Bütün yaşananlar bedenimi ruhen ezen zorluklar olarak üzerime geliyordu, en zoru da bu yaşananları zihnimin boş duvarlarına kazıyan düşüncelerime bir dur demekti.
Geleli iki veya üç gün oluyordu, evden dışarıya adımımı bile atmamış sanki bir ev hapsine tutulmuş gibi hissediyordum. Tanımadığım insanlara güvenmek zorunda kalmış, buna mecbur bırakılmıştım ama garip olan bir şey vardı ki cidden bu garipliğe alışmam biraz hızlı sürmüştü.
İnsanlar ile kolay kolay anlaşa bilen bir tip değildim, yakınlaşmam için bile en az bir ayın geçmesi gerekirken daha üç gün geçtiği halde Ada ile daha iyi bir arkadaşlık kurmuş ve çok güzel bir şekilde anlaşmaya başlamıştık, bu beni tedirgin etmiyor değildi ama biraz mutluluğun bile negatif düşüncelerin üstünü örtmekte üzerine olmadığını kim bilmezdi ki?
Belkide bu koca evde tek hemcinsimi bulmanın verdiği o güven duygusu bizi bu hale getirmiş olabilirdi, bu durumdan şikayetçi olduğumu söyleyemezdim bazı şeylerin lehime ilerlemesi hoşuma gidiyordu.
Yaklaşık bir dakikadır Ada ile yuvarlak bir masada karşılıklı oturuyorduk, bilmediğim bir odanın içerisinde gözlerim etrafta dolaşırken ellerimde parmaklarım arasında küçük bir kargaşaya girişmişlerdi, siyah beyaz ve bu iki rengin arasında gidip gelen tonlardan oluşan oda hem göz yormuyor hemde insanın içini rahatlatacak kadar motive ediyordu.
"Buraya sana anlatacağım birkaç konu için geldik, herhalde daha sonrada Deniz ile beraber olacaksın."
Gerçekten bu olayın saçmalığını düşündükçe kendi kendimi düşüncelerde kaybolmuş ve bu duruma gülerken buluyordum, öyle bir duruma düşmüştümki bilmediğim saçma bir savaş için ders görüyordum ve eksik olan tek şey teneffüs zilinin kulaklarımı doldurmamasıydı.
"Emir bana senin yüzme dersi vereceğini söylemişti. "
Etrafa bakmayı yarıda kesip beni inceleyen Ada'ya gülümseyerek baktım, ama Ada söylediklerim ile bıkkın bir şekilde gözlerini devirmiş sonrasında da masanın üzerinde bulunan küçük kumandayı eline almıştı. Böyle bir tepki vermesini beklemiyordum ama sonrasında Emir'in sakin ve donuk suratı gözlerimin önüne gelmesi ile omuzlarımı silktim, kim bilir Ada'yı sinir edecek neler yapmıştı.
"Deniz'e bu yüzme işini öğretirken birkaç olay yaşadık ve bu işin normalden de fazla sürmesini sağladı, e sonrasında birde Deniz'in diline düşünce olaylarda büyüdü, aklında böyle kaldığını söylüyor ama bunun dışında başka bilgilerde veriyorum, yüzme deyip geçiştiriyor işte."
Dikkatlice Ada'yı dinlerken bir yandan da anlattıklarını zihnimde canlandırmaya çalışıyordum.
"Bir ara konu o kadar çok uzadı ki sinirden Deniz'i pataklamamak için zor duruyordum. Görmen gerekiyordu Dilay, varya bir bardak su bile görse dalga geçmek için bir bahane bulabiliyordu."
Sinirli bir şekilde kendi kendine söylenirken bir yandan da bu olaylara inanamıyormuş gibi davranıyordu ben ise gülerek Ada'ya bakıyordum, bunu fark etmiş olan Ada gecikmeden gülüşüme eşlik etti, bilmiyorum aslında aşırı derecede komik bir olay değildi veya kahkahalarla güleceğimiz bir olayı anlatmamıştı ama bu aralar bir tutamda olsa mutluluğun göze batmayacağı gibi biraz kahkahada sorun çıkartmazdı.
"Her neyse Dilay konu iyice saptı, en iyisi biz dersimize dönelim."
"Tabiki de, dinliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAAT
Ficção CientíficaOlacaklardan habersiz bir genç kız... Aylardır beklenen ekibin yeni üyesi... Kaderin oynadığı oyunlar hiç bu kadar acı vermemişti, attığı kahkahalar küçük bekçileri uyandırıyordu... Uyanmaması gereken bekçileri. Abisinden kaçmak istemişti, küçük be...