Karşılıklı çekilen silahlar Rize'nin sessiz dağlarında, gürültüye sebep oldu.
Bir tarafta Karadeniz gibi hırçın ve inatçı Kara ailesi, diğer tarafta ise Rıha gibi köklü ve yıkılmaz Güneri aşireti.
Bu iki aileyi karşı karşıya getiren ise Doğu'yu yü...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Genç kız, yengesinin kolundan sürükleyerek hızlı hızlı ilerlemeye başladı. Arkasındaki kadının şaşkın sorularını duyuyordu ama içindeki heyecandan umursamıyordu. Odasının kapısını açtığı gibi kolundan sürüklediği kadınla girdi içeriye. Yatakta oturup test çözen kardeşi geldiklerini görünce ayaklandı. Heyecanla yengelerine döndüler. Genç kadın sürüklenmekten bozulan üstünü düzeltiyordu sinirle.
''Avşin, niye çekiştiriyorsun beni! Söyledin de gelmedim mi?''
''Yaa Zeyşan yenge, boşver onu bunu,'' Eliyle yatağı gösterdi. ''Otursana seninle önemli bir şey konuşacağız.''
Genç kadın, kızların heyecanlı hallerinden hiçbir şey anlamadığı için çatık kaşlarıyla oturdu yatağa. ''N'oldu kız size? Ne bu heyecan! Bana bak aşık falan mı oldun yoksa evleniyor musun!''
Dilşad gülerek yengesinin yanına oturdu. ''Yenge, bu çirkefi kim n'apsın!''
''Yolarım seni Dilşad!'' Kapının yanındaki sandalyeyi alarak yengesinin tam karşısına oturdu. Genç kadın hala anlamadığını belli edercesine bakıyordu kızların yüzüne. ''Yenge konumuz; ayfır aşkı!''
''Ayfır ne be!'' diye merakla sordu Zeyşan. Kızların bu heyecanını göründe anlamsızca o da heyecanlanmıştı!
''Ya of yenge Ayşem'le Fırat'ın birleşimi işte!'' diye payladı Dilşad, yengesini. Zeyşan, Dilşad'a ters bir bakış attı. ''Nereden bileyim ayfırı mayfırı! Neyse geçin bunları, anlatın bakalım n'oldu?''
Avşin boğazını temizleyip çok ciddi bir konudan bahsediyormuş gibi kaşlarını çattı. Ama bu ciddiliği konuşmaya başlayana kadar sürdü. ''Kız Zeyşan, abimle yengemin durumunu anlamamış olamazsın. Sürekli it dalaşındalar. Ve bizde iki muhteşem görümce olarak olaya el atmaya karar verdik.'' Ellerini yengesinin dizlerine koydu ve büyümüş kahverengi gözleriyle heyecanla baktı. Zeyşan, dizinde duran eli alarak yere doğru bıraktı. Şu kızlara adam akıllı yenge demeyi bir öğretememişti!
''Zeyşan değil, yenge diyeceksin. Ben senden sekiz yaş büyüğüm. Aaa aç kere dedim ama?''
Dilşad, omzunu yengesininkine çarptırdı. Kıkırdayarak ''Aman hiç unutur muyuz?! Eve geldiğin ilk günden beri yenge deyin diye başımızın etini yiyorsun!'' dedi.
Zeyşan sinirle kızlara baktı. ''Dinlediniz mi sanki be! Anamdan emdiğim sütü burnumdan getirdiniz. Bedran'ı kendime aşık etmek, yenge demenizden daha kolay oldu!''
Avşin, üzgünce yengesine baktı. Gerçekten kadına çok çektirmişlerdi. Ama küçüklerdi ve yaptıklarının farkında değillerdi. Ağabeyini, karısından kıskanmışlardı. ''Yenge n'apalım! Bizi küçük görüp beynimizi yıkadılar. Siz görümcesiniz, yengenizi süründürün dediler.''
