Ruhumda gezinen mutluluk tohumları, yeşermek adına bedenimin tepkilerine eş değer ilerleyen duygularımda can buluyordu. Kalbim yaşadığım anıyı zihnimin en derin kuytularına kazımak istermiş gibi benden habersiz ritimlerini hızlandırmış ve beni utandıracak hale gelmişti. Yanaklarımda hissettiğim sıcaklık değildi bu. Bütün bedenimi esir alan hakimiyetin altında parmaklarının ucundan tenime değen bir elektrik akımı varmış gibi hissediyordum. Ama bütün bu anlattığım gerçekler ona karşı beslediğim duyguların dışa vurmuş haliydi. Ondan etkileniyordum. Belimde gezinen naif dokunuşları, saç diplerimde hissettiğim sıcak nefesi... Belki de kaç defa bu pozisyona onunla beraber gelmiştik ama hiçbir anım şu an üzerimde etkisi olan bu ortam ile örtüşmüyordu. Bir şeyler anlatılmak için kalemin ucuna geliyor lakin sırlarla bezenmiş bu karanlık silsilesi o anı yaşamadan hiçbir şekilde bedeninden bir parçanın koparılmasına izin vermiyordu.
Karşımdaki ekranda oynayan filme odaklanmayı saniyeler önce bırakmıştım. Dakikalar geçtikçe geçer dediğim duyguların ihanetini bir bir bedenimde hissetmiş ellerimin altında bulunan safir mavilerine hissettirmemek için üstün bir efor harcamıştım ama bütün bunlar ne içindi? Neden ona karşı hissettiğim duyguları ondan saklıyordum? Ellerim karnının üzerinde küçük daireler çizerek gezinirken parmaklarıma dolanan parmakları ile hareketlerimi durdurmak zorunda kaldım. Kulağımın altında hissettiğim kalp atışları söylediklerinden daha çok derdini anlatmak ister gibi hızlı atıyordu.
"Şu elin bir rahat dursun güzelim."
Avucunda tuttuğu elimi hafifçe okşadı, bakışları mavi ekranda dönen filmde düşünceleri ise tamamen bana odaklıydı.
"Neden, bu seni etkiliyor mu?"
Ağzımdan çıkan kelimelerin sessizliğin mührü olup aramızda hissedilen duyguyu ve ortamın ambiyansını saniyeler içinde değiştireceğini biliyordum. En beklenilmedik anlarda yaşanan duygular tahmin ettiğinizden de güçlü olurdu. Belimde gezinen parmaklarının yerini belli etmek istermiş gibi acıtmadan tenime gömülmesi, hızlanan kalp atışlarımın yanına düzensiz nefes alışlarımı da eklemişti. Düzgün düşünmek, bu anı bozmamak için elimden gelenin en iyisini yapmak istediğimi biliyordum ama mantığımın yerini duygularım almışken bu çok zordu.
"Düşüncelerin kadar olmasada evet."
Ona bakmak için başımı kaldırdım. Gözleri yüzümün her bir ayrıntısında yavaş yavaş gezindi ve kulağıma doğru eğildi. Fısıltısının sebebi olduğu ılık nefesi tenimde gezinirken dokunduğu yerler hafiften gıdıklanıyordu.
"Bunu bilerek yapmadığının farkındayım ama bir son vermezsen ne kadar dayanabilirim bilmiyorum."
Söylediklerini anlamam birkaç saniye sürdü. Geçen bu kısa sessizlikte parmaklarım tekrardan eski yerini aldı ve hafif uzamış tırnaklarımı tişörtünün üzerinde teninin hissedebileceği bir baskıda yavaşça gezdirdim.
"Düşüncelerimi rahat bırak."
Dudakları duyduklarının hoşnutluğu ile yukarı kıvrıldı. Parmaklarımı teninden çekmedi aksine bu hareketim onun daha çok hoşuna gidiyor gibiydi. Belimdeki parmakları tekrardan yavaş bir şekilde tenimde gezinmeye başladığında dikkatimi gözlerinde toplamaya çalışıyordum.
"Arzularını önüme seren sensin, bu oyunu başlatıyorsan eşit oynamalısın."
Yüzüne daha rahat bakabilmek için hafifçe doğruldum, anında belime dolanan kolları olduğum pozisyonda daha iyi durmamı sağladı. Gözlerindeki arzuyu gizlemeden arsızca dudaklarımda gezdirdiği bakışları kasıklarımda ince bir sızıya yol açtığında söylediklerim ve söyleyeceklerimin mantıklı olup olmamasını düşünmedim. Sadece şu an içimden geldiğince davranmak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAAT
Ficção CientíficaOlacaklardan habersiz bir genç kız... Aylardır beklenen ekibin yeni üyesi... Kaderin oynadığı oyunlar hiç bu kadar acı vermemişti, attığı kahkahalar küçük bekçileri uyandırıyordu... Uyanmaması gereken bekçileri. Abisinden kaçmak istemişti, küçük be...