Ayaklarımın altından akıp giden su taneciklerinin oluşturduğu birkinti gibiydi düşüncelerimin oluşturduğu çokluk, öyle ki ne bir dur diyebilmiş nede kurtulabilmiştim. Aslında düşünmek kötü bir şey değildi sadece fazla ayrıntılara girmek olayları kötü hale getiren en büyük unsurlardan biriydi ve bense bu hatayı sürekli tekerrür eder olmuştum.
Suyu kapatarak duştan çıktım ve bornozumu asılı olduğu yerden hızlıca alarak üzerime geçirdim, ortamdaki buhar aynanın buğulanmasını sağlamış ve bir kaç tanede su damlacığı oluşturmuştu, bu kadar uzun süre banyoda kaldığımı zannetmiyordum ama bir kere düşüncelere daldığınızda sürüklendiğiniz yeri kestiremiyordunuz.
Hayatımda en çok sürüklendiğim dalgaların şiddeti buraya geldiğimden beri fazlalaşmış ve fazlalaşmaya da devam ediyordu, en azından eskiden durdurabilir ruhumun altından kalkamayacağı gerçeklerde kendimi geri çekebilirdim ama şimdi... Evet şimdi hayatımda safir mavilerinin gerçekleği her şeyi alt üst etmişti, bundan pişman değildim ama akıp giden zamanın getirecekleri bilinmez bir gerçekti ve ben en çok bundan korkuyordum.
Görev eninde sonunda bitecekti ve mantıklı olarak düşünürsek bizi buraya getiren bir sistemin varlığı söz konusuydu, başarısız olacağımızı zannetmiyordum çünkü bir şeyler yolunda gitmediği zaman birkaç yardım elinin geleceğinden emindim, gelmek zorundaydı çünkü dünyayı tehtit eden bir sorunu sadece bir kaç aylık eğitimden geçmiş olan dört kişinin başarıyla kazanması biraz zor ve bana göre imkansız görünüyordu. En azından ben derslerimi en son geldiğim için takım arkadaşlarım tarafından almıştım ama buraya ilk gelen kişi kim tarafından bu kadar bilgiyi öğrenmişti?
Elimde ki küçük havluyu sıkı sıkıya tutarak aynada kendime bakıyordum, işte sırf bu yüzden düşünmekten nefret eder olmuştum, bazen kendi kendimi sürüklediğim sorumlulukların altında kalmak ruhumun boş sayfalarını çentiklerle doldurmaktan farksız geliyordu.
"Dilay işin bitti mi?"
Kapının tıklanması ve ardından Emir'in seslenmesi ile hızlıca elimdeki havluyu başıma dolamaya başladım.
"Evet, şimdi çıkıyorum."
Bornozumun iplerini sıkılayarak kapıya doğru yaklaştım ama aklıma giymediğim iç çamaşırlarım geldiğinde gözlerimi kapatarak derin bir nefes verdiğimi bile bir kaç saniye sonra farketmiştim, benim bu dalgın hallerimi kendi benliğim bile yadırgıyorken nasıl başa çıkacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu.
Geri dönerek kirli çamaşırlarımı koyduğum sepetin üzerine baktım ama hiçbir yerde yoktu, yaklaşık on dakika boyunca banyonun bakılmayan yeri kalmayana dek aradım ama hiçbir yerde bulamamıştım, tamam akılsız başın cezasını kendi benliğimin çekme zamanı gelmişti artık.
Sıkıntıdan derin derin nefes alarak kendimi sakinleştirmeye çalıştım, evet sadece kapıyı açacak odaya bakacak ve hızlıca çamaşırlarımı alarak banyoya geri dönecektim, küçük masum bir pladı ve ben bu planın işe yaramasına o kadar muhtaçtım ki olumsuz düşünmek istemiyordum.
Kilitlediğim kapıyı yavaşça açarak odada gözlerimi gezdirdim, Emir ortalıkta görünmüyordu ve oda kalbimin çarpışının sesini saymazsak oldukça sesiz ve sakindi. Üzerimi düzelterek banyodan dışarıya çıktım ve hızlı adımlar ile gardıroba doğru yöneldim, banyonun kapısını kapatmamıştım çünkü çamaşırlarımı aldıktan sonra planım hızlıca banyoda küçük buharlı mahzenime geri dönmekti.
Yerde şıp şıp ses çıkartan ayaklarım ve bir mumya gibi ortalıkta gezinen bedenim ile ayna da karşılaşmam bir an için olduğum duruma gülme isteğimi artırsada fazla oyalanmadan giysilerimi alarak banyoya ilerledim, evet en azından bir şeyide Emir'e yakalanmadan yapabildiğime sevinebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAAT
Science FictionOlacaklardan habersiz bir genç kız... Aylardır beklenen ekibin yeni üyesi... Kaderin oynadığı oyunlar hiç bu kadar acı vermemişti, attığı kahkahalar küçük bekçileri uyandırıyordu... Uyanmaması gereken bekçileri. Abisinden kaçmak istemişti, küçük be...