Alarmın sesiyle uyandı. Dün geceki uykusuzluktan dolayı başı çatlıyordu. Lavabonun karşısına geçip yüzüne su çarptı, aynadaki yansımasına baktı, son iki ayda sanki 10 yaş yaşlanmıştı, göz torbaları şişmiş, kaz ayakları çoğalmıştı. Düşüncelerinden sıyrılıp mutfağa geçti, her zamanki gibi kendine yeşil çay ve çikolatalı ekmek hazırladı ve hızlıca atıştırıp evden çıktı. Kapının önündeki megane'ın kilidini açıp sürücü koltuğuna geçti ve Eminem dinleyerek bankaya doğru yola çıktı. Yirmi dakika geçmeden bankaya gelmişti. Kapıda 30 yıldır bankanın güvenlikliğini yapan Ali ağabey vardı ona selam verip içeri girdi. Sekreteri Ayşe odasının kapısının önünde Uras'ı bekliyordu, onunla günlük planınını görüşüp, odasına geçti. Deri koltuğuna gömüldü, hiç iş iştahı yoktu. Yarınki hafta tatilini iple çekiyordu. Öğle tatiline kadar önündeki dosyalarla ilgilendi. Öğlen her zaman gittiği dürümcüye gitti. Öğleden sonrada veznedar Gül Hanım'la yaptığı küçük bir tartışma dışında sıradışı bir olay olmadı. Son zamanlarda çok agresifti eskiden olsa hiç tepki vermeyeceği olaylara çok büyük tepki veriyordu. Gül Hanım da çok sevdiği bir ablasıydı ama yine küçük bir hataya büyük bir tepki vermişti, mesainin sonuna doğru bankaya zengin bir müşteri gelmişti Gül Hanım da onun işini hallederken küçük bir hata yaptı ve müşterinin havalesini başka bir hesaba yapmıştı godaman müşteri de bankayı birbirine kattı Uras da bütün sinirini Gül Hanımdan çıkardı sonradan pişman oldu ama nafile. Eve gider gitmez kendini yatağa attı ve sızıp kaldı.