Kişiliğinizdeki farklılıkları hisseder miydiniz?
Ben hissediyordum, tamamıyla farklı bir kişiliğe soyunmuş halimi kendi benliğimde hiç yadırgamadan kabul etmiştim. İçimdeki o küçük kızın geleceği bu anı bekliyormuş gibi her zerresinde parmak izleri bulunan bir kişiliği önüme sunmuş, ben ise hiçbir yorumda bulunmadan bana verilen emeği kabul etmiştim.
Peki ya bu kişiliklerin Emir ile uyumunda söz konusu olan şey neydi?
Onunda içinde küçük bir çocuk vardı, herkesin olurdu bazıları kabul eder bazıları ise itiraz ederdi.
Boş itirazlar...
Beyaz, güzel bir arabanın ön koltuğundan ortamı inceliyordum. Pahalı olduğunu anlamak zor olmamıştı, her bir detayın asilliğini sergilemesi için ona bakan bir çift göz yetiyordu. Sanırım o gözlerde ben oluyordum, çünkü Emir pek fazla arabanın içiyle değil daha çok altımızdan su gibi akan yolu daha hızlı bitirmeye çalışıyor gibiydi.
Halbuki her bir dalga aleyhimize işleyen zaman dilimlerinden oluşmuyor muydu?
Evden çıkar çıkmaz bizi karşılayan bu arabaya binmiş şimdi ise davet edildiğimiz yere, daha doğrusu görev yerine kararlı bir şekilde ilerliyorduk. Heyecanlıydım ve meraklanıyordum, ilk görevimin nasıl geçeceğini düşünmek yola bakan gözlerimin bile boş bakmasını sağlıyor gördüklerini anlamlandırmakta zorluk çekmesini sağlıyordu.
Davetin başlamasına tamı tamına yirmi beş dakika kalmıştı, her dakika arabanın önünde yer alan küçük dijital saat ile izlediğim yol arasında mekik dokuyan gözlerim sayesinde bunu biliyordum.
Davet yeri büyük ihtimalle bulunduğumuz yerden uzakta bir yerde olmalıydı bunu Emir'in alışık olmadığım bir şekilde arabayı hızlı kullanmasından on on beş dakika önce anlamıştım, öyleki ne kadar ıssız ve tenha yollardan geçsekte kaldırım taşlarını ve binaları tam olarak net göremiyor, hızlıca gözlerimin önünden kayıp ıssız karanlığa kavuşuyorlardı.
Bu gece son isteğim o ıssız karanlığın içinde kaybolan ruhumu soğuk ve hissis bedenim ile aramaktı...
Bekledim ve kulağımı dolduran hafif sesteki şarkının huzurlu kollarına kendimi tereddütsüz bıraktım. Neden her şey bu kadar kolay gelmiyordu? En stresli olması gereken yerde bile rahatlığından taviz vermeyen insanlar gibi olmayı isterdim ama maalesef ki o durum ara sıra karşıma çıkıyor çıktığı gibide dalga geçer gibi tekrar kayboluyordu.
Tek yanağımı arabanın başlık tarafına yaslayarak Emir'den tarafa döndüm, tek eli direksiyonda diğer eli viteste rahat bir şekilde yolculuğuna devam ediyordu ama çatılmış kaşları ile bu kavramın doğruluğunun arkasınu sağlama aldığı söylenemezdi.
Arkası sağlama alınmayan sözcükler ise anlamsız ve değersiz kelimelere dönüşürdü.
Ne kadar süre boyunca Emir'e baktığımı bilmiyorum ama bana dönen safir mavileri ile kendime gelerek bakışlarımı üzerinden çektim, bazen onu izlerken tuhaf düşüncelere dalabiliyordum ve bu düşüncelerin türeyip farklı düşünceler türetmesine bir dur demek oldukça zor oluyordu.
Zihnim o kadar doluydu ki gene de üşenmeden gereksiz gereksiz konuları düşünmekte harcadığı zamana üzülmüyordu.
Yola odaklanan bakışlarım safir mavilerine tekrar dönebilmek için bir sözünü beklerken onun yerine kulağımıza takılan cihazın çıkardığı hışırtı sesinin ardından Ada'nın sesini duydum, kendime gelerek doğruldum ve elbisemin eteğini düzelttim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAAT
Science FictionOlacaklardan habersiz bir genç kız... Aylardır beklenen ekibin yeni üyesi... Kaderin oynadığı oyunlar hiç bu kadar acı vermemişti, attığı kahkahalar küçük bekçileri uyandırıyordu... Uyanmaması gereken bekçileri. Abisinden kaçmak istemişti, küçük be...