Bölüm Şarkısı; İmera- Bitmeyen Sevda
--------------------
Su birikintisine basıp ayaklarına sıçrayan damlaları umursamadan yürümeye devam etti. Çamurdan kirlenen etekleri ya da yağmurun bozduğu makyajı umurunda değildi. On, on beş adım önünde hızlı hızlı yürüyen adama da ayak uyuduramıyordu çünkü hem gücü yoktu hem de kendini suçlu hissediyordu. Yüzsüz gibi gidip muhabbet edemezdi Fırat'la. Kişiliğine tersti.
Önce neden Timur'u izlediğini düzgün bir dille açıklamalıydı. Tabii bunu Fırat burnundan ateşler çıkartıyorken yapamazdı. Şu an o kadar sinirliydi ki metrelerce öteden üstüne dalga dalga yayılan gerilimi hissediyordu! Korkmuyordu ama biraz ürkmüyor dese yalan olurdu!
Öfkeli olduğu sinirden kasılan sırtımdan bile belliydi! Üstündeki takım elbise az sonra patlamazsa, bu gece daha da bir şey olmazdı!
Binadan içeri girip hala kocasını takip ediyorken asansöre doğru ilerlediğini görünce zaten kaplumbağa hızındaki adımlarını daha da yavaşlattı. Kendisinde Fırat'la aynı asansörde başbaşa kalmayı göze alacak cesaret yoktu! Eve girdiği an da hemen odasına sıvışmayı ve sabaha kadar çıkmamayı planlıyordu.
Fırat, asansöre binmiş kapılar kapanırken göz göze geldi ateş püsküren bir çift karayla. Kapıların yavaş yavaş sildiği bedende en son gördüğü kırgınlıkla bakan gözler oldu.
Omuzları yorgunlukla düşerken boş asansöre ilerledi. Çok ayıp etmişti, çok!
Gözleri çıktığı kat sayılarını boş boş izlerken asansörün kapılarının açılmasıyla indi genç adam. Sert adımlarla katın sonundaki dairenin kapısına ilerleyip kartı okuttu. Kapıyı ardından karısının geleceğini bilerek aralık bırakarak direk odasına geçti. Üstündeki bu öfkeyle Ayşem'le karşılaşmak istemiyordu çünkü kalbini kıracağını biliyordu. Üstündeki ceketi odanın bir köşesine fırlattı öfkeyle.
''İte bak, medeni ol diyor birde!''
Cebindeki telefonu çıkarıp attı yatağa. ''PEZEVENK, benim yanımda benim karıma iltifat ediyor!''
Kolundaki saati komodine savurdu. ''Çok mutlu oldum gerçekten.'' Sinirle ellerini birbirine vurup alkış tuttu. ''Sen benim karıma güzel dedin ya mutluluktan ölüyorum gavat!''
Ellerini saçlarına geçirdi hırsla, odada volta attı ayaklarını vura vura. ''Ya benimkine ne demeli açmış ağzını adamı izliyor! Gelmesem içine düşecekti herifin!''
Yatağın üstündeki telefonu aldı hızla. Bir iki parmak hareketinden sonra kulağın tuttu. Odasının balkonuna çıktı. Yüzüne vuran serinlikle kapattı gözlerini. Sakinleşmesi gerekiyordu.
''Alo Ezgi!''
''Buyurun efendim.'' dedi Ezgi sert sesin etkisiyle yutkunarak. ''Sönmez Holding'le yapacağımız toplantıyı iptal et hemen!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADENİZ'İ GETİR DE GEL
Ficción GeneralKarşılıklı çekilen silahlar Rize'nin sessiz dağlarında, gürültüye sebep oldu. Bir tarafta Karadeniz gibi hırçın ve inatçı Kara ailesi, diğer tarafta ise Rıha gibi köklü ve yıkılmaz Güneri aşireti. Bu iki aileyi karşı karşıya getiren ise Doğu'yu yü...