyordu.

"Beni sadece sen anlarsın ama. Her şeyimi kaybettim. Senden başka kime gidebilirdim?" Omega burnunu çekip ayağa kalktı. Titrek ama derin bir nefes alıp örtüyü Alfanın beline gelecek kadar açtı. "Sen varken kimse bana zarar veremezdi ya, öyle demiştin. Sanırım o yüzden ilk sana zarar verdi." Göz yaşları arasından iç çekip önündeki cansız bedeni izlemeye başladı.

Always You [LS]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin