1.3

24.1K 1K 387
                                    

Bölüm şarkısı : Tini - Por Que Te Vas (Minnoş kalplimin yeni klibi dinleyin lütfen.)

•13•

Kantinde gözlerimi gezdirdim. Selini  arıyordum. Nerdeyse teneffüs biticekti hâlâ bulamamıştım. Bir haftadır böyleydi ve ben onu sadece iki teneffüs göre biliyordum. Aramaktan vazgeçip boş bir masaya oturdum. Dirseklerimi masaya koyup ellerimle de yüzümü kapattım.

Anonimin dedikleri aklımdan çıkmıyordu. Ya dediklerinde yanılmıyorsa, ya gerçekten benimle sadece gönül eğlendiriyorsa. Bu düşünceler ile savaşıyordum bir haftadır. İki yıldır birlikteydik. İlk zamanlarda bana o kadar bağlıydı ki her şeyi birlikte yapardık. Şu son bir yıldır sanki başkası varmışta benden kaçıyor gibiydi. Kaç defa 'ayrılmak istiyorsan ayrılalım' demiştim hepsine de saçmalama gibi tepkiler veriyordu.

"Emre... İyi misin?" ses ile irkilip sarsıldım. Düşüncelerime o kadar çok kaptırmıştım ki kendimi geldiğini bile duymamıştım.

"İ-iyiyim n-neden sordun ki?" dedim karışımdaki hafif sarışın çocuğa.

"Dalgın gördüm senide o yüzden sordum."

"İyiyim merak etme sadece biraz yorgunum." dedim.

"Peki kahve ister misin? Yanlız içmemiş olurum?" dedi kibarca

"Olur." dedim gülümseyerek.

Bir kaç dakika sonunda elinde iki kahve ile geri döndü Batuhan. Kahvenin tekini bana uzatınca teşekkür edip elinden aldım. Kahveden bir yudum alıp "Sen ne yaptın alıştın mı okula?" diye sordum konuyu dağıtmak için. 

"Alıştım sayılır." diye cevapladı. "Emre anlatmak istersen dinlerim. Bir şeyin var ve çok belli." konuyu dağıtma çabam işe yaramamıştı. Anlatıp anlatmama konusunda gidip geldim. Daha yeni yeni tanıdığım birine böyle bir şeyi anlatmam doğru olur muydu?  Belki de olurdu.

"Şşey... Birinin kalbini kırdım ve nasıl düzelticeğimi bilmiyorum." Selinin günahını alıyorum düşüncesi ile anlatmak dan vazgeçip başka bir sıkıntımı anlatmaya karar vermiştim.

Anonime çok ayıp etmiştim. Benim salaklığım yüzünden çocuğu üzmüştüm. O gün o bara gitmeseydim bunların hiçbiri olmazdı. Ne anonim onu tanırdı ne de Emre. En büyük hatası da sarhoş olup hiç tanımadığı birinin koynuna girmesiydi. Ve bu kişide bir erkekti. Bildiğimiz erkek hani iki bacaklı olan.

"Hmm... Çikolata al ve özür dile. Bence kimse çikolataya hayır demez." dedi gülümseyerek. Adından başka bir şeyini bilmediği birine nasıl çikolata alıcaktı ki?

"Adından başka bir şey bilmiyorum. Yüzünü bile görmedim açıkçası." gözlerimi yüzünde sabitledim tepkisi ne olucak diye ama bir tepki vermemişti.

"Anonim diyorsun yani?" onaylarcasına başımı salladım. "İşin zor o zaman kolay gelsin." kahvesinden bir yudum alıp gülümsedi. 

Doğru demişti işim baya zor olacaktı. Kolay bir şey beni bulmadı ki  zaten hayattaki şansım bu sanırım. 

Özür dilemem gerekiyordu. Kalbini kırmıştım anonimimin. Şerefsiz uyuz muyuzdu ama alışmıştım. 

"Selam gençler." diyerek masaya oturdu Kaan. Batu ile ikimizde aynı anda selam verdik.

"Nasıl gidiyor on birinci sınıfta ki kız ile?" diye sordum Kaan'a. Parmakları ile oynarken "Hiç bir şey hissetmedim kızdan. Abi anlamıyorum kimle  buluşsam olmuyor. Kızda güzeldi ama tık yok." diyerek iç çekti.

"Şşeyy..." diyerek araya girdi Batuhan. Düşündüğü şeyi söylemek ile söylememek arasında gidip geliyordu. Ya ters tepki verirse Kaan ona. Olabilirdi. Söyleyeceği şeyi normal karşılamayan çok insan vardı Kaan da onlardan bir tanesi olma ihtimali vardı. N'olsa pek fazla tanımıyordu Kaan'ı. Tekrar dudaklarını aralayıp devam etti. "Bak beni yanlış anlama ama eşcinsel olabilirsin belki."

Kaan kaşlarını çatıp "Saçmalama ne eşcinsel olması!" dedi sinirlenerek. Sinirlenmesi normaldi. Size biri gelse ve sen eşcinselsin dese tepkiniz ne olurdu?

Batuhan yerinde rahatsızca kıpırdandı. "Sinerlencek bir şey söylemedim Kaan. Kızlardan hoşlanmıyorsan ya eşcinselsindir ya da aseksüel."

Kaan anlamamış gibi Batuhan'a bakarken Batu anlamadığını anlayıp devam etti. "Yani iki cinsdende hoşlanmayan." diyerek açıklık getirdi.

"Aseksüelimdir o zaman." dedi atlayarak Kaan. Batuhan gözlerini devirip kahvesine geri döndü. Emre ise ikisinin arasında geçen diyaloga  dakikalar önce dinlemeyi bırakıp kantini gözleriyle etrafta Selin' aramaya başlamıştı. Selin ile sıkı bir konuşma yapma sırası gelmişti.

"Vay be bizsiz dedikodu he?" grup tamamlanmıştı. Tunahan kolunu Gizem'in omzuna koyarken Eylül'de yanıma gelip kahvemden bir yudum aldı. "Heeeyy o benim kahvem." diyerek kahvemi geri aldım.

"Aman yemedik kahveni." dedi Eylül de "Yemedin evet ama içtin!" diye böğürdüm. Kahvemi paylaşmakdan hiç hoşlanmazdım helelikle o kahve beleş ise.

"Tartışmayı bırakında şeyi duydunuz mu? Burak doğum günü partisi düzenliyormuş." Tunahan'ın sorduğu soru ile gözler Tunahan'a döndü.

"Ne zamanmış?" diye sordum.

"Cumartesi günü." diye cevapladı.

"Gider miyiz? Valla siz gelmezseniz gitmem." dedi Gizem. İki üç burun kıvırma ile partiye gitme kararı almışlardı. Parti hakkında konuşurken Selin kantine girip yanlarına geldi. "Selaaam." diyerek tüm neşesi ile Emre'nin diğer yanına oturdu.  "Ooo Selin hanım bu ne neşe?" diye sordu Kaan. "Her zaman ki halim."

"Nerdeydin sen?" yarım saattir merak ettiği soruyu sorup bedenini Selin'e çevirdi. "B-Burcu'nun yanındaydım." yalan söylüyordu. Emre Selin'i aramak için tanıdığı arkadaşlarına sormuştu Selin'i. "Peki öyle olsun." diye bilmişti sadece Emre. Bir şeyler karıştırdığı apaçık ortadaydı. Selinin  ne çevirdiğini öğrenmeden Emre'ye uyku yoktu. 

🌚🌚🌚

Çok boş bir bölüm ile herkese merhaba.

Bu bölümü hiç paylaşasım yok ama sizi daha çok bekletmeden paylaşmak istedim. Diğer bölümde telafi edicem söz veriyorum. Görüşmek üzere.

-Birkan

Minik Kuşum [Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin