4.5

14.4K 631 130
                                    

Medyadaki Emre

•45•

Havasız olan sınıfa girip çantamı en arka sıraya koydum. Oturduğum sıra cam kenarının orda olduğu için camı açıp derin bir nefes aldım. Sınıfta benim dışımda beş kişi daha vardı. "Amına koyayim kimsenin mi aklına gelmiyor cam açmak. Alışmışsınız bok gibi kokan sınıfa tabii," dedim sinirle. Erkeklerin bir kaçı gözlerini devirip önüne döndü. Okulun popüler öğrencisi olmak böyle bir şeydi. Ne dersen de kimse ağzını açmaya cesaret edemiyordu.

Kapıda Eylül'ü görünce sevindim. Biriyle konuşmaya ihtiyacım vardı bu aralar. Yanıma gelince "Naber pampa?" dedi yanağımdan makas alıp kabadayı gibi davranarak.

Hareketine gülümseyip "İdare eder  pampa seni sormalı?" dedim onu hareket ederek. İyi olduğunu söyleyip sırasına çantasını fırlatıp yanıma geri döndü. "E anlat bakalım  enişte ile aranız nasıl?"

"Düne kadar iyiydi," dedim. Oflayarak "Yine ne oldu amına koyayim?" dedi.

"Beyefendinin gereksiz tripleri," Dünkü tripleri bana göre gereksiz bir şeydi. Hayır yani kız yazdıysa ne olmuş? Sanki kıza cevap vermişim gibi trip atıyordu.

"Durduk yere trip atmaz bence," dedi beni sinirlendirerek.

"Durduk yere attı amına koyim. Dün İnstagrama fotoğraf attım. Bir tane kız bana yavşamış oda onu görünce atarlandı." 

"E kanka kıskanmış seni işte ne güzel." dedi Eylül saçlarını açarak. Saçlarını elleri ile dağıttıp saçlarındaki parfüm kokusunu etrafa dağıttı.

"Kıskanmasın beni böyle triplere girecekse," dedim.

"Lan mal regl falan mısın sen? Bu ne sinir. Ben bile regl olunca bu kadar sinirlenmiyorum. Kendine gel az." dedi kafama geçirmeyi unutmadan.  Bu kafamın sizden çektiği neydi be.

Biz Eylülle tartışmaya devam ederken Yağmur sınıfa girdi. Gözlerimiz birbirine odaklanınca kaçırdı gözlerini. Yerine oturmayıp, kapı tarafından en önde oturan Sude'nin yanina oturdu.

Bu neydi şimdi?

Eylül bir şeyler söylüyordu ama  anlamıyordum. Şuan tek odaklandığım şey Yağmur ve Sude'nin ne konuştuklarıydı.

"Sen beni dinlemiyor musun?" diyerek ittirdi kolumdan Eylül. Bedenim sarsilmasıyla Eylüle döndüm "Bir şey mi dedin?" dedim.

"Sen nereye bakıyorsun sen?" dedi arkasını dönerek. "Oha Yağmur Sude'nin sırasına oturduğuna göre durum kötü."

"Sinir etmeye çalışıyor beni."

"Git gönlünü al yoksa Sude kaşarı alır Yağmur'u elinden söylemedi deme." Sude yapar mıydı yapardı. Ama Yağmur yapmazdı.  Yapmazdı dimi?

Telefonu cebimden çıkartıp Yağmur'a mesaj attım.

Emre : Böyle mi kıskandırmaya çalışıyorsun beni?

Yağmur : Hayır neden böyle bir şey yapim ki?

Emre : Beni sinir etmek için.

Yağmur : Alakası yok.

Yağmur : Hem sen yazma bana dememişmiydin?

Emre : Dedim.

Yağmur : E ne diye yazıyorsun bana?

Emre : Yazma bir daha merak etme.

Yağmur : İyi edersin.

Telefonu sinirle masaya koyup ellerimi yüzüme vurdum. Ellerimi yüzümden çektikten sonra Yağmur'a baktım ve Sude ile gülüşüyorlardı. Bunu görmemle birlikte kafamı sıraya koyup bu saçmalığa daha fazla kanıt olmamak için uyumaya karar verdim.

🌚🌚🌚

Öğle arasındaydık ve kantinde oturmuş kahvemizi içiyorduk grupca. Yanımızda sadece Yağmur yoktu, merak etmiyor da değildim. Gün boyu yanıma gelmediği yetmiyormuş gibi Sude'nin götünden ayrılmamıştı. Sinirlerim tavan yapmış her an birinden çıkarta bilirdim.

"Yağmur neden gelmiyor bugun yanımıza?" diye sordu Gizem. Hepsi birden yüzüme bakmaya başladı.
"Bilmem." diye cevapladım Gizemi.

"Nasıl bilmiyorsun? En yakın arkadaşı sensin." dedi Tunahan.

"Bilmiyorum dedim ya uzatmayın." diye çıkıştım. Söylemiştim her an  birine patlaya bilirim diye o şanslı kişide Tunahan olmuştu.

"Kavga ettiniz dimi lan?"

"Ettik ya da etmedik  ilgilendirmez sizi."

"Öyle mi ufaklık? Pekâlâ öyle olsun kalk Gizem gidiyoruz." diyerek Gizemin kolundan tuttuğu gibi masadan kalktı.

"Ya abi saçmalamayın gelin şuraya, sinirli alttan alın az." dedi Eylül. Eylüle ters bir bakış atıp Tunahanların gidişini izledim. O sikim beyinlinin tribini çekicek durumda değildim şuan. "Afferim Emre böyle devam şimdi bir hafta Tunahan'ın tripleri  ile uğraş." Tunahan trip attımmı tam atardı. Gelişi güzel bir-iki hafta konuşmazdı.

Yağmur kolunu Sude'nin omzuna atmış bir şekilde kantine girdiler.

Hassiktir. Sude yapmış olamazdı değil mi?

Gözlerimi ikiliden ayırmadan Eylülü dürttüm o tarafa bakması için. "Hassiktir söylemiştim sana Sude kapar bu çocuğudu diye." Kaan anlamsız bakışlarla ilimize bakıyordu. Garibim hiçbir şey bilmiyordu. O bana anlatmıştı ama ben ondan saklıyordum, bilse kesin beni düz yatırıp sikerdi.

"Noluyor biri bana açıklama yapacak mı?" diye sordu tek kaşı kalkmış bir Kaan.

"Anlatıcam ama şimdi olmaz kanka." dedim. İlk önce yapmam gereken bir şey vardı.

Gidip o sürtüğün saçlarını eline verecektim.

🌚🌚🌚

Allah belanı versin yazar.

Dediğinizi duyar gibiyim.

Ama vermesin. Verirse kim yazacak size bölüm?

Neyse yine çok güzel yerde
bitirdim (:

-Birkan

Minik Kuşum [Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin