Medyada ki Emre ve Yağmur.
•70. Bölüm•
"Evlenince on tane çocuk istiyorum ben," dediğinde göğsünde olan başımı kaldırıp ciddi olup olmadığına baktım sevgilimin. Çocukları bende severdim ama on tane çocuk babası olduğumu hayal bile edemiyordum.
"On çocuk çok değil mi sevgilim?" dedim. Yüzüne düşen saçlarını düzelttikten sonra "Hayır. Bence değil," dedi.
Aklıma gelen şey ile gülümsedim. "Kapat gözlerini." Bir şey anlamadığı için garip bakışları ile yüzüme baktı. "Hadi kapat hayal kurucağız." Dediğimi yaparak gözlerini yumdu.
Derin bir nefes alarak Yağmur gibi çimlere uzanıp gözlerimi yumdum. Ellerini de tutmayı unutmadan. "5 kız 5 erkek babasıyız. Biz kahvelerimizi şöminenin başında yudumlarken onlar etrafta koşuşturup oynuyorlar. Aralarındaki en küçük olan yanımıza gelip senin kucağına gelmek istiyor. Sen gülümseyerek elindeki kahve fincanını sehpaya koyup kucağına alıyorsun. Adı bulut olsun. Senin ismin ile uyumlu. Ortanca çocuğumuz kıskanıyor sen Bulut'u kucağına aldığında. Sana olan düşkünlüğü diğer kardeşlerinden kıskanmasına neden oluyor." Sözümü keserek "ikimize düşkünlüğü" olarak düzeltti Yağmur.
Gülümseyerek devam ettim. "Ortancısını da kucağına aldığında sondan ikincisi de istiyor-" İşaret parmağı ile sözümü kesti tekrar.
"Bu böyle devam edecek ise 5 tanesini sen, 5 tanesi ile de ben ilgilenirim ortada kıskanma denen bir şey kalmaz." Haklıydı saçma bir ilerleme olmuştu. Ama son kozumu kullanmamıştım.
"Peki ya biz her yalnız kaldığımızda çocuklarımızdan biri gelip bunu bozarsa ne olacak?" diye sordum. Uzun bir süre düşündü. Mimikleri farklı şekillere gelirken gülümsemem yüzüme yayıldı. Sanırım istediğim şeyi düşünüyordu.
Bir anda yattığı yerden doğrulup "Yok, yok olmaz. On tane çocuk çok fazla. Biz sevişecek zaman bulamayız onlara bakmaktan. 2 tane yeterli biri kız, biri erkek."
Kahkaha atarak uzandığım yerden doğrultup "Söylemek istediğim de buydu benim," dedim.
"Sevişmek önemli. Bunu unutmamam gerekiyor." Gözlerini kısıp gülümseyerek bana baktı. "Bebeğim..." bu ses tonunu çok iyi tanıyorum.
"Burada sevişmeyi düşünmüyorsun herhalde değil mi?"
"Neden olmasın? Temiz hava, cimler, ağaçlar, kuşlar, güneş ve bulutlar.. Güzel ortam bence."
"Ama bir şeyi unutuyorsun. Etraftaki insanlar da var," dedim.
Sırtını ağaca yaslayıp beni göğüsüne çekti. "Ne güzel işte yıldızlar gibi onlar da şahit olur," dedi saçlarıma bir öpücük bırakarak.
"Ben o kadar rahat değilim sevgilim teşekkür ederim yinede," dedim gülümseyerek başımı yukarı çevirip çenesinden öptüm.
"Düşünsene dünyada sadece sen ve ben varız.. Başka kimse yok. Ahh patron birde çocuklarımız."
"Evet bu çok güzel olurdu. Kafaya takacak bir sorun olmazdı. Kim ne der diye düşünmeden yaşamak.."
"Aslında yine düşünmeyebiliriz ama bu homofobiklerin sana bir zarar verebileceğini düşünmek beni deli ediyor." Yumruğunu sıktığında elini tutup parmaklarını gevşettim. Yerine parmaklarım ile doldurdum. Beni kendine çektiğinde saçlarımdan koklayıp "Seni çok seviyorum," dedi.
Gülümseyip gözlerimi açtım. Bedenimi Yağmur'a çevirip Yağmur'un gözleri ile karşı karşıya geldiğimde gülümsemem sönüp dudaklarımızı birleştirdim. Karşılık buldum hemen. Parmağı ile yanağımı okşarken öpmeye devam etti. Üzerime yaptığı baskıyla sırtımı çimlere yasladı. dudaklarımdan boynuma yol çizerek indiğinde boynundan derin bir koku ardından bir öpücük bırakıp belimden sıkıca sarılıp başını boynuma koydu. "Sen benden hiç gitme olur mu?" diye sordu naif ve sevimli sesi ile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik Kuşum [Texting]
Short StoryBilinemeyen numara : Sevgilin olması, sevgilim olmıyacağın anlamına gelmez. Emre : Ben gay falan değilim. Bildiğin düzüm. Emre : O geceyi de unut yaşanmamış sayalım. Bilinmeyen numara : Unutamam. Emre : Neden? Bilinmeyen numara : Hiçbir kızdan ala...