•İlk Tehdit•

29.3K 583 105
                                    

"Acı Çekirdek'e gelmezsen, abinin başı belaya girer."

Mesajı tekrar tekrar okuyup duruyordum. İtin biri bana fena sarmıştı. Attığı mesaja pek itimat etmezdim, yafta diye geçebilirdim. Tabii birkaç dakika sonra abimin Acı Çekirdek'te otururkenki fotoğrafını atmasaydı.

Bu mesaj iyi niyetli bir şeyden ziyade, daha çok tehditti. O her kimse onun suratına iyi bir tükürecektim. Ya da abimin arkadaşlarına söyleyecektim ve onlar dövecekti. 19 yaşında bir kız abisini korumak için dövüşürse sanırım abim utanırdı. Ki zaten kimle karşılaşacağımı bilmiyordum. Kavga falan düşünmeye hemen başlamıştım. Serseri hallerimden liseden beri kurtulamıyordum.

Altımda siyah dar pantolon ve üzerine giydiğim bordo tişört ile taksiden indim. Acı Çekirdek'in kapısında durup derin bir nefes aldım. Evet hava soğuktu ama abimin fotoğrafını görür görmez cebime attığım parayla hemen dışarı atılmıştım. Şaka yapan aptalın tekiydi muhtemelen, ama yine de abimin yanında olmalıydım.

Kendisi 23 yaşında bir bebekti. Onu dünyada sevdiğim en önemli ve tek şey olarak görüyordum. Ona sorarsanız benim kendini koruyamayan bu saatte Acı Çekirdek gibi bir yerde olamayacak kadar çocuk olduğumu söylerdi. Bana sorarsanız asıl o bu saatte evde olmalıydı.

Acı Çekirdek'e adım attığım anda müziğin sesinin kısık olmasına sevinmiştim. Bar bölümüne baktığımda abimin en yakın arkadaşı Noyan'ı gördüm. Fakat Anıl Soyder yoktu. Yani abim. Hızla sırtı bana dönük Noyan'a yol aldığım sırada telefonum çalmaya başladı. Yerimde durup arayana baktım. Mesaj atan numaraydı. Bir hışımla açtım.

"Sakın Noyan'a gitme. Kimse burada olduğunu bilmeyecek."

Sesi bir köpeğe komut verecek kadar net ve sertti.

"Abim nerede!?"

"Güvende. Şimdi. Neden geldiğini konuşalım mı!?"

"Abimin nerede olduğunu söylemezsen ortalığı ayağa kaldırırım!"

Ağzından mmm gibi bir ses çıktı. Gerçekten eğleniyor muydu? Onu elime geçirip lime lime etmek vardı.

"Tuvalette."

Kafamı oraya diktiğimde abimin tuvaletten çıkıp Noyan'a doğru yürüdüğünü görünce rahatladım. Şimdi eğlenme sırası bendeydi.

"Aferin. Ona dokunayım deme seni yemin ederim ki öldürürüm"

"Beni dinlemezsen abin çok dokunaklı anlar yaşar Alin Soyder"

Alayla güldüm.

"Ne kadar tehlikeli olabilirsin ki?"

Telefonu kapatıp cebime koydum. Adımı ve abimi biliyor diye korkacak değildim. Çevresi olan insanlardık. Gayet normaldi. Beni kullanmak falan isteyen salağın tekiydi muhtemelen. Abimin iyi olduğunu görünce keyfim yerine gelmişti. Gülümseyerek bara yürüdüm. Abim ile Noyan'ın omzuna iki kolumu atıp aralarından kafamı uzattım.

"İki yakışıklı buldum!"

İkisi de şaşkınca bana bakarken gülümsemeye devam ettim.

"Ne işin var burada?" dedi abim kaşlarını çatarak.

"Hem de bu saatte?" diyen de Noyan'dı.

"Benim küçük bebeklerimin uyku vakti geldi. Onları eve götüreceğim" barmene dönüp gülümsedim "tabii ilk önce alkolsüz bir şey içtikten sonra"

Noyan yumuşayıp gülerken abimi izliyordu. Abim ise hâlâ gergindi. Kollarımı çekip abimin sağına oturacaktım ki hızla kalkıp kendisi sağa kaydı ve beni kendi aralarına aldı. Onun kalktığı yere oturdum.

"Alin neyle geldin? Niye çıktın bu saatte? Başına bir şey gelseydi haberimiz mi olurdu? Gelmek istiyorsan söyleseydin alırdık."

Gözlerimi etrafta gezdirdim. O manyağı abime anlatacak değildim. Asılsız salağın tekiydi. Muhabbetini yapıp onu germeme gerek yoktu.

" Canım sıkıldı tamam mı? Bıraksam gece 2'de geleceksin eve. Sevmiyorum beni yalnız bırakmanı"

Gözlerini Noyan'a gönderdiğinde onun bu işten yırttığını sanıyorsa yanılıyordu.

"Noyan da aynı şekilde. Ben de sizi rahatsız edeyim dedim. Tabi istemiyorsanız taksiyle dönerim. Önce para vermen lazım"

Sol kolunu boynuma atıp beni göğsüne bastırdı.

"Hemen soytarılık yapma. Özür dilerim bu arada prensesim benim. Yarın tüm gün seninleyiz. Demi Noyan?"

"Evet evet"

Onun koltuk altından Noyan'a baktığımda bana sevecenlikle baktığını gördüm. Mükemmel abilerin en mükemmel yanı mükemmel bir kız kardeştir.

*

Üzerimi değiştirip yatağa uzandım. Rahatladığım için iyi bir uyku çekebilirdim. Tabii kabus görmezsem. Abim kapıdan içeri girdiğinde doğrulup ona baktım. Saçları dağılmış, lacivert pijaması ile bana yaklaşıyordu. Yanıma yatıp beni kolları arasına aldı.

"Annemle babam yokken seni bu kadar yalnız bırakmamam gerekiyordu. Özür dilerim"

"Şarkı söylersen seni öpebilirim." diyip güldüğümde saçlarımı karıştırdı.

"Onun doğrusu şarkı söylersen seni affederim olmayacak mı?"

"Seni affetmem için beni üzmen gerekir. Ve sen beni hiç üzmedin"

"Sen beni ne zamandır bu kadar çok seviyorsun bakalım"

"Ben annemin karnındayken benimle konuşup kendi odanın en güzel yerini bana ayıracağını söylediğinden beri"

Saçlarımdan öpüp şarkı söylemeye başladı.

*

Sabah kahvaltı yaparken telefonumla ilgileniyordum. Yine o manyak mesaj atmıştı.

"Beni sen zorladın."

Keyfim yine kaçarken kahvaltımı yarıda kesip mutfağı topladım ve birkaç saat evde oturduktan sonra üzerimi giyinip kitapçıya gittim.

Şu mesaj atan geri zekalı beni germeye tekrar başlamıştı. Abime bir şey olacağını sanmıyordum. Yapamazdı herhalde. Ama asıl rahatsız olduğum abimi bu kadar önemsediğimi bilip onu koz olarak kullanmasıydı.

Birkaç kitap alıp bir yerde kahve içmek için oturduğumda Noyan'ın beni aradığını görüp telefonu açtım.

"Alo?"

"Alin! Anıl, hastanede. Bir kaza olmuş!"

TEHDİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin