Medyada ki Emre ve Yağmur :)
•28•
Kapıyı annemlerin arkasından kapatmamla derin bir nefes aldım. Sonunda çıkabilmişlerdi. Annemin 'aç kalma oğlum, kapıyı açmadan önce delikden bak, yatmadan önce kapıyı pencereyi kitlemeyi unutma' uyarılarını dinlemiştim bir saat boyunca. Babamda durur mu 'Ev boş diye eve kız atim deme kafanı kırarım yoksa' demişti.
Salondaki tekli koltuğa yerleşip elime kumandayı aldım. Müzik kanalı açmıştım ama hepsinde reklam vardı. Hayattaki şansım iste. Televizyonu tekrar kapatıp mutfağa ilerledim. Kurt gibi açıkmıştım yine. Akşama daha 4 saat olduğu için bekleme taraftarı değildim.
Buzdolabından bir kaç tane domates alıp menemen yapmaya koyuldum. Soğanı elime alınca dudaklarımı bükerek soğana baktım. "İnşallah sende geçenki soğan gibi ağlatmazsın beni soğan bey-hanım herneysen artık."
Soğanı her kestiğimde gözümden akan yaşa küfür ettim. "Amına koyayım insan daha az göz yakan soğan verirdi." diye isyan ettim tezgahtara. "Seninde amına koyim Yağmur seninde." Yağmurun ne suçu var diyeceksiniz simdi biliyorum. Ama bende bilmiyorum iste.
Çalan kapı ile birde kapıya koymuştum oh. Kesin Nebahat gelmişti o yok mu o apartmanın en meraklısıydı. Kapıyı açmakla Yağmur elinde poşetlerle karşıma çıktı.
"Biraz erken geldim ama kabul ediyor musun beni"
"Tabi geç buyur"
"Mutfak ne tarafta?" diye sorunca elimle mutfağın yerini gösterdim. İkimizde mutfağa girdik. Gözlerini pörtletip "Sen ağladın mı?" diye sordu. Soğan sağolsun ağlamıştım. Tekrar parmağımla tezgahta soyulması bekleyen soğanı gösterdim. Gösterdiğim tarafa bakıp gülümsedi. "Benim minik kuşumu kimse ağlatamaz o yüzden senin yerine ben devam ederim." diyip göz kırptı. Göz kırpınca... Neydi bu şimdi?
Soğanları Yağmur doğramıştı. Ne kadar 'Yok gözüm yanmadı' desede kirpiğindeki yaş onu ele veriyordu. "Sana şarkı söyleyim mi? Diyince kaşlarımı yukarı kaldırıp Yağmura baktım. "Şarkı mı söylüyorsun?"
"Geeel bu hayat seninle güzel
Ömür boyu bekledim
Masal yaşat bana
Yer etmesin acılar
Gelinir gidilir sevilir
Bu aşkın yolu belli
Hayal ettim seni
Beni seeeeev beni seeeeev
Beni seeeeeeeeeev
Yoluna yoluna
Delirdim uğrunaaa"Şarkıyı söylerken gözlerini benden hiç ayırmamıştı. Sesi çok güzeldi. Duyduğum en güzel şekilde söylüyordu. Sesi bir meleğin sesi kadar güzledi. Beni sev kısmında öyle güzel söylemişti ki gülümsememe engel olamamıştım.
"Beeen bu gece sana özeeel
Bi şarkı bestelediiim
Senii sana yazdıım
Sevişmeler imgeler
Söyleniiir bekleniiir kim bilir
Bu aşkın yoluuu belli
Hayal ettim seniiii
Beni seeeeev beni seeeeev
Beni seeeeeeeeeeev
Yoluna yoluna
Delirdim uğruna"Uzatarak ve fısıldayarak bitirdi şarkıyı. Hâlâ gözleri gözlerimdeylen benimkileri bir türlü onunkilerden çekemiyordum. Onun bırakmasını bekliyordum ama yinede sonsuza kadar sürsün istiyordum. Ne oluyordu bana? Hislerim bana ihanet ediyor gibiydi.
"S-sesin g-güzelmiş." dedim fısıldayan sesim ile. Gözlerimi kaçıra bilmiştim sonunda kahvelerden.
"Teşekkür ederim. Beğenmene sevindim artık bolca söylerim sana." Gülümsedim. "Hatta belki Hande Yener'in de söylediği gibi, bende sana özel bir şarkı bestelerim." yüzüm olmasından daha fazla alev almıştı. Menemen tavasını yüzüme koysak ocaktan daha çok pişerdi eminim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik Kuşum [Texting]
Short StoryBilinemeyen numara : Sevgilin olması, sevgilim olmıyacağın anlamına gelmez. Emre : Ben gay falan değilim. Bildiğin düzüm. Emre : O geceyi de unut yaşanmamış sayalım. Bilinmeyen numara : Unutamam. Emre : Neden? Bilinmeyen numara : Hiçbir kızdan ala...