Bölüm Şarkısı; Selçuk Balcı- Nerde Gidenlerimiz
--------------------------
Elindeki küçük valizi arabaya koyup arkasını döndüğü sırada kendisine sırıtarak bakan iki görümcesiyle karşılaştı.
"Yenge bak, kesinlikle makyajın yapıldıktan sonra bize fotoğraf atacaksın. Zaten Zeliha çok güzel makyaj yapıyor ama olsun hatta görüntülü ara biz anlatalım ona!"
Ayşem, Avşin'in bu heyecanına gözlerini devirerek güldü. Alt tarafı davet için bir makyaj yapılacaktı. Neden bu kadar abartıyorlardı?
"Abartma Avşin! Tamam hazır olduktan sonra fotoğraf atarım."
Avşin'le Dilşad birden sarıldı yengelerine. "Ayy çok güzel olacaksın valla. Buraya ağzın kulaklarında döneceksin." dedi Dilşad yengesine. Son cümlesinde ablasına göz kırpmasına anlam veremese de gülümsemekle yetindi Ayşem. Neden ağzı kulaklarında dönüyordu ki?
Kocasının kardeşleriyle gülüşerek vedalaştığını görünce kendisi de tek tek elini öptü büyüklerinin. Zozan halaya sıra geldiğinde kadının küstahça elini uzatıp kafasını sağa çevirmesine güldü. Koca koca insanların böyle çocukça işlerle uğraşması komik geliyordu Ayşem'e. Saygısından ödün vermeden öptü kadının elini. Yan tarafa yöneldiğinde gördüğü yüzlü göz devirip yüzünü buruşturdu. Gülçin'i kollarından çektiği gibi kendine yapıştırdı. Genç kızın inlemesini umusamadan kollarını sıkıca doladı çevresine. Mızırdanan kızı umursamadan sırıttı. Ne tatlı (!) canı vardı hanımefendinin!
"İnşallah döndüğüm vakit seni burada görmem. Bir an önce evine def olup gitmen dileğiyle Gülçin'ciğim!" dedi fısıltıyla tıslayarak. Genç kız gıcıkça kıkırdadı Ayşem'in kulaklarına. Bu kızın ağzına pamuk tıkmak istiyordu Ayşem!
"Şimdi gitsem bile yakında geri döneceğim. Sende odanı boşaltmaya başlasan iyi olur, ancak toparlanırsın. Benim yerleşmem biraz vakit alacak, bir sürü çeyizim var."
Ayşem geri çekilip korkunç bir bakışla sırıttı kıza. Fazla ileri gitmeye başlamıştı ve Ayşem'in saçlarından tutup asfaltta burnunu sürtmesine çok az kalmıştı.
Sabır diye tekrarladı Ayşem içinden. Burada olmaz daha müsait zamanda yolarsın bu yellozu!
Genç kızın elini kaldırıp avucunu kızın yüzüne doğru tuttu. "Yala, çünkü anca avucunu yalarsın tatlım."
Kızın alık alık bakan suratına göz kırpıp geri kalan kişilerle vedalaştı. Uçağa az bir vakit kalmıştı ve bir an evvel gitmeleri gerekiyordu. Fırat'ın ve onları havaalanına bırakacak olan Azad'ın arabaya bindiğini görünce adımlarını hızlandırıp arka koltuğa bindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADENİZ'İ GETİR DE GEL
Ficção GeralKarşılıklı çekilen silahlar Rize'nin sessiz dağlarında, gürültüye sebep oldu. Bir tarafta Karadeniz gibi hırçın ve inatçı Kara ailesi, diğer tarafta ise Rıha gibi köklü ve yıkılmaz Güneri aşireti. Bu iki aileyi karşı karşıya getiren ise Doğu'yu yü...