3.5

18.3K 782 324
                                    

Medyada ki Eylül

•35•

B

eden eğitimi dersindeydik. İlk ders hoca bir kaç egzersiz göstermiş, ikinci derste serbest bırakmıştı. Hafta sonu Yağmur'un barda kızla samimi halde görmemle ister istemez kıskanmıştım.   Ertesi gün Yağmur uyanmadan evden ayrılmış iki gün boyunca uzak durmaya çalışmıştım. Şuana kadar iyi gidiyordu uzak durma kararım.

Sınıfın erkeklerinin çoğu futbol oynuyorken kızlarda voleybol oynuyordu bir kaç erkekle beraber. Ben ise köşede bankta oturuyordum.

Eylül sessizce yanıma oturup "Sende bir şeyler var ama bize anlatmıyorsun." dedi. Bir şeylerin olduğunu anlaması normaldi  Yağmur hayatıma girdiğinden beri kendimi hep düşünürken buluyordum. "Sana öyle gelmiştir bir şey saklamıyorum sizden." dedim Eylül'e dönerek.

"Emre dört senedir seni tanıyorum ve ne zaman yalan söylediğini anlayabiliyorum." dedi omzuma  elini koyup devam etti. "Lütfen seni bu kadar düşündüren neyse anlat bana. Bir birimizden bir şeyler saklayınca arkadaş olsak ne olur olmasak ne olur." doğru söylüyordu ama bu öyle bir anda söylene bilecek bir şey değildiki.

"Haklısın ama..." devamını getirmeye korksamda "benden uzaklaşmanızdan korkuyorum." dedim. Eylül derin bir nefes alıp "Söz veriyorum ne olursa olsun yanında olacağım." dedi.

Beş dakika boyunca ikimizde konuşmadık. O süre zaafında  anlatıp anlatma kararı aldım. Ama burada değildi. "Tamam anlatıcam ama burada olmaz okul çıkışı bize gelir misin?" diye sordum.

"Olur gelirim yeterki sen anlat be kuzum." yanağıma öpücük kondurup Gizemin yanına koştu. Bu işin sonunda Eylül'ü kaybede bilirdim. Ama kaybetcek gibi de hissetmiyordum. Sevmese bile saygı duyan bir yapısı vardı.

Gözlerimi Yağmur'a çevirdiğimde valeybol oynayanlara katılmış voleybol oynuyordu. Yüzündeki gülümseme çok güzeldi. Nasıl bir erkek bu kadar güzel güle biliyordu anlamıyordum. Arada bir bana bakınca gözlerimi kaçırıyordum. 

Kaçamak bakışlarla Yağmur'u izliyordum. Neden gözlerim hep onu arıyordu? Yağmur'un bana doğru geldiğini görünce kaçmak için soyunma odasına girdim. Soyunma odasının kapısını kapatıp dolapların önündeki oturma yerine oturdum.

Oturmamla birlikte soyunma odasının kapısı açıldı. Giren kişiye gözlerimi devirip önüme tekrar döndüm. "Hâlâ kızgın mısın bana?" dedi yavru köpekler gibi bakarak.

Sevimliydi şerefsiz. Ne kadar inkâr da etsem sevimliydi. "Evet." dedim pis pis bakarak. Sarhaş olduğunu söylese bile kızgınlığım geçmiyordu.

Dizlerinin üzerine oturup ellerimi tuttu. "Emre... İki gündür benden kuca bucak kaçıyorsun. Beni görmezden gelmen canımı yakıyor. Kızın yüzünü bile hatırlamıyorum bana bunu yapman saçma değil mi?" dedi gözlerimin içine bakarak. Gözünden bir damla yaş düşüp tişörtuyla buluştu.

Diğer bir yaşı da baş parmağımla düşmesini engelleyip sildim. Ağlamasına dayanamayıp yumuşamıştım hemen. "Tamam ağlama affettim..." Ağlaması dahada şiddetlendi. "Yağmur... Affettim işte ağlama... Bak kötü oluyorum sen ağladıkça... Hem erkekler ağlarmı be koca adam." dedim şakaya vurarak.

"Niye a-ağlamasın erkeklerin duyguları yok mu?" dedi göz yaşlarını silerek. Ciddi söylemişti ama ben güldürmek için öyle demiştim. "Şaka yapıyorum Yağmur" dedim gözlerimi devirip.

"Neyse affettin dimi trip atmıyacaksın değil mi?" diye sordu.

"Affettim. Ama neden bu kadar çok ağladın ki?" dedim ağlamasının nedenini merak ederek.

Minik Kuşum [Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin