10.BÖLÜM

1.5K 103 4
                                    

💛 DÜZENLENDİ 💛

...

(Yazar' ın Ağzından)

Azra Tanem deli gibi Fatih in ağzından çıkacak kelimeleri bekliyordu. Fazlasıyla merak ediyordu. Bu kadar önemli ne teklifi olabilirdi ki ?

-Konuşmayı düşünüyor musun artık ?

-Çok heyecanlandın bakıyorum da. Sadece benimle evlenmeni söyleyecektim.

-Ne heye.. Neee ?! Ne diyorsun sen be ?! Ne evlenmesi ? Deli misin sen be ?

-Aşkın beni deli divane etti Tanem. Desem inanma tabiki de böyle bir şey yok. Olamaz da. Dediğimi duydun. Benimle evleneceksin Tanem ! Burdan ancak teklifimi kabul edersen sağ çıkabilirsin.

-Senin teklifini kabul etmiyorum. Asla da böyle saçma sapan bir şeyi kabul etmem. Nasıl olsa abim beni bulup kurtaracak. Kendi gözlerinle göreceksin.

-Ah Tanem ah. Sen beni hiç tanımıyorsun ki ama. Sence ben ordan bakıldığında aptal gibi mi görünüyorum ? Abinin bizi bulması imkansız. Ha bir gerçek var o da abin şuan İstanbul un altını üstüne getiriyor seni bulabilmek için ama maalesef ki bulamayacak işte.

-Neresi burası be ? Cehennemin dibi mi ? Bana bak kabul etmiyorum ben teklifini falan. Git kendine evlenecek başka birini bul benden de uzak dur. Burdan gerekirse ölerek çıkarım ama yine de asla sana boyun eğmem !

-Ah be Tanem sen beni hiç dinlemiyorsun ki. Sence sadece seni mi öldürürüm sanıyorsun ? Önce o çok değerli anne ve babandan başlarım..

-Sakın ! Sakın aşağılık herif sakın dokunma onlara !

-Kes sesini ! Daha bitmedi sözlerim. Daha sonra da o çok değerli abin var ya işte onu da hiç acımadan öldürürüm hem de gözlerinin önünde. Şuan zaten bir adamımın hedefinde abin. Benden haber bekliyor. Benden emri aldığı an kafasına sıkacak ! Seçim senin Tanem !

-Allah belanı versin senin pislik herif ! Ne istiyorsun bizden ha ? Senin ne derdin var benimle ? Ne derdin var ailemle ? Ne derdin var abimle ?!

-Benim derdim sadece abin olacak o herifle Tanem ! Ondan almam gereken büyük bir intikam var !

-Ne ? Hani şirket işiydi ? Hani ihaleydi. Adamın öyle söylemişti.

-Çok safsın sen ya. Gerçekten seni kandırmak neden bu kadar kolay ki ? Onlar bahane. Sırf sen çok soru sorma diye bir yalan uydurdu sana. Benim amacım farklı. Benim kinim büyük abine. Belki öldürmeyeceğim onu ama seninle evlenerek her gün ölmekten beter hale getireceğim onu.

-Abim sana ne yaptı ? Abim kötü bir şey yapmaz ki. Sen abimi hiç tanımıyorsun !

-Kes sesini ! Abini emin ol çok iyi tanıyorum. Herkesten iyi. O aşağılık abin bana acıların en büyüğünü yaşattı ! Benim en değerlimi elimden aldı. Bende aynı şekilde ona yaşatacağım !

-Sen ? Allahım inanamıyorum sen yoksa ? O musun ? Yeliz in abisi misin ?

-Çok şükür anladın ! Evet ! O benden en değerlimi kardeşimi aldı bende ondan en değerlisini yani seni alacağım ve canını yakacağım ! Acı ne demekmiş o zaman anlayacak Yiğit bey ! İliklerine kadar yaşayacak o acıyı. Şimdi sana düşünmek için beş dakika veriyorum. Gerçi düşünmen bile hata ama ben yine de sana bir iyilik yapıyorum.

Azra Tanem şaşkınlıktan ölmek üzereydi artık. Bu adam nasıl böyle büyük bir kin beslemişti yıllarca ? O kadar donuk ve katıydı ki ona bir şeyler anlatmak çok zordu. Azra abisinin suçsuz olduğunu bu adama kesinlikle anlatamazdı. Sabaha kadar dil dökse de dinlemezdi. Kendini öyle bir kilitlemişti ki intikam almaya ona ulaşmak çok zordu. Yapacak bir şeyi yoktu Azra nın. Bir an önce kurtulması gerekti burdan çünkü sonuç ne olursa olsun iki tarafta da ölen kendi oluyordu. Kabul etmezse canından çok sevdiği ailesi ve abisi ölecekti o da yaşayan ölüye dönecekti. Kabul ederse ise herkes kurtulmuş olacaktı ama bu adamın daha neler yapabileceğini bilemediği için belki de her gün üzüntüden ölecekti. Onun yanında da yaşayan bir ölüden farksız olacaktı belki de.
Fatih ise düşünceler içindeki kıza bakıp alayla dudaklarını kıvırdı. Korkuyu iliklerine kadar hissetmişti Azra ve bu da Fatih in keyif almasına neden oluyordu. Ufak bir bekleyişin ardından Fatih Azra yı biraz yalnız bırakmak için tam arkasını dönmüş kapıdan çıkacakken Azra yerde bulduğu bir taşı hemen kafasına indirdi. Fatih önce biraz afallasa da daha sonra bayıldı. Azra ise bunu fırsat bilip hemen kapıdan çıktı ve öncelikle etrafı kolaçan etti. Etrafta kimsenin olmadığını görünce dış kapıya yöneldi. Buraya da baktığında etrafta yine kimseleri göremedi. Azra bu duruma biraz şaşırsa da bunun üzerinde durmadı ve hiç durmadan arkasına bile bakmadan koşmaya başladı. Nefesi tükenene kadar karanlık ormanda koşmaya devam etti. En sonunda bir otoyol bulup hemen oraya indi. Yoldan birkaç araba geçti ama hiçbiri de durmadı. En sonunda dayanamayıp ayaklarında derman kalmayınca bıraktı kendini yere. Birkaç dakika sonra ise şiddetli bir şekilde yağmur yağmaya başladı. Hava zaten zifiri karanlıktı bir de yağmur olması Azra yı iyice korkutmaya başlamıştı. Zor bela olduğu yerden kalkıp korka korka yolda yürümeye başladı. Birden üzerine doğru hızla gelen arabayı fark etti ve belki yardım eder ümidi ile yolun ortasına geçti. Farlardan arabayı çok net göremese de kısa bir an sonra araba durdu ama Azra içinden çıkanı görünce kısa çaplı bir şok yaşadı. Azrail yine karşısındaydı. Şansına lanetler yağdırarak geri geri gitmeye başladı. Ayaklarında derman kalmamış koşmaya gücü yoktu artık ve olduğu yere bıraktı kendini. Göz yaşları durmaksızın akarken Fatih hızla yanına gelip kolundan tutup kaldırdı.

İLK KALP AĞRIM 💕Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin