34.Bölüm

5.2K 289 35
                                    

Şakaydı değil mi? Sadece Deniz küçük anlamsız şakalarından birini yapmıştı, benim ise buna kanmamam gerekiyor gülüp geçmem gerekiyordu, ama hiçbir şey bunun şaka olduğu gerçeğini doğrulamadı. Deniz'in sesi gibi hiçbir düşüncem benim yanımda olmayı seçmedi, hafifçe geriye çekilerek ne yapacağımı tıpkı benim gibi merakla bekliyorlardı.

Ellerim kapının kulpunda hafiften titremeye başlarken kalbim bu korku dolu heyecanda hızını artırmaya devam etti, kulaklarımın uğuldamasını bir an önce durdurmam gerekiyordu yoksa burada böyle çakılıp kalacak bütün görevi küçük bir şey için mahvetmiş olacaktım.

Ben bu kadar güçsüz biri değildim, tamam bazı yerlerde düşüncelerim tarafından çaresiz bırakılabiliyordum ama buraya geldiğim andan beri küçük küçük adımlarlada olsa değiştiğimi hissediyordum.

Ağabeyinin karşısında her zaman güçsüz ve ezik kalan o kız değildim, başımın çaresine bakmayı öğrenmiştim mesela... Safir mavilerinin verdiği dersler ise kendisi kadar etkili olmasada bu değişimimde büyük bir yardımı olduğunu söyleyebilirdim.

"Ahmak kafam bu çiçekten anlamalıydım..."

Parfümü avucum içerisine saklayarak sanki yanlışlıkla buraya gelmişim gibi davrandım ve kapıdan uzaklaştım, köşedeki büyük saksının içerisinde duran geniş yapraklı bitki yüzüme gülen kaderim gibi bana el sallıyordu. Tanrım! bazen en kötü zamanımda beni kurtarmak istermiş gibi karşıma çıkan fırsatların en sevdiğim tatlıdan bile güzel olması normal miydi? Çünkü böyle güzel bir hissi yaşadığımı çok az anılarım destekliyordu. Gizlice elimdeki parfümü yapraklarının altına doğru iterek arkamı döndüm.

Merdivenlerin başına yeni gelmiş, elindeki tepside ne olduğunu anlamadığım malzemeleri düşürmemek için sıkıca tutan bir hizmetli ile göz göze geldik, ensesinde sıkıca bir topuz yapılmış kahverengi saçlarından iki üç ince tutamlar anlına ve yanaklarına dökülüyordu, cidden Linda diye bu hizmetliyi görmüş olamazdı değil mi?

Kadın göz göze gelmemiz ile dalgın halinden kurtulup telaşla tepside duran malzemelerin üzerini siyah bir örtü ile örttü, işte şimdi biraz daha huylanmış ve kuşkulanmıştım, kesinlikle bu evde bizim daha fark edemediğimiz birçok olay geçiyordu ve bu olayların en basitinin bile bize karşı yapılan en ağır darbe olduğunu düşünmüyor değildim.

"Bir ihtiyacınız mı var efendim?"

Bakışları temkinlice üzerimde dolaşırken bir şeyden rahatsız olup telaşlandığını sergilediği hareketlerinden ve bakışlarından anlayabiliyordum, sanırım görmemem gereken bir şeyi gördüğümü düşünüyor ve bunun için bana hiçte iyi olmayan bakışlarını iade ediyordu, ama maalesef kendimce yaşadığım duygu gerilimleri yüzünden tepside ne olduğunu tam anlayamamıştım.

"Hayır hayır, sadece odamın yerini karıştırdımda yanlışlıkla bu odaya gelmişim,"

Kesinlikle bu olanları Linda'ya söyleyecekti...

Eh, boşu boşuna bu kocaman evde hizmetçilerini herşeyden habersiz bir şekilde dolaştıramazdıya, elbette bütün planlardan az buçukta olsa haberdar olduklarını biliyordum, buraya gelişimizde alınan telefonlarımız kontrol edildiğini bildiğim bavullarımız, herşeyde temkinli davranılıyordu ve bu da ortada bir plan olduğunun açıkça kanıtıydı.

Kimse kafasına göre davranamıyordu, odalar hergün belirli bir saat aralığında temizleniyor ve kontrol ediliyordu, eve giriş çıkış saatleri belirli bir düzen halinde işlediğini fark etmiştim, en küçük ayrıntısına kadar ayarlanmış bir planı bozmak ne kadar zor olabilirdi ki?.. Beklenilmedik bir hamle olayların arasındaki küçük bir çıkıntıya sebeb olur ve...

SAAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin