Uras nerede olduğuna anlam veremiyordu. Yeşil,her yerde bank olan hastane bahçesine benzeyen bir yerdeydi bahçede bir grup insan vardı, çok garip hareketleri vardı hepsi deli gibiydi. Uzun boylu zayıf bir adan elinde hortum yokken çiçekleri suluyor, kızıl saçlı, çok güzel yüz hatları olan sanki televizyondan fırlamış bir film yıldızı gibi duran bir kadın bankta tek başına otururken karşısında birisi varmış gibi konuşuyordu. Uras etrafına bakındı yetkili birini aradı karşıdan beyaz önlüklü doktora benzeyen kırklı yaşlarda bir adam geliyordu,Uras hemen yanına gitti
-Merhaba
-Merhaba Uras Bey
Ne, Uras Bey mi? Bu adam ismini nereden biliyordu
-Siz kimsiniz? Benim adımı nereden biliyorsunuz?
- Nereden mi biliyorum? Siz beş senedir burada kalıyorsunuz Uras Bey.
-Burası neresi? Ben neredeyim?
-Bakırköy Ruh ve Sinir hastalıkları Hastanesi
Hayır hayır olamaz Uras'ın burada ne işi vardı daha dün bankadaydı Gül Hanımla tartışmıştı ne ara buraya gelmişti olanlara bir anlam veremiyordu, sendeleyerek geriledi ve bankın üstüne oturdu. Bu bir kabus olmalıydı ama herşey çok gerçekçiydi. O an bir ses duydu alarmın sesiydi, bu sesi duyduğuna hiç bu kadar sevindiğini hatırlamıyordu, gözlerini açtı, derin bir oh çekti. Elini yüzünü yıkayıp posta kutusundan gazetesini alıp geldi gazeteyi masanın üzerine bıraktı ve pazar ritüelini gerçekleştirmek için mutfağa gitti, kendine mükellef bir kahvaltı hazırladı. Pazar kahvaltısı onun için on senedir bir gelenek haline gelmişti. Bu yaşına kadar evlenmemiş - çocuklukta yaşadıklarından olsa gerek- bu yaşından sonrada evlenmeyi düşünmüyordu. Her şeyi hazırladıktan sonra ahşap, otantik görüntülü sandalyeye oturdu ve pazar keyfi yapmaya hazırlandı. Keyfi yerindeydi ta ki gazeteyi eline alana kadar,yerel gazetenin ilk sayfasının yarısını Gül Hanım'ın fotoğrafı kaplıyordu. Uras'ın gözü hemen fotoğrafın altına kaydı, zavallı kadının aynı Murat Bey gibi kapısının önünde boğularak öldürüldüğü önceki cinayetteki gibi kapıda zorlama olmadığı, katilin giderken kapıyı açık bıraktığı, Gül Hanım'ın da Murat Beyle aynı bankada çalıştığı ve benzeri bir çok şeyden bahsediliyordu ve genel kanının önceki cinayetle bu cinayetin maktulünün aynı kişi olduğu yönünde bilgiler vardı. Uras'ın başından aşağıya kaynar sular döküldü, dün gece neler yaptığını hatırlamaya çalıştı, işten eve gelir gelmez uyumuştu ya da o mu öyle hatırlıyordu? Bunu bilmiyordu ama bildiği tek şey vardı o da her şeyin daha da kötüye gittiği.