Polis

24 6 2
                                    

         Gözlerimi açtığımda başımdaki ağrı hala devam etse de hafiflemişti. Yoğun bakımdan çıkarılıp normal odaya alındığımı anlamam çok uzun sürmedi, kolumdaki serum da çıkarılmıştı, bu bana çok acı verse de yerimden yavaş yavaş doğruldum aslında ayağa kalkıp dışarı çıkmak istiyordum ama henüz bunun zamanı olmadığını düşündüm. İki aydır hareket etmediğim için iyice zayıflamış kaslarımı çok zorlamadan ısıtmaya çalıştım, o anda kapının önünden konuşmalar duyulmaya başladı gittikçe yakınlaşıyor gibiydi kapının önüne geldiklerinde ise durdular iki tane erkek konuşuyordu sesinden birini biraz önceki gördüğüm doktor olduğunu anladım diğer sesse hiç tanıdık gelmiyordu. Konuştuklarını anlamak için çok çaba sarfettim ama birkaç kelime dışında pek bir şey anlayamadım. Uyandığımı anlamaları için seslice öksürdüm, sanki onlar da bunu bekliyormuş gibi daha iki saniye geçmeden kapı açıldı, içeri girdiklerinde yanıldığımı farkettim, iki değil üç kişilerdi ama sanırım biri hiç konuşmamıştı yada sesleri birbirine benziyordu biri kapı açılmadan da anladığım üzere George Clooney'e benzeyen doktordu, diğer ikisini ise hayatımda ilk defa görüyordum. Biri otuz beş kırklı yaşlarda orta boylu orta kilolu, diğeriyse ondan biraz daha genç gibi duran incecik upuzun bir adamdı, daha kısa boylu olanın, mavi tişörtünün altından polis rozeti gözüküyordu, muhtemelen uzun adam da polisti.
   
       Kısa süreli bir sessizlikten sonra benim konuşmamı beklediklerini düşünüp konuşmaya başlayacaktım ki mavi tişörtlü polis," geçmiş olsun Uras Bey." dedi. Bir polisten beklenircesine tok bir sesle ve devam etti, "Murat Bey 'le sizin durumunuz hakkında biraz konuştuk, travmadan dolayı yaşadığınız hafıza kaybından bahsetti kendinizi iyi hissediyorsanız bu konuda sizinle biraz konuşmak istiyorum."
Anladığım kadarıyla "Murat Bey" doktor oluyordu, bu benim hiçte yabancı olmadığım bir tabirdi bunu hergün üç beş kere kullanıyordum çünkü çalıştığım bankanın müdürü de "Murat Bey" di ve kendisinden pek haz ettiğim söylenemezdi.
"Tabi ki konuşabiliriz." dedim. Bunun için pek hevesli olmasam da bundan kaçış olmayacağını biliyordum. Doktor" kendinizi çok fazla yormayın. " dedi ve aheste aheste odadan çıktı sanırım benim konuşup konuşamayacağımı kontrol etmek için gelmişti. Kapı kapandıktan hemen sonra uzun polis" Murat Bey'i hatırlıyorsunuz değil mi? "dedi. Sesi- uzun süredir konuşmadığından olmalı - hırıltılı çıkmıştı, ben hangisini kast ettiğini anlamaya çalışırken öbürkü polis ona sinirli bir bakış atıp konuştu" kusura bakmayın kendimizi tanıtmadık, ben komiser İbrahim bu da komiser yardımcısı Hüseyin siz bizi de hatırlamıyorsunuzdur heralde. "
Polislere şaşkın şaşkın bakıp olup biteni anlamaya çalışırken cevap verdim, evet kusura bakmayın hatırlamıyorum, nerede tanışmıştık acaba? Bunları daha sonra konuşuruz, dedi komiser şimdilik sizi fazla yormayalım, kazayla ilgili neler hatırlıyorsunuz?
  Kafamı bir kez daha zorladım ama farklı bir şey yoktu yine aynı çarpma sesi ve karanlık başka hiçbir şey yoktu, bunları uzun olanı odada yokmuş gibi davranarak komisere anlattım sonra ikisi de güzel dileklerini sunup odadan çıktı.

      Benden bir şeyler gizleniyormuş gibi hissettim,  doktor tekrardan odaya gelene kadar son birkaç ayı hatırlamaya çalıştım ama çabalarım yine bir sonuç vermedi. Doktor'a kendimi iyi hissettiğimi ve çıkmak istediğimi söylesem de birkaç gün daha müşahade altında kalmam gerektiğini söyledi ben de fazla üstelemedim akşam olmuştu verilen ağrı kesicilerden dolayı beynimin çok küçük bölümünü kullabiliyor gibi hissediyordum ve şu an yapılabilecek en verimli şeyin uyumak olacağını düşündüm bunun için çok uğraşmam gerekmedi.

   Rüyamda telefonla konuşan bir adam gördüm çok uzakta olduğu için yüzünü seçemiyordum ama alaycı sesinden çok güçlü hissedilen bir duygu vardı     "vazgeçmişlik"...

ŞİZOFFRENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin