Bölüm Şarkısı; Selçuk Balcı- Seyrettim Yıldızları
--------------------
Eski gün yerini, yenisine bıraktı. Geceler gündüze karıştı. Güneş onlarca kez dağların ardından yükseldi. Ay her gece biraz daha değişti ve iki insan hayatını berdel ile birleştireli iki ay oldu. Fırat her gün olduğu gibi yatakta gerinerek gözlerini açtı. Gözlerini ovuşturdu kendine gelmek için. Bakışlarını yastıkların üstünde sol tarafa yönelttiği zaman boşlukla karşılaştı. Atik bir hareketle doğrulup odada göz gezdirdi. Saate bakmak için yatağın yanındaki komodine uzandı. Telefonunu eline aldığı sırada beyaz bir kağıda büyük harflerle yazılmış yazıyla karşılaştı. Kağıdını eline aldı.''GECE ARADILAR, İŞE GİDİYORUM. SENİ DÜRTTÜM, GİDİYORUM DEDİM AMA HORUL HORUL UYUMAYA DEVAM ETTİN. BENDE UYANINCA KAÇTIĞIMI ZANNEDERSİN DE DELLENİRSİN DİYE NOT YAZDIM. KAHVALTIYA GELMEYECEĞİM.''
Homurdanıp notu aldığı yere geri attı. ''Bugün de kahvaltılıkları sömürecek bir canavardan kurtulmuş olduk. Hadi hayırlısı.'' İşlerini hallettikten sonra aşağıya indi. Yanında oturan ve her şeye saldıran bir kadının olmamasının mutluluğuyla kahvaltısını yapmaya başladı.
''Oğul, Ayşem keçamin (kızım) nerededir?''
''Nöbeti vardı bav. Gece işe gitti, çağırmışlar.''
Afran Ağa kafasını sallayıp yemeğine geri döndü. Bedran, boğazını temizleyince sofradaki bütün gözleri üstüne çekti. ''Bav, bizim Zeyşan'la size bi' müjdemiz var.''
Afran Ağa gelecek müjdeyi anlayınca kocaman gülümsedi. ''Söyle oğul. Hayırdır?''
''Konağa bir Güneri daha geliyor, Zeyşan hamiledir!''
Bedran'ın yüksek çıkan heyecanlı sesine masadakiler önce bir kahkaha attı. Sonra ev halkı evli çifti tek tek tebrik etti. ''Hayırlı olsun abi.'' dedi adam ağzına ekmeğini atmadan önce.
''Sağ ol Fırat, darısı senin başına artık.''
Boğazına takılan ekmeği zorlukla yutup çayından bir yudum aldı. ''Daha var bize abi'' diye mırıldandı. Bu konunun eninde sonunda açılacağını biliyordu fakat şimdi olması iyi olmamıştı.
''O nasıl söz oğul. Aşiret yakında bebeği sormaya başlar. Kısır yaftası mı yapıştırsınlar sana. Ağasın sen unutma!'' Çay bardağını sertçe tabağına bıraktı. ''Zaten unutmama fırsat vermiyorsunuz daye! Aşiret çok isterse kendine yapsın çocuk. Çocuğumun ne zaman olacağına ben karar veririm.''
''Ananla doğru konuş Fırat Ağa!'' Sandalyesini geriye ittirdi ve ayağa kalktı. ''Ben düzgün konuşuyorum bav! Bu işe karışmayın sadece!''
''Ne demek karışmayın sen bizi ele güne rezil mi edeceksin!''
''Çocuk yapmayınca rezil mi olunuyor daye!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADENİZ'İ GETİR DE GEL
Fiksi UmumKarşılıklı çekilen silahlar Rize'nin sessiz dağlarında, gürültüye sebep oldu. Bir tarafta Karadeniz gibi hırçın ve inatçı Kara ailesi, diğer tarafta ise Rıha gibi köklü ve yıkılmaz Güneri aşireti. Bu iki aileyi karşı karşıya getiren ise Doğu'yu yü...