Bölüm Şarkısı; Resul Dindar- Kara Deyiler
----------------------------------
KGDG
5. Bölüm: Mucize
----------------------------------
Ayşem yaşadığı aydınlanmanın ardından hızlıca gelinliğini çıkarmaya başladı. Fırat gelmeden uyumalıydı acilen."Neymiş gelinliğimin fermuarını ağasının açması gerekmişmiş! Pabucumun ağası! Senin ağalığın kaç yazar bee!"
Gelinliği çıkarıp bir kenara fırlattı. Gardırobu açarak kıyafetlerine baktı. Avşin, hepsini düzgünce yerleştirmişti. Pijamalarını alıp giydi hızlıca. Ardından banyoya gidip yüzündeki makyajı sildi ve abdest aldı. Hızlı hareketlerinin aksine sakince namazını kıldı.
Selam verdiğinde yeniden başladı telaşlı halleri. "Hemen o inek gelmeden uyumalıyım. Yok birde şey yapmamızı bekliyorlar. Tövbe estağfurullah!"
Homurdana homurdana yatağa ulaştı. Yorganı kaldırıp yatağa attı kendini. Yumuşak yatakla temas eden sırtıyla iyice yayıldı. "Ooo ne yumuşak yatak canım. Kalite kokuyor yahu!"
Göz kapaklarını indireceği sırada ışığı kapatmadığını farketti. "Bir kere de yatağa ışığı kapatıp gireyim arkadaş!" Söylene söylene kalktı yataktan dış kapının yanındaki anahtara bir iki adım kalmıştı ki kapının önündeki ayak seslerini işitti. Nasıl yani uyumadan gelmiş miydi?
"Fırat ağabey, hadi odana git artık. Yengem seni bekler." diyen ağzı kulaklarında gevşek gevşek sırıtan Azad'a ters bir bakış attı. Ağzının ortasına patlatmak istiyordu. "Kes lan zevzek!"
"Oğlum ne oturuyorsunuz hala burada! Kalk çabuk odana git Fırat! Azad sende dolanma ortalarda odana git zıbar!" Afran Ağa'nın bağırmasının ardından gözlerini devirdi. Azad gelmeseydi burada sabaha kadar oturacaktı. Yavaş hareketlerle ayağa kalktı. Babasının gözleri hala üstündeydi hissedebiliyordu. "Davet mi beklersiniz ağam! Yürüsenize!"
"Sanada iyi geceler bav." dedi alayla. Ayaklarını odasına yönlendirdi. Er yada geç girecekti o odaya! Babası zebani gibi arkasından bakarken odaya gitmekten başka çaresi yoktu zaten. Ayakkabısının çıkardığı tok sesleri dinleyerek kapının önünde durdu. Şimdi bu kapı kolunu indirecek ve içeri girecekti. Bu kadar basit!
Ayşem telaşla bir kapıya bir yatağa birde ışığın anahtarına baktı. Sanki zaman slow mation akmaya başladı o an. Anahtarı falan boş verip yatağa doğru depar attı. Yatağa gireceği sırada kısa bir an kapıya baktı. Kapı kolu yarıya kadar inmişti. Bir dizini yatağa koydu. Diğer dizini de yatağa çıkardığı sırada ayağına giren keskin acıyla inledi.
"Ah!" Fırat işittiği inlemeye sesiyle odaya daldı birden. Birbirlerine bakmamak için sözleştiği karısının mavi gözleriyle karşı karşıya geldi. Bir dizi yatakta diğer ayağı yerde yüzünü buruşturmuş duruyordu. Baştan aşağıya süzdü karısını niye inlemişti?
Ayşem, göz göze geldiği karanlık hareleri umursamadan yatağa oturdu acıyla. İlk defa gördüğü kocasını umursayamayacak kadar canı yanıyordu. Sağlam ayağını yataktan sarkıtırken kanayan ayağını yatağa koydu. Ayak tabanını kendine doğru çevirdi. Baş parmağı kanıyordu. Kafasını iyice eğip kana bulanmış parmağına ne olduğuna bakmaya çalıştı ama hiçbir şey göremiyordu. Üstüne üstlük çarşafta kan olmuştu.
"N'oldu?" Kocasının sesini duyunca daha çok eğdi başını. Yanı başında siyahlar içinde durduğunu görebiliyordu. Az önce iki saniyeliğine göz göze gelmişlerdi ve Ayşem'in kalbi hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu. Biraz korkuyor muydu? Evet, yalan yok. Ama kocasından değil. Yaşayacağı şeyleri bilmediğinden korkuyordu. Hiç tanımadığı, yabancı olduğu bu evden korkuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADENİZ'İ GETİR DE GEL
Fiksi UmumKarşılıklı çekilen silahlar Rize'nin sessiz dağlarında, gürültüye sebep oldu. Bir tarafta Karadeniz gibi hırçın ve inatçı Kara ailesi, diğer tarafta ise Rıha gibi köklü ve yıkılmaz Güneri aşireti. Bu iki aileyi karşı karşıya getiren ise Doğu'yu yü...